Başbakan Ahmet Davutoğlu Polonya ziyareti öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Kılıçdaroğlu'nun Osmanlıca bizi Orta Çağ karanlığına götürür sözlerine çok sert cevap verdi. Davutoğlu: " Biz de Orta Çağ karanlığı yoktu. Batı'da evet vardı. Orta Çağ bizde Mevlana'nın, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemdir." dedi.
İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
- AB'nin Türkiye'ye bakışı nasıl? Bugün siz resmi heyetle görüştünüz. Çözüm sürecinde son yaşananları nasıl yorumlamalıyız?
"OCAK AYINDA BRÜKSEL'DE OLACAĞIM"
AB-Türkiye illişkileri her iki taraf için de çok önemli. Son yıllarda kapatılan fasılalar var. Bunların ivme kazanması bizim açımızdan önemli. Hükümeti kurar kurmaz ilk işimiz AB haritasını hazırlamak oldu. Çok önemli görüşmeler yaptık. Bakanlarımız da kendileriyle görüşecekler.
Ocak ayı içerisinde Brüksel'e bizzat gidip temaslarda bulunacağım. AB komiserlerinin Türkiye'yi ziyaret etmesi önemlidir.
Çözüm süreciyle ilgili arkadaşlarımızla görüşmelerde bulunduk. Bizim tarafımız berraktır. 6-7 Ekim olayları çözüm süreci için sıkıntılı bir süreç olmuştur. Önümüzdeki günlerde nihai sonuca gidecek şekilde bir daha bu topraklarda hiçbir şekilde silahla hak aramanın olmayacak.
Tüm halkımız bu süreci sahiplenmiştir. Bu tren raydan çıkarılmayacak. Trenin de menzile ulaşması için herkes de elinden geleni yapacak.
"BİZ BARAJLARI KALDIRALIM DEDİĞİMİZDE YOKTULAR"
- Yeni bir seçim barajı yapmayı düşünüyor musunuz?
Bizim baraj problemimiz yok. Görüyorsunuz çok yoğunum. Bu kadar yoğun bir tempoda Ankara'ya oturup baraj kalksın kalkmasın diye oturup düşünemem.
Sıfır baraj olsun dedik. Bize hiçbir partiden ses çıkmadı. Anayasa Mahkemesi'nin de alacağı karar hukuk yönünde olmalı. İstikrara zarar verecek bir kararın çıkması durumunda bunu ilk olarak halk kabul etmeyecektir.
Bizim tekliflerimiz masadadır. O zaman ses çıkarmayanların şimdi konuşmaya hakkı yoktur.
"EY KILIÇDAROĞLU BİZDE ORTA ÇAĞ KARANLIĞI YOKTU"
- Osmanlıca seçmeli ders mi olacak? Bugün Cumhurbaşkanı isteseniz de istemeseniz de öğretilecek dedi.
Milli Eğitim Şura'sında her şey tartışılır. Sadece Osmanlıca ve Din eğitim tartışılmadı. Bu kararlar Bakanlar Kurulu'na gelir görüşülür.
Osmanlıca diye bahsedilen dil bugünkü kullandığımız Türkçe'dir. CHP genel başkan yardımcısı diyor ki, mezar taşlarını mı okuyacağız? diyor. Dedelerinin mezar taşlarını okuyamayan bir nesil olması ayıp değil mi?
Nutuk'u orjinalinden okumak kötü bir şey mi? Kadim Türkçe desek kabul edecekler mi? Namık Kemal Türkçe'si desek kabul edecekler mi? Nedir bu Osmanlı alerjisi.
O mezar taşları tapudur, tapu. Gitsinler bu adamlar 100 yıl öncesi metinleri okusunlar. Bir Alman 100 yıl önceki metinleri okuyor sen okuyamıyorsan bu bir eksiklik değil mi?
Din Kültürü dersi bu topluma yabancı değil. Kılıçdaroğlu'nun Orta Çağ karanlığı dediği zamana dönmeyiz. Biz de Orta Çağ karanlığı yoktu. Batı'da evet vardı. Orta Çağ bizde Mevlana'nın, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemdir.
"Her bir dinin mezhebin en iyi şekilde dinini öğrenmesini isteriz"
