• BIST 9056.11
  • Altın 2300.965
  • Dolar 32.313
  • Euro 35.1123
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 26 °C

Çocuğunuzda Öğrenme Ve Algılama Bozukluğu Varsa Dikkat

Çocuğunuzda Öğrenme Ve Algılama Bozukluğu Varsa Dikkat
Öğrenme ve algılama bozukluğu, farklı davranışlar, kısıtlı ilgi alanları, yalnız kalma tercihi, sürekli tekrarlanan davranış ve ilgisiz cümleler,...

Öğrenme ve algılama bozukluğu, farklı davranışlar, kısıtlı ilgi alanları, yalnız kalma tercihi, sürekli tekrarlanan davranış ve ilgisiz cümleler, çocukta otizmin varlığına işaret ediyor. Üç yaşından önce başlayan, yaşam boyu süren ve görülme sıklığı giderek artan otizm konusunda aileleri uyaran uzmanlar, erken teşhisin kaliteli bir yaşamın da anahtarı olduğunu belirtiyorlar.

Otizme dikkat çekmek, bu farklılığa sahip bireylerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla ilan edilen "2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü" dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, "Otizmi Erken Fark et Yaşamı Yakala" sloganıyla ailelere uyarılarda bulundu. Çocukluğun erken dönemlerinde görülen otizmin, günümüzde dikkate alınması gereken hastalıklardan biri olduğunu vurgulayan Dr. Kemik, otizmin, yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluk olduğunu bildirdi.

"HER 68 ÇOCUKTAN BİRİ OTİZM RİSKİ İLE DOĞUYOR"

Otizmin nedeninin tam olarak bilinmediği, ancak ortaya çıkmasında genetik yatkınlık, çevresel, kimyasal ve fiziksel etmenlerin rol oynadığını kaydeden Kemik, "Otistik bireylerde beyin hücreleri farklı çalışmaktadır. Hücreler arasında mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde eksiklik ya da fazlalık olduğu düşünülmektedir. Otistik çocuklar genelde öğrenme, algılama bozukluğu ve çevrelerindeki dünyayı algılamakta zorluk çekerler. Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. 1985 yılında her 2 bin 500 çocuktan birine konan otizm tanısı, 2001 yılında 250, 2013 yılında ise 88 çocuktan birine denk gelirken, günümüzde her 68 çocuktan biri otizm riski ile doğuyor. Otizmin erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır. Otizm dört önemli gelişimsel bozukluktan biridir. Erken teşhis edilmesi, çocuğun gelişiminin desteklenmesi ve ailelerin bilgilendirilmesi açısından önem arz etmektedir" dedi.

"ÇOCUKLARINIZIN DAVRANIŞLARINI YAKINDAN TAKİP EDİN"

Dr. Kemik, ailelerin, küçük yaştaki çocuklarının davranışlarını yakından takip etmeleri ve çocuğun göstermiş olduğu garip olarak nitelendirilen davranışlar hakkında bilgi edinme çabası içinde olmalarının çocuğun geleceğinin sağlıklı şekillenmesinde önemli bir faktör olduğunun altını çizdi. Kemik, otizmin belirtileri hakkında da şu bilgileri verdi:

"Eğer çocuğunuz başkalarıyla göz teması kurmuyorsa, ismini söylediğinizde bakmıyorsa, söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa, parmağı ile istediği şeyi göstermiyorsa, oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyor, onlarla oynamayıp yalnız kalmayı tercih ediyorsa, bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa, konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa, sese, kokuya, ışık ve dokunuşa aşırı tepki gösteriyorsa, sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa, aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa, gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa, dönen nesnelere karşı ilgisi varsa, bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa, günlük yaşamdaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir."

Bulgular fark edildiğinde, ailelerin aile hekimine, çocuk hastalıkları uzmanına, çocuk nöroloğu ya da çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına başvurmalarını isteyen Kemik, bunun erken teşhis için önemli olduğunu dile getirdi. Otizmin bugün için bilinen tek tedavisinin özel eğitim olduğuna işaret eden Dr. Kemik, "Erken yaşta başlanan, çocuğun yetenekleri ve gereksinimleri dikkate alınarak, yoğun bireysel özel eğitim programları hazırlanması ve uzman kişilerce uygulanması, günümüzde bilinen tek tedavi yöntemidir. Uygulanacak olan ilaç tedavisi ise otizmi değil, eşlik eden semptomları kontrol altına almaya ve tedavi etmeye yardımcıdır. Ailelerin eğitim sürecine katılmaları ve desteklemeleri çok önemlidir" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim