Tutuklu gazetecilere destek vermek amacıyla başlatılan umut nöbetini Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Güngören ilçe Başkanı Alaaddin Aktay devraldı. Aktay, medyaya yönelik baskılara dikkat çekerek, kendilerine güveni olmayanın eleştirilerden korkacağını söyledi.
CHP Güngören ilçe Başkanı Alaaddin Aktay, parti teşkilatı üyeleri ile Silivri Cezaevi'de umut nöbeti tuttu. Yunan gazetecilerden nöbeti devralan Aktay, "Türkiye'yi çok karanlık günler bekliyor. Yani eleştirinin "e'sini bile ağzına alanlara karşı bir sindirme operasyonu yapılıyor. Bu ülkeyi karanlığa götürür." diye konuştu.
'TEPKİSİZLİK KORKU İMPARATORLUĞUNU BÜYÜTÜYOR'
Parti olarak basına yönelik baskıların takipçisi olduklarını dile getiren Aktay, şunları söyledi: "Biz, ülkeyi Orta Çağ karanlığından çıkarıp bu günlere getirdik. Tekrar oraya gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu yüzden de duyarlı olmamız gerekir. Can Dündar'ın söylediği bir söz, "Ben içeride yatmaktan korkmuyorum ama dışarıdaki tepkisizlikten korkuyorum." Bizim sessizliğimiz, bizim suskunluğumuz, bizim tepkisizliğimiz korku imparatorluğunun daha da gelişip büyümesine sebep olacaktır. Biz Güngören olarak, CHP olarak bu işe dur demeliyiz. Cezaevinde insanları yok edemezsiniz; düşünceleri yok edemezsiniz. Biz oralardan geçip geldik hala ayaktayız. Ama geçmişte bizi yargılayanların hiçbiri tarihin hiçbir sayfasında yoklar. Hiç de iyi anılmıyorlar. Bugün Can Dündar ile Erdem Gül'ü yargılayanlar da tarihin çöplüklerinde yerlerini bulacaklar. Ama Can Dündar ve Erdem Gül altın harflerle tarihe yazılacaklar. Buna dur demek lazım."
'ELEŞTİRİLER DÜZELTMEK İÇİN YAPILIR'
Aktay, basına yönelik baskıları, bunu yapanların kendilerine güvenmemelerine bağladı. Aktay " Eğer kendinize güvenmiyorsanız, bulunduğunuz zemini doğru bir noktaya oturtmamışsanız, korku imparatorluğu ile devam edebilirsiniz. Öbür türlü eğer ideolojik anlamda güçlü iseniz, kendinize, varlık nedeninize inanıyorsanız eleştirilerden korkmazsınız. Eleştirilerden korkuyorsanız, kendinize güvenmiyorsunuz demektir. Onun için korkmayacaksınız. Herkes sizi eleştirmeli ve yerden yere vurmalı. Siz onları dinlemeli ve kendinizi düzeltmelisiniz. Eleştiri düzeltmek için yapılmalıdır. Ama buna bile tahammülü olmayanların demek ki düzeltilecek bir şeyleri yoktur."
