Türk deri sektörü, 2017 yılının ilk 9 ayında gerçekleştirdiği 1.1 milyar dolarlık ihracat ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 9'luk bir artış gösterdi.
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak, "Sektörümüz 2017 yılının ilk 9 ayında 1.1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 9'luk bir artış yakaladı. Sektörümüz yaşadığı sıkıntıları arkada bırakarak yoluna devam ediyor. 2017 yılı sektörümüz açısından çok başarılı geçiyor. Pazarlarımızı çeşitlendirerek yolumuza devam ediyoruz. Sevindirici bir durum da kilogram başına ihracatımız materyal fiyatlarının düşmesine rağmen artış gösteriyor. Bu da her geçen gün daha katma değerli ürün ihraç ettiğimiz anlamına geliyor. Bu sene Türkiye'nin genel ihracatından aldığımız pay yüzde 1 civarında. Bu payı artırabilmek için katma değeri yüksek ürün ihraç etmemiz ve kapasite kullanım oranımızı artırmamız lazım" dedi.
Türk deri sektörünün potansiyelinin altında çalıştığını belirten Şenocak, "Sektörümüzün kapasite kullanım oranları 2017 yılı itibari ile yüzde 50-60 civarında. Bu da firmalarımızın yarı kapasite ile çalıştığını gösteriyor. Devletimizin kurulu kapasite kullanımlarına yönelik getireceği bir teşvik sistemi hem istihdamımızı hem de ihracatımızı artıracaktır. Bu önerimiz yerine getirilirse sektörümüzün ihracatı da kapasite kullanım oranlarıyla doğru orantılı bir şekilde artış gösterecektir. Kapasite kullanım oranları arttığında birim başına maliyetlerimizde düşüreceğinden rekabet gücümüzde artacak. Sektörümüz mevut kapasitesiyle doğrudan 63 bin kişiyi istihdam ediyor. Dolaylı olarak yan sektörlerimizle birlikte bu rakam 200 bin civarlarına ulaşıyor" diye konuştu.
Türkiye ve Rusya arasındaki her geçen gün iyiye giden ikili ilişkilerin deri sektörüne de yansıdığını belirten Şenocak, "Lokomotif pazarımız olan Rusya'ya gerçekleştirdiğimiz deri ihracatındaki artış her geçen ay daha da artıyor. 2017 yılının 01 Ocak - 30 Eylül tarihleri arasında Rusya'ya 134 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Yılın ilk 9 ayında gerçekleştirdiğimiz 134 milyon dolarlık ihracat ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 93'lük bir artış yakalamış durumdayız. Türkiye'nin hemen hemen tek tedarikçisi olduğu yünlü derideki "Chip" uygulaması bizim ürünlerimize ilave maliyet oluşturarak rekabet etme gücümüzü zayıflatıyor. Alternatif ikame ürünler daha cazip hale geliyor. Sadece Eylül ayında Rusya'ya gerçekleştirdiğimiz 15 milyon dolarlık ihracat, bu pazarın sektörümüz için ne kadar önemli olduğunun göstergesi. Türk deri sektörü olarak moda ve trendleri yakından takip etmekle kalmıyor, artık kendimiz de bu değerleri taşıyan ürünler üretiyoruz. Bir pazara girdiğimizde rakip ülkelerden bizi ayrıştıran yönümüzün uygun fiyat olduğu dönemler artık eskide kaldı" diye konuştu.
"Ur-Ge projeleri firmalarımızı global rekabete hazırlıyor"
Ekonomi Bakanlığı'nın destekleriyle gerçekleştirdikleri Ur-Ge projelerinin geleceğe atılmış birer tohum olduğunu vurgulayan Şenocak şunları söyledi: "Ayakkabı, deri giyim ve saraciye sektörlerinde, 64 firma ile Ur-Ge projemizi yürütüyoruz. Proje kapsamında firmalarımıza egitim ve danısmanlık hizmeti verilerek firmalarımız global rekabete hazırlanıyor. Sağlanan bu imkanlarla firmalarımız, yeni pazarlara açılırken daha yüksek katma değerli ürün ihraç etmelerini sağlayacak önerilerle destekleniyorlar. Öte yandan Devletimizin verdiği teşviklerin firmalarımız tarafından iyi takip edilmesi ve bu teşviklerden faydalanılması lazım. Bu bağlamda devletimiz tarafından sağlanan teşviklerin sadece yeni yatırımlara değil, kurulu kapasiteyi ve üretimi de tekrar canlandıracak şekilde revize edilmesinin de çok büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz.
Geçtiğimiz dönemde gerek ayakkabıda gerek deri konfeksiyon ürünlerinde sektörümüz adına çok önemli olan ithalatta İlave Gümrük Vergileri yürürlüğe girdi. Saraciye sektörümüzde ithalatta kayıt uygulaması 30 Eylül 2017 itibariyle hayata geçirildi. Kromlu deri ihracatında KKDF kesintisi yapılmaya başlandı. Bunların hepsi sektörümüz adına çok önemli gelişmeler. Tüm bu uygulamalar sektörümüzde önemli bir rahatlamaya yol açacak, kullanılamayan kapasitenin kullanılabilmesine olanak verecektir. Ancak sektörümüz buradan gelecek büyüme nedeniyle rehavete kapılmamalı, odağına ihracatı almalıdır".
