• BIST 9674.32
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 24 °C

Devlet, vatandaşını tektipleştirmemeli

Devlet, vatandaşını tektipleştirmemeli
Eğitim sisteminin tartışıldığı 31. Abant Toplantısı dün sona erdi.

Platformun sonuç bildirgesinde, devletin vatandaşlarını tektipleştirmeden, belli bir yaşam tarzı ve ideoloji dayatmadan eğitim vermesi gerektiği belirtildi. Merkeziyetçi müfredat yerine özgürlük ve çoğulculuğu esas alan bir programa geçilmesi tavsiye edildi.

‘Türkiye’nin Eğitimle Sınavı’ başlıklı 31. Abant Toplantısı’ndan çıkan sonuç bildirisi dün açıklandı. Bildiride, devletin vatandaşlarını tektipleştirmediği, belli bir yaşam tarzı dayatmadığı, bireylerin kabiliyetlerine göre kendilerini geliştirebilecekleri bir modele geçilmesi gerektiği vurgulandı. Karar alma süreçlerinin şeffaf, tam katılımcılığa açık ve denetlenebilir olması tavsiye edildi.

Merkeziyetçi müfredat yerine özgürlükçü ve çoğulcu bir programın önemine dikkat çekildi. “Müfredatta eğitimin üç temel amacı olan yetkinlik, kuşaklar arası değer aktarımı ve kişideki potansiyel yeteneklerin ortaya çıkarılması hedeflerine eşit düzeyde yer verilmelidir.” ifadesi kullanıldı.  Japonya ve Almanya gibi ülkelerde de özel öğretim kurumlarının varlığına işaret edilerek, bu kurumların destekleyici olduğunun altı çizildi. Mesleki eğitimin; bireysel tercihler, ülkenin ihtiyaçları ve dünya gerçeklerine uygun olarak yapılması gerektiği belirtildi. “Kalitenin temel unsuru olan öğretmen yetiştirmede yükseköğretim ve milli eğitim bakanlığının işbirliği yapmaları şarttır.” denildi.  Eğitime ayrılan bütçenin artırılması talep edildi.

‘Türkiye’nin Eğitimle Sınavı’ başlıklı 31. Abant Toplantısı, iki gün sürdü. İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen toplantıya çeşitli ülkelerden 102 konuşmacı katıldı. Toplantıda, Türkiye’nin eğitimle sınavı, uluslararası tecrübeler ışığında eğitim politikası ve çözüm arayışları başlıkları konuşuldu. Ardından katılımcıların fikirlerine göre düzenlenen sonuç bildirge hazırlandı. 9 maddeden oluşan bildirgede eğitim politikalarındaki temel sorunlardan müfredat programına, özel eğitim kurumlarından eğitime ayrılan bütçeye kadar önemli konulara temas edildi. Devletin vatandaşları tektipleştirmemesi istenirken, bireylerin kabiliyetlerine göre kendilerini geliştirebilecekleri zemini hazırlanması gerektiğine vurgu yapıldı. Tek tip müfredatın da eğitimin temel sorunu olduğu vurgulanarak şöyle denildi: “Merkeziyetçi, tek tip müfredat programları eğitimin temel sorunlarından biridir. Müfredatlar, özgürlükçü, esnek ve çoğulcu olmalı; eğitimin üç temel amacı olan yetkinlik, kuşaklar arası değer aktarımı ve kişideki potansiyel yeteneklerin ortaya çıkarılması hedeflerine eşit düzeyde yer verilmelidir.” İşte sonuç bildirgesi:

Eğitim ve öğretimin günümüzde bilgi aktarmanın yanında merak uyandırma, işlevsel beceriler ve yetenekler kazandırması hedeflenmelidir.

Merkeziyetçi, tek tip müfredat programları eğitimin temel sorunlarından biridir. Müfredatlar, özgürlükçü, esnek ve çoğulcu olmalı; eğitimin üç temel amacı olan yetkinlik, kuşaklar arası değer aktarımı ve kişideki potansiyel yeteneklerin ortaya çıkarılması hedeflerine eşit düzeyde yer verilmelidir.  

Eğitim politikalarında temel sorunlar, sürekliliğin olmaması, politik yaklaşımların belirleyici olması, planlama ve karar almada paydaşların göz ardı edilmesidir. Karar alma süreçleri şeffaf, tam katılımcılığa açık, bilimsel verilere dayalı ve denetlenebilir olmalıdır.

Eğitimde kalitenin en önemli unsuru öğretmen yeterliliği ve adanmışlıktır (özveri). Ancak öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları ile Milli Eğitim Bakanlığı birimleri arasındaki koordinasyonsuzluk öğretmenlerin performans ve motivasyonunu sınırlandırmaktadır.

Birçok ülkede olduğu gibi (Japonya, Almanya, Arjantin, Avusturya, Güney Kore) özel öğretim sınavlara hazırlık ve ders takviyesi sağlayan kurumlar kamu eğitim kurumlarına alternatif olmayıp tamamlayıcı ve destekleyici unsurlardır. Bu bağlamda, özel öğretim kurumlarının varlık ve işleyişi fırsat eşitliği, piyasa koşulları, teşebbüs hürriyeti ve tercih hakkı bağlamında değerlendirilmelidir.

Devlet vatandaşlarını tektipleştirmemeli, belli bir yaşam tarzı ve ideoloji doğrultusunda eğitmemelidir. Bireylerin kabiliyetlerine göre kendilerini geliştirebilecekleri zemin hazırlanmalıdır.

Ölçme ve değerlendirme yalnızca bireyin eleme ya da değerlendirme amacına değil sistemin iyileştirilmesi amacına da katkıda bulunmalıdır. Bu doğrultuda gerçekleştirilecek her türlü reform çok boyutluluğu göz ardı etmeden sistem bütünlüğü içerisinde gerçekleştirilmelidir.

Yönlendirme ve meslek eğitimi, bireysel tercihler, ülkenin ihtiyaçları ve dünya gerçeklerine uygun olarak yapılandırılmalıdır.

Ülkemizde son yıllarda bütçeden en büyük pay eğitime ayrılmakla beraber kabul edilmiş uluslararası standartların yakalanabilmesi için eğitim, ulusal ve uluslararası platformlarda daha çok değerlendirilmelidir.

tep.jpg

http://www.istanbulhaber.com

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim