10 yılı aşkın çabadan sonra Afrika ve ülkeleri ile yeni bir dönemim startını verdiklerini söyleyen Erdoğan gazetecilerin Yüce Divan oylamasıyla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: "Şimdi Cumhurbaşkanı olarak böyle bir değerlendirmeyi ancak bir vatandaş olarak yapabilirim fakat bu makama beni getiren halkıma ister istemez bunu cevapsız bırakmamak gibi bir sorumluluğu da taşıyorum. Bu yapılan oylamanın amacı nedir? Bu 4 tane arkadaşımız yüce divana gidecek mi gitmeyecek mi? Ben sizden şunu beklerdim. Acaba 276 niye çıkmadı bunu sormalıydınız. Veya 276’yı bulamayanlara bu soruyu sormanız gerekirdi. Bu soruları yöneltenler birincil mahkemenin takipsizlik kararını neden görmezden gelirler. Orası mahkeme değil mi, yargı değil mi. Komisyona bu işi götüren muhalefet değildir. İktidardır. İktidar istemeseydi komisyona götürmeyebilirdi. Attıkları bütün adımlarda mücadele sonuç 4 bakan arkadaşımızın yüce divana gitmemesi yönündedir. Buna sadece hayırlı olsun demek yeterlidir diye düşünüyorum."
DİNLEME İDDİALARI
Dinleme iddiaları ve TÜBİTAK ile TİB'e yapılan operasyonla ilgili de konuşan Erdoğan, "Ben sınırsız dinleme yapıldığını biliyorum. Bu benim yeni dillendirdiğim bir konu değil. Aylardır, son iki yıldır dillendirdiğim bir konu. Cumhurbaşkanlığının da dinlendiğini söyledim. Biz söylerken medya inanmadı. TSK’nın dinlendiğini anlattım. Maalesef söylediklerimiz kaile alınmadı. Çünkü yargı işgal altındaydı. Emniyetin içinde ciddi sıkıntılar vardı. Emniyet ve yargının çalışmaları neticesinde. O makamda bulunan insalnaları tweet yoluyla açıklaması yapması ve o görevin başında kalması mümkün mü? Bu tür insanları yargı makamında tutmazlar dünyada. HSYK ilk adımlarını atmıştır. Bunlar 3-5 değil çok daha fazla. Bunları üst yargıda da görüyoruz. Gölbaşı’ndaki süreç bir çok şeyi ortaya çıkaracaktır. Bu eteklerden çok taşlar dökülecek. Henüz bunlar bitmedi, arkası gelecek. Bunların arkası geldikçe Türkiye huzur ortamını yakalayacaktır. "