Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alanya Kaymakamlığı tarafından bir otelde düzenlenen "Sektörel Değerlendirme ve İstişare" toplantısında yaptığı konuşmada, ikinci kez Dışişleri Bakanı olarak atandığı günden bu yana dış politikada çok yoğun ve dinamik bir süreçten geçtiğini bildirdi. Bu süreçte birçok ülke ile iyi ilişkiler kurduklarını ve Avrupa Birliği (AB) sürecinin tekrar canlandığını ifade eden Çavuşoğlu, AB müzakerelerinin başladığını ve fasılların açıldığını dile getirdi.
"YOĞUN DIŞ POLİTİKA GÜNDEMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Yoğun bir dış politika gündemiyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, "Özellikle ikinci defa Dışişleri Bakanı olarak atandığım dünden itibaren Rusya kriziyle başladık ve çok dinamik bir süreçten geçiyoruz ama her şey negatif değil. Olumlu gelişmelere de imza atıyoruz. AB sürecimiz tekrar canlanmaya, tekrar müzakereler yapılmaya başlandı. Yol haritamız var. Vize serbestliği konusunda çalışıyoruz. Gümrük birliği anlaşmasını güncelliyoruz ve Suudi Arabistan ile olan ilişkilerimizi stratejik düzeye çıkardık. Bu aslında 20 civarında ülke ile ilişkilerimizi bir üst kademeye çıkardığımız bir mekanizma. Suudi Arabistan gibi bir ülkeyle ilişkilerimizi bu noktaya getirmek çok anlamlıdır. Aynı şekille Katar'la ilk toplantıyı yaptık. Dünyanın her bölgesinde aktif bir toplantı izliyoruz. Bu senede çok önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı İslami Zirvesi'ne, Türkiye ev sahipliği yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında 57 ülkenin devlet başkanları, krallar, sultanlar, cumhurbaşkanları ve başbakanlar İstanbul'a geliyor. Hemen arkasından Mayıs ayında Birleşmiş Milletler'in ilk defa düzenleyeceği İnsani Zirve'ye de ev sahipliği yapıyoruz. Bunu en çok hak eden ülke Türkiye'dir. Çünkü gelire göre dünyada en çok insani yardım yapan ülkedir. Türkiye insani yardımda rakam olarak ABD ve İngiltere'den sonra 3'üncü, milli gelire göre ise dünyada 1'inci ülkedir. Hemen arkasından ise "En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi'ni de Antalya'mızda gerçekleştireceğiz. En az gelişmiş ülkelerin de her zaman sığındığı ülke Türkiye'dir. Ekim ayında da "Dünya Enerji Konferansı'nı da Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Türkiye'nin enerji kaynakları kısıtlı olabilir ama enerjide çok önemli bir aktör haline geldik" dedi.
"SURİYE'DE KESİN ÇÖZÜM SİYASİ ÇÖZÜM VE SİYASİ DÖNÜŞÜMDÜR"
Suriye'de siyasi çözümün başlaması için katkı sağladıklarını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, Suriye'de kesin çözümün siyasi çözüm olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, "Bu ayın sonunda eğer rejimde müzakere heyetini belirlerse müzakereler başlayacak. Ertelenmesini istemiyoruz. Rejimde her zaman olduğu gibi engellemeye yönelik bazı çabalar görüyoruz. Bunu teşvik eden ülkeler olabilir ama Suriye'de kesin çözüm siyasi çözümdür, siyasi dönüşümdür. Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerimiz son derece iyi yerlere gidiyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nden resmi bir davet aldım. Önümüzdeki günlerde Abu Dabi'ye de bir ikili ziyarette bulunacağız" diye konuştu.
"TERÖRLE MÜCADELEMİZ SONUNA KADAR DEVAM EDECEK"
Türkiye'de terörle mücadele ettiklerini de dile getiren Bakan Çavuşoğlu, teröre karşı mücadelelerinin sonuna kadar devam edeceğini belirtti. Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Etrafımızda terör örgütleri var. Ülkemizde terörle mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi yapmamız lazım. Günübirlik düşünürsek, bu sene sektör etkilenmesin veya turizm sektörü veya ekonomi etkilenmesin dokunmayalım dersek, uzun vadeli bedeli daha ağır olur. O yüzden de Türkiye içindeki terörü de sonuna kadar temizlememiz lazım. Ya terör silahı tamamen bırakacak, ya da biz sonuna kadar temizleyeceğiz. Bunun başka seçeneği ve 3'üncü alternatifi yok. Bugüne kadar adımlar attık, karşılığını gördük. Bundan sonra 2 seçenek var. Kahraman askerlerimiz ve polislerimiz şehirlerde hem de sivillere, Kürt kardeşlerimize hiç zarar vermeden terör örgütlerini temizliyor. Yanı başımızda DAEŞ var, şimdilik bize dokunmuyor. Ondan bize ne diyemeyiz. Nerede bir terör örgütü varsa o terör örgütünü gidip yok etmezseniz, onunla mücadele etmezseniz o terör örgütü size gelir. O yüzden biz yanı başımızda DEAŞ veya başka bir terör örgütüyle komşu olarak yaşamak istemeyiz. Bu süreçte ülke ekonomisi bundan etkileniyorsa, özel sektör bundan etkileniyorsa, devletin görevi bu yükü paylaşmaktır."
"RUSYA'NIN ALDIĞI KARAR KENDİ VATANDAŞINI CEZALANDIRMAKTIR"
Rusya ile yaşanan uçak düşürme olayından sonra yaşanan bir süreç olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sorunu aşmada Türkiye'nin olgun bir devlet gibi davrandığını tüm dünyanın gördüğünü dile getirdi. Çavuşoğlu, "Bazıları buna ciddi, bazıları ise geçici bir kriz diyor. Öyle ya da böyle bir sorun var. Bu sorunu aşmada Türkiye'nin olgun bir devlet gibi davrandığını siz ve tüm dünya gördü. Rusya daha duygusal tepkiler verdi. Biz haklılığımızdan da hiçbir taviz vermedik ama biz Rusya veya diğer ülkelerle ilişkilerimizi bozmadan yana değiliz. Rusya'da duygusal tepkiler azaldı. Şimdi daha aklıselim davranıyoruz ve bu sürecin de üstesinden gelmek istiyoruz ama bu tek taraflı olmaz. Rusya'dan da aynı anlayışı bekliyoruz. Bizim anlayış farkımız halklara karşı yönelik tutumumuzda da açıkça ortaya çıktı. Hiçbir Rus vatandaşına karşı en ufak bir negatif tutum olmadı. O yüzden bu milletle gurur duyuyoruz. Bu süreçte çiftçilerimiz belli bir süre etkilendi. Biz hemen Rusya'dan geri dönen malların yüzde 75'ini çiftçiye geri ödedik. İhracata yönelik teşvik ve destekle ilgili adımlarımızı attık. Turizm sektörü de evet, etkilendi ve 2016 yılı içerisinde de etkileyecek görünüyor. Bu nedenle de bazı tedbirler aldık. Öncelikle Rusya'nın aldığı karar kendi vatandaşını cezalandırmaktır. Başka bir ülkenin içişlerine karışmak bizim haddimiz değil ama ortada insani bir durum var, onu da söyleyelim. Çünkü Rusya vatandaşları Türkiye'ye gelmek istiyor. Türkiye'de gördüğü insani yaklaşımı Rusya'ya döndüğü zaman özlüyor" dedi.
