• BIST 9645.02
  • Altın 2429.254
  • Dolar 32.552
  • Euro 34.8813
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 25 °C

Devlet Bahçeli: Bu millete bu kadar eziyet fazla

Devlet Bahçeli: Bu millete bu kadar eziyet fazla
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1915 olaylarına ilişkin mesajıyla ilgili, "Bunun değerlendirilecek hiçbir yanı yok. Bu millete bu kadar eziyet fazla" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1915 olaylarına ilişkin mesajıyla ilgili, "Bunun değerlendirilecek hiçbir yanı yok" dedi. 

Bahçeli, TBMM'de gazetecilerin Başbakan Erdoğan'ın mesajına ilişkin sorusunu yanıtladı. Bahçeli, "Bunun değerlendirilecek hiçbir yanı yok. Bu millete bu kadar eziyet fazla" ifadelerini kullandı. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise gazetecilerin soruları üzerine Erdoğan'ın mesajını henüz okumadığını söyledi.

"TBMM coşkunun temsil edildiği ruh"

Bahçeli,  TBMM Genel Kurulu'nun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Dolayısıyla yapılan özel oturumunda yaptığı konuşmaya ise "94 yıllık maziden süzülerek gelen Gazi Meclisimiz'in kutlu hatıralarını sevinç, dua ve hürmetle yad ediyorum" diyerek başladı. 

TBMM'nin her şeyden önce Türk milletine duyulan sevgi ve saygının eşsiz tezahürü, çok kıymetli ürünü ve milli iradeye sadakatin, milli egemenliğe bağlılığın, meşruiyete verilen önemin açık ve net kanıtı olduğunu belirten Bahçeli, Büyük Millet Meclisi'nin açılmasının, döneminin şartları dikkate alındığında destansı bir atılım, kararlı bir adım olduğunu söyledi. 

Milletin kendi geleceğine kendisinin yön vereceğini 23 Nisan 1920'de gösterdiğini ve temsilcileri eliyle tüm dünyaya duyurduğunu ifade eden Bahçeli, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle ifade edecek olursak, Büyük Millet Meclisi bizi yaşatmamak isteyenlere karşı yaşama hakkımızı müdafaa etmek üzere toplanmıştır. Çorak, bakımsız ve kerpiç evli Ankara'nın göbeğinde bağımsızlığımızın rotası şekillenmiş, istikbalimizin haritası çizilmiştir" dedi.

"23 Nisan isyan ve milli direniştir"

Bahçeli, 23 Nisan 1920'nin Mondros'taki aldatmaya, işgal planlarına en etkili cevap olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:  

"23 Nisan 1920, boğazda demirleyerek toplarını devrin başkentine çeviren şımarıklığa ve cüretkarlığa rest çeken isyan ve itiraz eden milli direniştir. 23 Nisan 1920, asırlarca vatan topraklarının istilasını hedefleyen, Türksüz Anadolu özlemiyle yanıp tutuşan vesayetçi ve sömürgeci güçlere en kalıcı mesaj, en tutarlı duruştur. Devletini kurmadan Meclisini açacak kadar cesaret ve öngörü sahibi olan Türk milleti, TBMM'nin vasıtasıyla köleliğe meydan okumuş, tutsaklığa başkaldırmıştır. Acı ve ıstırap verici geri çekilmeleri durdurabilmek, yeni bir atılganlığa, yeni bir gidişe ve yeniden başlangıca hevesle ortam açmak için Ankara'nın kutlu baharında bağımsızlık hedefine odaklanmış, milletin sinesini tek yol olarak kabullenmiştir. 23 Nisan 1920 Cuma günü, Hacı Bayram Veli Camii'nde kılınan Cuma Namazı'nın hemen ardından Kur'an tilavetleriyle, salavat-ı şeriflerle, hatmi şeriflerle ve büyük umutlarla ilk Meclis'in kapısı aralanmıştır. Ulus'taki taş binaya milletimizin bütün özlemleri, bütün hayalleri yansımış adeta ete, kemiğe bürünmüştür. Bağımlı yaşamayı, parya olmayı, onursuzca gülmeyi aklının ucundan dahi geçirmeyen millet evlatları Ankara'da tek vücut haline gelmiştir.

Esareti reddeden, şuna buna boyun eğmektense ölmeyi tercih eden milliyetçi vatansever yürekler, yurdumuzun dört bir yanından Ankara'ya akın etmiştir. İlk Meclis'in açılış konuşmasını en yaşlı üye sıfatıyla yapan ve aynı zamanda Maarif Müdürlüğü'nden emekli olan Sinop Mebusu Şerif Bey'in şu sözleri her şeyi tümüyle gözler önüne sermektedir; 'Tam bağımsızlık ile yaşamak kararlılığında olan, ezelden beri hür ve bağımsız yaşayan milletimiz bu esaretini kesin ve kararlı bir biçimde reddetmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak, yüce meclisi vücuda getirmiştir'. Büyük Millet Meclisi, içinden çıkıp vekaletini üstlendiği milletinin tercümanı ve sözcüsü olarak beklentileri çok iyi şekilde seslendirmiştir."

Bahçeli, ilk Meclis'in savaş şartlarının ağırlığına rağmen demokrasinin erdemine, katılım ve çoğulculuğun önemine inandığını belirterek, Meclis'in kurtuluş mücadelesinin sevk ve idare merkezi olarak gazilik unvanına layık görüldüğünü anımsattı.

Toprakları istila edilmiş, ordusu dağıtılmış, insanı yorgun, yoksul ve bitkin düşmüş bir ülkenin, bir milletin demokrasiye bağlı kalarak, Meclis'i açık tutarak varlık mücadelesine atılmasının tarihte çok nadir, çok ender görüldüğünü vurgulayan Bahçeli, "O açıdan TBMM, yalnızca meşruiyetini ve iradesini milletten alan kurumsal bir yapı değil, aynı zamanda büyük Türk milletinin yaşama, var olma, bağımsızlık ve özgürlük coşkusunun temsil edildiği ruhun ta kendisidir" diye konuştu.

"Farklı ve aykırı ses çıkmadı"

Birinci Meclis'in yapısına da değinen Bahçeli, şöyle devam etti: 

"Bu toprakları vatan yapan ecdadımızdan devraldığımız ve omuzlarımıza yüklenen görevlerin ne nebze ağır olduğunu çok iyi biliyoruz. Bilmeyenlere hatırlatırım ki üstlendiğimiz vazifeyi yerine getirmek için ihtiyacımız olan cesaret ve ilham, tarihimizin şanlı sayfalarında fazlasıyla vardır. Birinci Meclis'te görev alan vekillerin, geçmişle gelecek arasındaki bağı, sorumluluk bilinciyle ve büyük bir özveriyle kurduğunu tartışmasız söyleyebiliriz. İçlerinde Meclis-i Mebusan'dan gelen sayıca kalabalık bir grup vardı, içlerinde toplumun her kesiminden, vatanımızın her yöresinden sosyal ve ekonomik hayatımızın her köşesinden çıkıp gelenler bulunuyordu. Buna rağmen ilk Meclis, Türkiye Cumhuriyeti'nin harcını karmış, temellerini kazmış ve duvarlarını örmüştür. Azımsanmayacak farklılıklar bulunmasına rağmen aralarında vatan ve millet konularında hiçbir farklı ve aykırı ses çıkmamıştır. Birinci Meclis bu sayede, yıllarca süren savaşlarla, bitmeyen kayıplarla, kesilmeyen baskı ve dayatmalarla içten içe çürüyen, eriyen ve çözülen imparatorluğumuzdan ulus devlet çıkarmayı başarmıştır. İsli gaz lambaları ışığında kaleme alınan kararlara, kardeşliğin çıkmayan mürekkebi damlamıştır. Taş binadaki odaların soğuğu, inanç ve sevda ateşiyle ısınmıştır. Telgraf masalarında, tahta sıralarda dar koridorlarda hep birlikte kurtuluşun, kutlu günlerin düşü kurulmuştur. Sabahlara kadar süren ayaz geceleri yanan ateşli toplantılarda şeref ve namus davasına ortaklaşa ant içilmiştir.

Biz ilk Meclis'e bakınca etnik koalisyonu, 36'nın birde buluşmasını değil, Türk milletini görüyoruz, onun yüksek haslet ve emanetlerini fark ediyoruz. Biz ilk Meclis'e bakınca mecburen bir araya gelmiş, yerel aidiyetleri kolektif ruha dökme gayesine yabancı kalmış yapay kalabalık değil, Türk milletinin bekası için peşinen kefene sarınan gerçek istiklal kahramanlarını görüyoruz. Ve elbette biz, ilk Meclise bakınca Türk milliyetçiliğinin yüksek erdem ve başarısını fark ediyoruz. Herkese de TBMM'ye bu nazarla yaklaşmasını tavsiye ediyorum. Demokrasi dışında, milli egemenlik haricinde başka yol ve mecra arayanları Meclis'in anlam ve mesajları üzerine kararlıca tefekkür etmeye davet ediyorum."

Bahçeli, konuşmasını, çocukların ve bugünün ithaf edildiği dünya çocuklarının bayramını kutlayarak, gerçek ve kalıcı barış, mutluluk ve huzur temenni ederek, Atatürk, dava arkadaşları, ilk Meclis üyeleri ve hayatta olmayan milletvekillerine rahmet dileyerek tamamladı. 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim