Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Terör bugün kandan, gözyaşından beslenen bir sektör. Terörü iş edinmiş başında terör baronlarının bulunduğu bir sektördür. Bu sektörü adaletle, eğitimle çökerteceğiz" dedi. Konuşmasında "Kuklayı da, kuklacıyı da biliyoruz. Yeter ki zor zamanlar birbirimizin sesini duyalım" diyen Başbakan Davutoğlu, kendisini eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve sanatçı Mahsun Kırmızıgül'e de sert tepki gösterdi.
Başbakan Davutoğlu, güneydoğu heyetleriyle Çankaya Köşkü'nde buluştu. Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle: "Bizim siyaset felsefemiz insanı alan bir anlayıştır. O yüzden sizlerle istişareye büyük önem veriyorum. 12 Eylül sizi nesneleştirmeye, şimdi de terör örgütü sizi nesneleştirmeye çalışıyor. Farklılıkları harmanlayan bir anlayışı günümüze taşımalıyız. STK önderlerinin görüşlerine önem vereceğiz. Bu hafta bir seri istişare planlamıştım. Sizler bu ülkenin hem aklı, hem vicdanısınız. Bölgede barış ve huzur nasıl egemen olur bunun cevabını aradınız. Sizin temsil ettiğiniz STK yapıları teröre prim vermedi, milletin birliği ve devletin eşit vatandaş olma ilkesini öne çıkardı.
Bizler geçmişte demokratik açılımları, çözüm sürecini başlatırken sizlerle istişare ettik ve en büyük dayanağımız sizler oldunuz. 7 Haziran'ın ardında Türkiye'nin zaafa düştüğünü varsayarak harekete geçen terör odakları karşısında bu ülkenin birliğini beraberliğini sizler savundunuz. Verdiğiniz yürekli desteği unutamayız.
"HER NEFES HARAM OLSUN"
Biz Türkiye'yi farklıları ile zengileşen büyük bir aile olarak gördük. Ailenin fertlerinden birisi eksik olduğunda, ortak özellik sarsılırsa, bu coğrafyada olan bir renk bizim toplantılarımızda, ülkemizde olmazsa biz bunda eksiklik hissederiz. 78 milyon vatandaşımızın aziz olduğunu, birinin diğerinden farklı olmadığını düşünük.
Bir Ahmet olarak, bir kardeşiniz olarak, bu Türk mü, Kürt mü, Alevi mi diye sorarsam aldığım her nefes haram olsun. Aynı zihniyetle hizmet etmeyi düşündük. Bu AK Parti'nin siyaset felsefesiydi, anlayışıydı. Biz bunları AK Parti 2001 yılında yola çıktığında her ifademizde gördünüz.
2002'de iktidara geldiğimizden itibaren dediklerimizin gereğini yaptık. Çifte standartlı bir politika kabul etmedik. Bugün de aynı kararlılıkla devam etmekteyiz. Geçimişin ayrıştıcı, siyasallaştırıcı hareketine aykırı olarak kurulmuş bir harekettir AK Parti. Biz Türkiye'yi bütün zenginlikleriyle seviyoruz, kucaklıyoruz. Her insanımızın kendi düşüncesiyle, duygusuyla seviyoruz. Hepimizin benzerlikleri olduğu kadar farklılıkları da var. Farklılıklar anlaşmazlıklara, çatışmalara sebep veriyorsa bu bizim yanlışımızdır.
"HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ"
Hepimiz aynı gemideyiz. Ama bu gemi Nuh'un gemisi gibi yeni bir yönelişe giden gemi. Etrafımızda ne kadar tufan koparsa kopsun Irak'ta, Suriye'de olduğu gibi ya da kim içeriden bu gemiyi batırmak isterse, biz bu gemiyi Cudi Dağı'na, Ağrı Dağı'na salimen ulaştıracak, bu kutlu yürüyüşü devam ettireceğiz.
Her vatandaşımıza hizmet bize en büyük şereftir. Temsil kabileyini en üst seviyeye taşıyan Türkiye'de teröre asla izin vermeyiz. Bunu 78 milyon adına da söylüyorum. Kim eline silah alırsa, kim şehirlerimizi harabeye çevirmek isterse hepimiz ona karşı çıkacak ve bu toprakların ortak sesi olacağız. Bizim mücadelemiz bu ülkenin kardeşliğine kast eden terör örgütleriyledir. Okullara, camilere, sokakta insanlara saldıran menfur odaklara karşıdır.
Devletimiz vatandaşlarımıza yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelenin sonunda, Türkiye terörden kurtarılacaktır. Terörün yol açtığı tahribat yol olacak, vatandaşlarımız huzura kavuşacaktır.
DEMİRTAŞ'A YANIT
Terör örgütlerinin siyasi odakları terörü canlı tutmak istiyorlar. Dün mimari eserlerin korunması için Toledo'yu örnek göstererek, Sur'u koruyacağımızı söylediğimizde bunu faşizm ve Franco rejimi ile karşılaştırmaya çalışan ucuz yorumlar dile getirdiler. 12 Eylül faşist anlayışından kurtaran bu ülkeyi yine AK Parti'dir. Türkiye'yi PKK'nın Stalinist anlayışına karşı koruyacak olan da AK Parti'dir. Bu faşist anlayışı yaşatan terör örgütünün bundan bahsetmeye hakkı yoktur.
"BU SEKTÖRÜ ÇÖKERTECEĞİZ"
Eski Türkiye'de neler yaşandığını çok iyi biliyorsunuz. Eski Türkiye'de yasaklar vardı. OHAL vardı, yol kontrolleri vardı. Yolsuzluklar, yoksulluklar, adaletsizlikler vardı. Türkiye böyle demokrasi ayıplarını yıllarca yaşadı. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinde bu izleri silmenin yollarını aradı. Yasakları kaldırdık. Köylere dönüşü başlattık.
Türkiye bir daha o eski karanlık günlere dönmeyecek. 90'lı yıllara dönülecek diyenlere bir kez daha sesleniyorum. Teröre karşı en kararlı tutumu izlerken, demokratik kazanımları da destekleyeceğiz. Terör bugün kandan, gözyaşından beslenen bir sektör. Terörü iş edinmiş başında terör baronlarının bulunduğu bir sektördür. Bu sektörü adaletle, eğitimle çökerteceğiz.
Bu terör şebekesinin en büyük zararı Kürt vatandaşlarımıza. Bütün vatandaşlarımıza minnettarız. Onlara teşekkürü ifade etmek bizim için borçtur.
Birileri de hendek, çukur kazanları kahraman direnişçiler sayıyor. Bu devlet bütün vatandaşlarımızın devletidir. Kan döken teröristlerin vatandalarımıza acı çektirmesine izin vermeyeceğiz. Kimse sesinin duyulmadığını sanmasın. Hiçbir zaman çok sesli, çoğulcu demokrasi özleminden geri kalmadık.
MAHSUN KIRMIZIGÜL'E YANIT
Bir sanatçı bana "zalim" diye bize hitap edince aynaya dönüp baktım. İç muhasebe yaptım. Aynaya tekrar tekrar bakıp Rabbime hamdettim. Bu kişiyi anlamak istiyorsa Somali'ye başı okşanmış çocukların yanına gitsin. Bizim adaletimize, vicdanımıza şahitlik edecek o kadar insan var ki. Bizim elimizde tek bir masumun bırakın kanı, gözyaşı dahi yoktur. Birileri İsrail'in ya da Esad'ın yaptığı gibi zulm etmek isterse, ya da PKK gibi halka zulmetmek isterse buna sessiz kalacak kadar nasipsiz değiliz.
O sanatçıya sesleniyorum, zulüm görmek istiyorsa Dışkapı Hastanesi'nde ziyaret ettiğim o Sait'in gözlerine baksın. Bizim merhametimize tarih de, milletimiz de şahittir. Bu makamda biz durdukça, bu çocuklara kim zulmederse onlara karşı kudretimizin sesi de olacaktır. "DİYARBAKIR'I ÖYLE İNŞA EDECEĞİZ Kİ..."
Sizlerle birlikte hep kudret ile merhametin birlikte zikredildiği ortamlarda bulunacağız. Terör örgütünün vatandaşlarımıza yaşattığı acılar, en çok bizi üzüyor. O Diyarbakır'ı tarihi eserleriyle öyle inşa edeceğiz ki, Diyarbakır'a bakıp herkes Diyarbakır'ı ziyaret edecek.
Türkiye demokrasi ile yönetiliyor. Bizim en büyük gücümüz demokrasidir. Türkiye'de herkesin hukuku devletin güvencesi altındadır. Şiddeti ve terörü reddeden herkesle omuz omuzayız. Nefret diliyle konuşanlara karşı da yine hep beraberiz. Onların terörden, kandan beslendiklerini görüyoruz. Herkes emin olsun yaraları saracağız ve hayat en kısa sürede normale dönecek. Kuklayı da, kuklacıyı da biliyoruz. Yeter ki zor zamanlar birbirimizin sesini duyalım."
