• BIST 9777.56
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 24 °C

Çamuroğlu: Üniversite öğrencilerinin yüzde 28,5’i kendine zarar veriyor

Çamuroğlu: Üniversite öğrencilerinin yüzde 28,5’i kendine zarar veriyor
İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Meltem İdiğ Çamuroğlu, İstanbul ve Ankara'da 8 farklı üniversitede bin öğrenci üzerinde yaptığı "Üniversite...

İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Meltem İdiğ Çamuroğlu, İstanbul ve Ankara'da 8 farklı üniversitede bin öğrenci üzerinde yaptığı "Üniversite Öğrencilerinde Kendine Zarar Verme Davranışı" konulu araştırma yaptı. Çamuroğlu, araştırma sonuçlarını paylaşarak "Üniversite öğrencilerinde kendine zarar verme oranı yüzde 28,5 çıktı. Bu öğrencilerin yüzde 3,5'i bir-iki kere yapmış, bırakmış. Bu, arkadaş etkisi veya meraktır diyoruz. Yüzde 25'inde ise devam eden, tekrarlayıcı kendine zarar verme davranışı bulunuyor. Bu çok ciddi ve üstü kapalı bir problem." dedi.

İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Meltem İdiğ Çamuroğlu, İstanbul ve Ankara'da 8 farklı üniversitede bin öğrenci üzerinde yaptığı "Üniversite Öğrencilerinde Kendine Zarar Verme Davranışı" konulu araştırma yaptı. Çamuroğlu, araştırmanın sonuçlarını, bölümün düzenlediği "Self-Harm among University Students" başlıklı konferansta değerlendirdi. Konferansa, kendine zarar verme davranışı ile ilgili doğru bilinen yanlışları, bu davranışın sürecini açıklayarak başlayan Çamuroğlu, birey üzerinde bu davranışın genellikle toplumdan saklanıldığından teşhis edilmesinin zor olduğunu söyledi.

Çamuroğlu, davranış bozukluğu ile ilgili dikkat çeken belirtileri şöyle sıraladı; "Beden üzerindeki çeşitli izler, kesitler, içe kapanık bir hal, arkadaş ortamlarından uzak durma, yalnız kalma isteği veya çok kaygılı bir ruh hali, depresif durum."

KENDİNE ZARAR VERME DAVRANIŞI EN ÇOK LİSE, ERGENLİK VE ERKEN ERGENLİK DÖNEMLERİNDE GÖRÜLÜYOR

Çamuroğlu, araştırmalarda bu davranışın en çok görüldüğü yaş grupları ise, lise dönemi, ergenlik ve erken ergenlik dönemleriyle beraber başladığını ifade etti. Çamuroğlu, bu davranışları gösteren öğrencilere karşı öncelikle öğretmenlerin ve velilerin hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekti. İstanbul ve Ankara'da 8 farklı üniversiteden bin öğrenci üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaşan Çamuroğlu, "Üniversite öğrencilerinde kendine zarar verme oranı yüzde 28,5 çıktı. Bu öğrencilerin yüzde 3,5'i bir iki kere yapmış bırakmış. Bu arkadaş etkisi veya meraktır diyoruz. Yüzde 25'inde ise devam eden, tekrarlayıcı kendine zarar verme davranışı bulunuyor. Bu çok ciddi ve üstü kapalı bir problem." açıklamasında bulundu.

Asıl bu davranış bozukluğunun başladığı yaşın lise dönemi olduğunu açıklayan Çamuroğlu, araştırmayı önce liselerde yapmak istediğini fakat MEB'in liselerde araştırmaya izin vermediğini dile getirdi. Çamuroğlu, 18 yaş ve üzeri öğrenciler üzerinde yapılan araştırmada en fazla yapılan davranış bozukluğu ise; "Yaranın iyileşmesine mani olmak, kendine vurma, çimdikleme, saç koparma, kesme ve yakma davranışları" olarak sıraladı. Çamuroğlu, erkekler daha sert yöntemler kullanırken kızlar daha çok saç koparma ve yaranın iyileşmesine engel olma şeklinde kendilerine zarar veriyor." dedi.

KENDİNE ZARAR VEREN ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 33'Ü İNTİHARI DÜŞÜNÜYOR

Çamuroğlu, "Kendine zarar veren öğrencilerin intihar girişim ve düşüncelerinin daha fazla olduğunu gördük. Kendine zarar veren öğrencilerde intihar düşüncesi yüzde 33 gibi yüksek bir oran çıktı. Detaylı incelediğimizde bu öğrencilerin çocukluk çağı travmalarına daha maruz kaldığını ve daha saldırgan hissetlerini gördük." diye kaydetti.

DAVRANIŞ BOZUKLUĞU İLE İLGİLİ VELİLERE VE ÖĞRETMENLERE TAVSİYELER

Çamuroğlu, kendine zarar verme davranış bozukluğu ile ilgili velilere ve öğretmenlere şu tavsiyelerde bulundu: "Bu davranış bozukluğu ile karşılaşan veliler veya öğretmenler ilk önce panik yapmamalılar. Aşırı öfke ve kaygı ile karşılamamaya özen gösterilmeli. Soğukkanlılıkları korunmalı. Bu durumun bir tür iletişim biçimi olduğunu akıllarından çıkarmamaları gerekir. Söze dökemedikleri şeyi bedenleriyle göstermek istediklerini unutmamak gerekir. Çocuğu veya öğrenciyi suçlamadan, sinirlenmeden karşılarına alarak konuşmaya çalışsınlar. Bunun daha çok öğüt vermeye değil dinlemeye olsun. Eğer çocuk sorunlarını ebeveynleriyle sorunlarını paylaşıyorsa bu sorunlarla ilgili farklı yöntemler tavsiye edilmeli. Mesela deşarj olması için resim, müzik, şiir yazmasını veya çeşitli sporlarla negatif enerjisini içinden çıkarması önerilmeli. Ve sonuç olarak muhakkak bir uzmana götürülmeli."

Çamuroğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Bu davranışın olduğunu düşünenlerin daha yerleşmeden bir uzmana gitmesi gerekir. Kendine zarar verme davranışı ile intihar arasında ciddi bir bağlantı var. İntihardan ölenlerin büyük bir yüzdesinin daha önce kendisine zarar verdiği biliniyor."

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim