Gömülmek istediğimiz mezardan çıktık. Üzerimize dökülen betonu parçaladık. Elbette daha pek çok sıkıntımız var. Ama artık bir imkana sahibiz. Nedir o? Kendimize güveniyoruz. Eğer inanmak başarmanın yarısıysa biz bu yarıyı çoktan geçtik. Bugünün Türkiye'si 12 yıl öncesinin Türkiye'sinden üç kat daha büyük, ama yetmez. Ben bugün buradan valilerimize belediye başkanlarımıza kendi öz değerlerine sahip çıkma çağrısında bulunmak istiyorum.
"SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ ŞART"
Gezi parkı eylemleri bir yönüyle de ekonomiyi hedef alıyordu. 17-25 aralık darbe teşebbüsünün en önemli hedefi ekonomiydi. bunlar içerde tezgahlanmış olaylar değildi. Tamamen darbe girişimiydi. Bugünü değerlendirirken tüm bu faktörleri göz ardı edemeyiz. Elbette gönlümüz çok daha iyisini isterdi. Artık bu gömlek bu vücuda dar geliyor. Bizim bir sistem değişikliğine gitmemiz şart. Artık Türkiye başkanlık sistemiyle bir sıçramayı gerçekleştirmesi gerekiyor. Başkanlık sisteminde artık Türkiye hızla bir büyüme sürecine girecektir. Başkanlık sisteminde hızımızı kesemeyecekler. Çok daha seri karar alma imkanına kavuşacağız. Milli gelirini 3500 dolardan 10 bin 500 dolara çıkartan Türkiye bütün bu gayretlerin neticesinde oluşan bir Türkiye’dir.
"ŞU ANDA BUNU KONUŞAN VAR MI..."
Bize cari açık üzerinden eleştiriler yapıldı. Kırılgan bir ülke olarak gösterilmeye çalışıldık. Bugün baktığımızda cari açığımızın neredeyse kapandığını görüyoruz. Şu anda bunu konuşanlar var mı? Yok. Tabi buna bakmıyorlar. Enerji alanında dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmaya yönelik projeleri süratle hayata geçiriyoruz. Nükleer enerjiye geçiyoruz. Gerek Akkuyu gerek Sinop ile ilgili süreç devam ediyor.
"KRİZİ ŞİŞİRİP BALONU ORTAYA ATTILAR"
Türkiye ne zaman seçime gitse, bir de ortaya inşaat sektörüyle ilgili bir kriz atılır. Ve böyle bir krizi de o balonu şişirerek ortaya attılar. İnşaat sektörünün olmadığı ülke bitmiş demektir. İnşaat sektörünü hiçbir zaman bir yere koyamazsınız. Herhâlde çadırda yaşayacak halimiz yok değil mi? İki, taahhütlerde alt yapısı olmayan bir ülkeden bir şey olur mu? Biz modern bir Türkiye'yi konuşuyoruz.
"KARDEŞİM SANAYİLEŞMENİN OLABİLMESİ İÇİN"
Kuru kuruya konuşuyoruz, sanayici, sanayileşme. Kardeşim sanayileşmenin olabilmesi için siz inşaat sektörüyle alt yapınızı üst yapınızı yapacaksınız. Yapmadığınız sürece sanayideki patlamayı yapamazsınız. Şu anda sanayide istihdam emek yoğun değildir, teknoloji yoğundur. Ama inşaat sektöründe devam etmektedir. İnşaat sektörü bizim adeta hizmet sektörü noktasında devam etmektedir.
"ATATÜRK HAVALİMANI SLOT VEREMİYOR"
İşte şimdi İstanbul’daki yeni havalimanı, üçüncü köprü, Kanal İstanbul projeleri üzerinde bir çok yalan yanlış haberler, gazeteler de bunu yayınlıyorlar. Bunlar bu ülkenin kalkınmasını da istemiyorlar. Bunlar ne istiyor biliyor musunuz, siz kağnıyla gidin diyor. Öyle uçmak senin neyine diyorlar? Fakat şimdi otobüs fiyatına uçakla seyahat edilen bir Türkiye var. İstanbul'daki üçüncü havalimanı bir ihtiyaçtan doğmuştur. niye? Çünkü Atatürk Havalimanı doğru dürüst slot veremiyor, ciddi sıkıntı var. Bunu bizim yaygınlaştırmamız için de 150 milyon yolcu kapasiteli bu yeni havalimanını yapmak durumundaydık.
"KRİZ TELLALLARI İSTEDİĞİ KADAR BAĞIRSIN"
İsteseler de istemeseler de biz inandığımız doğru yolda yolculuğumuzu devam ettireceğiz. İnşaat sektörümüzün geldiği nokta ortada. Çok farklı projeler ortaya çıkıyor. Bir ara dolar kurunu dillere dolamışlardı. Türk lirasının aşırı değerlenmesinden söz ediyorlardı. Şimdi kur dengeye oturdu, onu da eleştiriyorlar. İhracatta ciddi gayretler var. Biz de yaptığımız her görüşmede iş adamlarımızın önünü açmak için gayret gösteriyoruz. Kriz tellalları istediği kadar bağırsın bu kervan yürüyor.
