Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği tarafından düzenlenen Kariyer Günleri programına katılan Çorlu Kaymakamı Levent Kılıç, "Şu anda 1. sınıf ilçedeyim, mesleğin zirvesindeyiz. Genelde bizim hedefimiz vali olmak. Her mülki amirin bir hedefi vardır ve vali olmaktır" dedi.
NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği bölümü tarafından düzenlenen Kariyer Günleri programında konuşan Çorlu Kaymakamı Levent Kılıç, "Ergene'nin temizliği projesi konusunda çalışmalar var. Zamanında fabrikalar, hiçbir proje olmadan kurulmuşlar, İstanbul'dan kovulan gelip burada fabrika kurmuş. Herkes çevreye duyarlı olmuyor maalesef. Herkes arıtmasını yeterince kullanmıyor veya hiç yapmıyor. O nedenle de çevre felaketi oluşabiliyor. Bu bakımdan bölge güzel bir laboratuar. Bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Çalışma neticesinde ortaya çamurlar çıkacak, çamurlar nasıl taşınacak gibi konular da karşımıza çıkıyor" dedi.
"HERKESİN DE VALİ OLMA ŞANSI YOK"
"Kaymakam olmak çok zor derler ama esasında çok zor değil" diyen Kaymakam Kılıç, "Göreve başladıktan sonra ilçelerde göreve başlıyorsunuz, sizin fakülte nüfusu kadar ilçelerde göreve başlıyoruz. Sonra doğu görevi diyorlar, doğuya gidiyoruz. 6. sınıf, ilçeden başlayarak geliyoruz. Şu anda 1. sınıf ilçedeyim, mesleğin zirvesindeyiz. Genelde bizim hedefimiz Vali olmak. Her mülki amirin bir hedefi vardır ve vali olmaktır. Herkesin de vali olma şansı yok. Çünkü 81 ilçe var fakat 900'ü aşkın ilçe var. Bu nedenle iyi olmak, en iyisini yapmak zorundasınız ki sizi vali yapsınlar" diye konuştu.
"ÜLKEMİZDEKİ HASTALIK NEREDEYSE KİMSE MESLEĞİNİ SEVMİYOR"
"Okuldan çıktığınızda bazı zorluklar yaşayabiliyorsunuz" diyen Kılıç, "Vatandaşımız hakikaten çok saf ve temiz yaklaşmasını bilmek lazım. İyi diyalog kurmak lazım. Art niyetli olmamak lazım. Memlekette gelişmeye ihtiyacımız var. Bir çok yapamadığımız şeyi şimdi yapma şansımız var. Yıllar çok çabuk geçiyor. Ülkemizde bir hastalık var neredeyse hiç kimse mesleğini sevmiyor. Öğretmen oluyor, nereden öğretmen oldum diyor, polis oluyor nereden polis oldum diyor. Mesleğini seven göremezsiniz çünkü karşılaştırma yapıyor. Halbuki kendi mesleğini iyi yapsa daha iyi olacak" şeklinde konuştu.
"ERGENE EYLEM PLANI ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ"
Programda yer alan Ergene Kaymakamı Fatih Kızıltoprak da, "Bizim alanımızdan biraz farklı ama yavaş yavaş kamu da özel alanlara girmeye başladı. Artık kamu ile beraber özelin ortaklığında bizler de OSB'lerde çevre ile açıkçası kaymakamlar da uğraşmaya başladı. Giderek de artan bir boyutta buna devam edeceğiz. Türkiye'de yakın dönemde ortaya çıkan kamu özel ortaklığının güzel bir örneği olan derin deşarj konusunda da kaymakamlar burada Ergene Eylem Planı çerçevesinde çalışmalar yapıyor bu çalışmalarda da en çok uğraştığımız alan çevre" dedi.
"PLANSIZ SANAYİLEŞME ÖZELLİKLE ERGENE VE ÇORLU BÖLGESİNDE
Kaymakam Kızıltoprak, "Dünyadaki plansız sanayileşme, Türkiye'de de yaşandı. Biraz daha geç yaşandı. Sanayileşmeye geç girdik. Plansız sanayileşme de özellikle Ergene ve Çorlu bölgesinde bize örnek oluşturdu. Devlet buraya bakmadı, 70'ler, 80'ler bu şekilde geçti. Üretsin de nasıl üretirse üretsin denildi. Tabii o dönemlerde Avrupa Birliği yok, uluslar arası kuruluşlar yok. Yavaş yavaş AB ve uluslar arası kuruluşlarla yakın çalışmaya başlayınca dünyanın da gelişmesi, sürdürülebilir kalkınma için, çevreye daha az nitelikli atığın bırakılması, makine üretimine geçilmesi konusunda çalışmalar yapıldı. Bu çerçevede Türkiye'yi bir takım yaptırımlar, bunların yapılması arzu edildi. Bunlar Türkiye'nin tüm bölgesinde düşünüldü ancak tabii ilk etapta Ergene'de başladı" diye konuştu.
"HEM BÖLGEMİZ HEM DE TÜRKİYE İÇİN CİDDİ GELİŞME"
Fatih Kızıltoprak ayrıca, "Bu noktada bizler, OSB dediğimiz bölgelerle, Tekirdağ'da plansız sanayileşmeyi ve çevre sorunlarını azaltmak için, tarımsal alanlarla ilgili sanayi kurulmasın denildi. Her tarafa gidiliyor, insanların yaşam alanlarına fabrikayı plansız bir şekilde kuruyor. Etrafında da yaşam alanı var. Herhalde dünyanın başka hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur. Yaşam alanı ile sanayi alanı biraz uzaktır.Bize denildi ki İstanbul'dan kalkıp gelen birisi burada tarım alanında kafasına göre sanayi yatırımı yapmasın. OSB alanında yatırım yapsın denildi. Bu hem bölgemiz için hem de Türkiye için ciddi bir gelişmedir. Kafasına göre bir tesis kuramayacak. Sanayi bölgesine gelip tesis kuracak. Dolayısıyla tarım alanını kullanmış olacağız. Yapmamız gerekeni başardık. Velimeşe OSB, Ergene 1, Ergene2, Yalıbolu, Veliköy OSB'ler ile bunu başardık" şeklinde konuştu.
"SANAYİCİYE MERİÇ'TEN SU GETİRİLECEK"
Bunların haricinde yapılanları da sıralayan Kaymakam Kızıltoprak, "Yer altındaki havzada su zaten azalıyor. Bu herkesin bildiği bir gerçek. Biz bu suyun daha az kullanılmasını istiyoruz. Bu suyu ne yapalım da daha az kullanalım bunu araştırıyoruz. Bilim Sanayi Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı bu işle ilgileniyor. Özellikle Orman ve Su İşleri Bakanlığı da sen bu zamana kadar suyu kullandın ama sanayi kuruluşu da olsan bundan sonra gelişi güzel kullanma diyor. Üretimi buna göre dizayn et, su sayaçları takılsın, kaçak kuyular kapatılsın diyor. Bu bölgede, su o kadar değerli ki, bölgede iki tane uluslar arası kuruluş Coca - Cola ve Pepsi buradaki suyu kullanıyor. Buradaki köylerdeki suyu içtiğiniz zaman öyle tatlıdır ki, Allah'ın verdiği yeraltından gelen nimettir. Bizler de bu nimet daha iyi kullanılsın diyoruz. Sanayide kullanılacaksa Meriç'ten su getirelim. Bu su sanayide kullanılsın içme suyu kıvamında değil, kullanma suyu kıvamında olsun diyoruz. Bizim yaptığımız ikinci iş de bu" dedi.
"BU BÖLGEDE ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ OKUMAK ŞANS"
Kaymakam Kızıltopraksözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanayi tesislerinin atıkları için de arıtma tesisleri yapılıyor. Atıklardan sonra çamur çıkıyor. Bu çamuru ne yapacağız, aslında değerli. Atık dediğimiz şeylerin atık değil, değerlendirilebilir olduğunu öğreniyoruz. Bunu nerede nasıl kullanalım diye düşünüyoruz, bu yönde çalışma yapıyoruz.Arıtma tesisinden çıkan suları da Marmara Denizi'ne deşarj ediyoruz. Bu konuda hocalarımız eşliğinde bu suyun doğal yaşama zararı olup olmadığını da araştırıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Bilim ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde, acaba bunlar denizde de bir tehlike oluşturur mu diye bunun çalışması yapıldı. Belli şartlarda ve belli şekilde verilirse bunun da oradaki yaşamsal hayata, ekolojik dengeye bir zararı yok. Burada İŞKUR'un staj imkanları var, Güzel Avrupai projeler var, bundan faydalanmaya çalışalım. Sanayi kuruluşlarında, yeni getirilen yasalar çerçevesinde çevre danışmanı bulundurma zorunluluğu var. Onlar da ihtiyaç duyuyorlar zaten. Var olan İŞKUR imkanını da KOSGEB'in oluşumlarına katılmak lazım. Bölgenin hatta Türkiye'nin en büyük çevre yatırımlarının olduğu bölgedesiniz. Bizlere, OSB'lerdeki çevre danışmanlarına gelebilirsiniz. Bu bölgede olup çevre mühendisliği okumak büyük bir şans, herhalde alanla ilgili çalışılacak tek yer burasıdır."
"KARİYER GÜNLERİNİ FAKÜLTE OLARAK YAPMAYI PLANLIYORUZ"
Programda konuşan Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer ise: "Çorlu Mühendislik Fakültesi olarak her bölümümüz kendi içinde kariyer günlerini yaptı. Başarılı bulduklarımız oldu, eksik değerlendirdiklerimiz oldu. Ancak bundan sonra kariyer günlerini bütün fakülte olarak organize bir şekilde yapmayı planlıyoruz. 1 haftayı kariyer günleri olarak planlayacağız. Bunu da vizelerden sonra yapmayı öngörüyoruz. Ülkemiz gelişiyor, genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz ve biz bu coğrafyada evrensel boyutta lider bir ülke olmaya namzediz. Bunun için de potansiyelimiz var ve bu potansiyeli bu sıralarda yetişen insan gücüyle göğüsleyeceğiz ve kavuşacağız. Bu sıralarda eğitim alırken zaman zaman sizlerin sektör temsilcileri ile mesleğinde kariyer yapmış kişilerle bir araya gelmeniz, çok büyük önem taşıyor. Belki siz farkında değilsiniz ama bu zaman dilimleri sizler için bir fırsattır bunları iyi değerlendirmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü sizler öğrencisiniz ve testiyi ancak bu yıllarda bu sıralarda doldurabiliyorsunuz. Aranızdan mezun olan arkadaşlarınızı görüyorum. Onların omuzları sizinkiler kadar dik değil ne yazık ki, hayatın yükü, işin sorumluluğu omuzlarına binmiş durumda. Dolayısıyla bu öğrencilik yılları çabuk geçiyor ama kıymetli yıllar. Bu yıllarda her şeyi organize yaptığınız sürece hem eğitimi öğretiminizi tamamlamış hem de kariyerinizle ilgili bazı kilometre taşlarını geride bırakmış oluyorsunuz" şeklinde konuştu.
