• BIST 8718.11
  • Altın 2243.58
  • Dolar 32.3311
  • Euro 35.1468
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 8 °C

Çavuşoğlu’na memleketi Antalya’da fahri doktora unvanı

Çavuşoğlu’na memleketi Antalya’da fahri doktora unvanı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terörizm konusunda dünyada ikircikli bir anlayış olduğunu belirterek, "Bu da hat safhaya geldi. Terörle mücadele...

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terörizm konusunda dünyada ikircikli bir anlayış olduğunu belirterek, "Bu da hat safhaya geldi. Terörle mücadele edeceğim diye, Irak, Afganistan gibi ülkeleri işgal eden bir ülkenin bugün bir terör örgütüne destek verdiğini tüm dünya kabul ediyor. Onun yüzüne söylemese de kabul ediyor. Onun yüzüne bunu söyleyebilen tek ülke var; Türkiye. Söyleyebilen tek lider vardır; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan" dedi.

Bakan Çavuşoğlu'na Antalya Bilim Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı tevdi edildi. Bilim Üniversitesi Konferans Salonu'ndaki tören, Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek tarafından üniversite senato kararının okunmasının ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na fahri doktora payesi sunulması ve binişlerinin giydirilmesi ile devam etti.

Bakan Çavuşoğlu, Antalya Bilim Üniversitesi Konferans Salonu'ndaki Fahri Doktora Tevcih Töreni'nde yaptığı konuşmada, kendisine bu doktorayı layık gören akademisyenlere teşekkür etti.

Çavuşoğlu, Burdur'daki Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Arnavutluk'taki törende ve Bilim Üniversitesi'nden aldığı fahri doktoranın önemli olduğunu belirterek, Bilim Üniversitesi'nin yaptığı çalışmalarla Türkiye'de saygın bir yere geldiğini ifade ederek, kendine tevcih edilen fahri doktoranın anlamlı olduğunu kaydetti.

Gençlik yıllarındaki hayalinin diplomat olmak olduğunu aktaran Çavuşoğlu, "Diplomat olmak istememin sebebi, yıllarsa ASALA terör örgütünün bizim diplomatlarımızı dünyanın değişik şehirlerinde şehit etmesiydi. Bundan dolayı diplomat olmak istedim. O nedenle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdim. Daha sonra gerek Amerika, İngiltere derken insanın kaderi belli oluyor. Farklı yollardan yolumuza devam ettik. İkinci hayalim siyasete girmek ve milletvekili olmak, siyasette vatana, millete hizmet etmekti. Biraz diplomaside çalıştıktan sonra siyasete girdim. Önce siyasete girmek nasip oldu. Milletvekili olduktan sonra kendimi diplomasinin içinde buldum" diye konuştu.

"Diplomatların yaptığı diplomasiden farklı"

Bugün diplomasinin sadece kariyer memurlarının yürüttüğü bir alan olmadığının altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "Bugün diplomasinin içinde özellikle parlamenter diplomasi çok etkin bir hale geldi. Sivil toplum örgütleri, akademisyenlerin, üniversitelerin, öğrencilerin topyekun toplulukların ve halkların katılımıyla yapılan diplomasi çoğu zaman, biz kariyer diplomatlarının yaptığı diplomatlarının yaptığı diplomasiden daha etkili oluyor. O nedenle siyasete girdiğim ilk günden itibaren parlamenter diplomasi başta olmak üzere yürüttüğüm tüm faaliyetlerden büyük bir haz aldım. Ülkeme ve milletime katkı sağlamaya çalıştım. Hangi görev olursa olsun Türk bayrağını dünyanın her yerinde dalgalandırmak olduğunu hiçbir zaman unutmadım. Kader işte Cumhurbaşkanımızın güveniyle Dışişleri Bakanı olarak bugün dış politikamızı yürütmeye çalışıyor, yön vermeye çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi.

"Dış politika iç politikadan ayrı tutulamaz"

Türkiye'de ve dünyada dış politikanın halkın duyguları, halkın talepleri ve tepkilerinden bağımsız olamayacağının altını çizen Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugünkü dış politika, iç politikadan ayrı tutulamaz. Bugün ekonominiz güçlüyse dış politikada güçlüsünüz. Her şey ordu ve silah değil bu da çok önemlidir. Ekonomik gücünüz sadece gelirinizle değil, borcunuz azsa güçlüsünüz, içerideki istikrarınız varsa, dışarıda da söz sahibisiniz. O nedenle iç dinamikler ile dış dinamikler örtüşüyor. Biz de dış politikamızı, tüm bunları dikkate alarak özellikle de halkımın düşünce ve taleplerini dikkate alarak bir denge anlayışı yürütmeye çalışıyoruz. "Yurtta sulh cihanda sulh" diyerek kurucumuz Gazi Mustafa Kemal bunu vurgulamış" dedi.

"Bugün dünyada genel anlamda bir dünya savaşı yok ama evini terk etmek zorunda kalan insan sayısı 70 milyon civarında"

Türkiye'nin bölgesinde istikrarı sağlamak için aktif bir rol oynadığını dile getiren Çavuşoğlu, "Bugün dünyada çatışmalar, iç savaşlar var, dünyada açlık var göç akımları var. Bugün dünyada genel anlamda bir dünya savaşı yok ama evini terk etmek zorunda kalan insan sayısı 70 milyon civarında. Bu rakam 2. Dünya Savaşı'ndan bile fazla. Bugün dünyada küreselleşme var, hem de alabildiğine küreselleşme her alanda sadece dış politikada değil. Ama başka akımlarda var, milliyetçilik akımları yükselmeye başladı. Mikro milliyetçilik hat safhaya çıkmaya başladı. O nedenle ülkelerin içinde sivil savaşlar da ortaya çıkmaya başladı. Bugün AB genişleme için ne yapabiliriz derken, AB içindeki belli ülkeler de kuruluş yıllarına nasıl dönebiliriz, mevcut üyelerin çoğunluğunu bu örgütten nasıl atabiliriz demeye başladı. Sonradan katılan ülkeleri AB'den çıkaralım anlayışı yükselmeye başladı. Bunun belirli sebepleri olabilir. Avrupa içindeki ırkçılık, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük, İslam düşmanlığı, bastırılmış Yahudi düşmanlığı. Müslümanları koruyan bir yasa olmadığı için İslam düşmanlığını dışa vurmada onları frenleyici bir mekanizma yok. Yahudileri koruyan var. Böyle bir Avrupa nereye doğru gidiyor. Ekonomi büyüyor, teknoloji gelişiyor, uzay teknolojisi geliyor, tıp gelişiyor ama sosyal yapı bakımından da geriye doğru gidişler var. 2.Dünya Savaşı öncesine doğru gidiş var. Söylediğim akımlar bunun göstergesi" diye konuştu.

Avrupa medyasına eleştiri

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Avrupalılara ve bu akımdan etkilenen ülkelere ve onların siyasetçilerine şunu söylüyoruz. Bugün karşınızda bir düşman var. "Göçmenler, aman göçmenler gelmesin." Bununla ya da başka sebeplerden dolayı karşınızda bir düşman daha var "Müslümanlar." Ama yarın bu akımlar bu moda İslam, Türk düşmanlığı modası geçtikten sonra bu sefer Avrupa içindeki o eski 2. Dünya, 1. Dünya Savaşına sebep olan, ya da geçmişte 100 yıl süren din savaşları dönemine gidecek. O ortamı hazırlayacak, yarın Avrupa içinde etnik çatışmalar. Bu sefer yine mezhepçilik, Katolik ve Protestan, kendi içindeki çatışmalara doğru gidecektir. Bu trendi kim tersine çevirecek, siyasetçiler mi? Medya mı? Avrupa'daki medya mı? Avrupa'daki medya kadar taraflı ve gerçekleri çarpıtan medya dünyada yoktur. Avrupa'daki medyanın kullandığı dil nefret dilidir. Avrupa'daki medya herkesten daha fazla göçmen düşmanı, herkesten daha fazla popülisttir, herkesten daha fazla İslam düşmanı olmaya başladı. Umarım ders aldık dediğimiz savaş ve çatışmaları ne Avrupa'da ne de bölgemizde ve ötesinde yaşamayız."

"Yüzlerine söyleyebilen tek lider Erdoğan"

Türkiye'nin bölgesinin de dikensiz gül bahçesi olmadığına değinen Bakan Çavuşoğlu, girişimci ve insani bir dış politika ile sorunların çözümüne katkı sağlamak için çok çaba sarf ettiklerini kaydetti.

Bugün bölgeyi ve dünyayı tehdit eden tehlikenin terör ve terörizm olduğuna vurgu yapan bakan Mevlüt Çavuşoğlu, "Son 1.5 yıldır Suriye'de ateşkesin olması ve insani yarım için çaba sarf ediyoruz. Çatışmalar yüzde 80 oranında azaldı. Terörizm konusunda dünyada ikircikli bir anlayış var. Bu da hat safhaya geldi. Terörle mücadele edeceğim diye, Irak, Afganistan gibi ülkeleri işgal eden bir ülkenin bugün bir terör örgütüne destek verdiğini tüm dünya kabul ediyor. Onun yüzüne söylemese de kabul ediyor. Onun yüzüne bunu söyleyebilen tek ülke var Türkiye. Söyleyebilen tek lider vardı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Söyleyebilen bir başbakan vardır, Binalı Yıldırım. Tek Dışişleri Bakanı var Mevlüt Çavuşoğlu" şeklinde konuştu.

"Terör örgütüyle iş yapmanın faturası"

DAEŞ, El Nusra, El Kaide'nin İslam dinini suistimal ettiğine vurgu yapan Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, "Bunların ideolojilerini öldürmek ve kendilerini yok etmek için çok güçlü mücadele veriyoruz. Suriye'de 3 binden fazla Irak'ta da 800'den fazla DAEŞ'liyi etkisiz hale getirmişiz. Terör örgütlerinin hepsiyle ayrım yapmadan mücadele etmek gerekir. Bugün AB, PKK ve YPG'nin aynı terör örgütü olduğunu kabul ediyor. Doğrudan değil ama bahanelerle karşı çıkıyor. ABD de kabul ediyor. Ama "şimdi bize lazım" diyor. Ertesi gün ne olacak. Geçmişte Afganistan'da Rusya'ya karşı Taliban'ı desteklediniz, şimdi Afganistan'la Taliban'la mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Ondanda mı ders almadınız. Ya o zaman samimi değildiniz ya şimdi. Terör örgütleriyle iş birliği yapmanın faturası bu. Biz hiç ayrım yapmaksızın tüm terör örgütleriyle mücadele ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Avrupa ve Batı'nın ilişkilerde geçiş dönemi yaşadığını kaydeden Çavuşoğlu, "Yaşanan sıkıntıların en büyük sebebi bu, gerginliklerin sebebi bu. AB, Türkiye'ye bakış açısını değiştirmekte zorlanıyor. Yeni dünya, yeni Türkiye'yi benimsemekte zorlanıyor. Ders verebileceği, kendisinden olmayan tüm ülkelere ders vereceğini ders düşünen Avrupa'nın zihniyetini değiştirmek için zorlanıyoruz. Tepeden bakmalar bitti, göz seviyesine geldik. Geçmişte çaresizdik ama bugün gücümüz, imkanlarımız var. Önemli ve saygın bir aktör olduk. İnsanı dış politika ile yardıma ihtiyacı olan herkese ulaştık. Dünyanın her köşesine insanı yardımlarımızı her zaman ulaştırıyoruz" şeklinde konuştu.

"Ne zaman isterse yönetimi ele geçirebilir"

Bakan Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Bugün dünyanın her bir köşesine insani yardımlarımızı zamanında, herkesten daha hızlı ulaştırıyoruz. Sadece afet, sel, deprem olduğu zaman değil, her zaman. ABD'nin Karayip adalarında Türkiye'nin ne işi var diyebilirsiniz. Ama bizim bugün en büyük yumuşak gücümüz, o ülkelerin hepsinde insani ve kalkınma yardımlarımızın olmasıdır. Afrika'ya Batılılar gibi gidersek orada saygın olamayız. 12 olan büyükelçilik sayımızı en son atamalarda 41'e çıkardık. Hedefimiz 50. 54 ülkenin 50'sinde büyükelçiliklerimiz olacak, ileride inşallah hepsinde olur. Ama orada bir bayrak ya da binanın olması yetmez. Orada TİKA, Kızılay ve AFAD ne yapıyor? Maarif Vakfımız kaç tane okul işletiyor. Bizim işlettiğimiz okuldaki anlayışımız, FETÖ anlayışı değil ki. Onlar gibi o çocukları alıp, sonra onları yetiştirelim, devlet içine sızdıralım, orada darbe yapalım ya da yönetelim anlayışı değildir. Bugün bazı kardeş ülkelerin içine düştüğü durum budur. Bugün FETÖ, bazı ülkelerde ne zaman isterse yönetimi ele geçirebilir. Her şeyiyle sarmalamışlar. Bizim anlayışımız bu değil."

Terörle mücadele

Afrin'de kahramanlar mücadele ederken kendilerinin de masada ülkenin haklarını koruduklarını belirten Çavuşoğlu, "Şehitlerimizin kanı yerde kalmıyor, hainlerden hesabını soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz. Tehdidin kimden veya nereden geldiği önemli değil. Tehdidin nereden ve ne kadar güçlü olduğuna bakmadan bertaraf edecek güce sahip olduk" dedi.

Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ise yeni bir döneme başlandığını belirterek, ad değişikliği olarak değil vizyon değişikliği olarak da algılandığını belirtti. Bilim üreten bir model üzerinde çalıştıklarını kaydeden Yüksek, bu üniversitenin sınırlarının sadece Antalya, Türkiye değil dünya olacağını belirtti.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim