Rusya, İran ve Esed'in Türkmen Dağı'na yaptığı saldırıların sonucunda binlerce Türkmen ve Suriyeli Türkiye'sınırına yığılırken, bunların arasında şanslı olanlar Hatay'ın Yayladağı ilçesine giriş yaptı.
Yayladağı'na Arfalı ve Güveçci mahallerlerinden giriş yapan Türkmen'lerin arasında yine şanslı olanlar daha önceden Yayladağı ve çevresine yerleşen akrabalarının yanında kalırken geri kalanlar ise konteynır ve çadır kentlere yerleştirildi.
Aralarında çok sayıda yaşlı, kadın ve özellikle çocuğun olduğu Türkmen halkı gündelik yaşama ayak uydurmaya çalışıyor.
Yayladağı ile Suriye'yi bir tepe ayırırken, Rus uçaklarının gönderdiği bombaların sesleri şehrin dört bir yanında yankılanıyor.
Geçici konteynır evlerden kamplara alınan Türkmen aileleri Türkmen Dağı'ndan getirebildikleri eşyaları kamyon ve traktörlerle kamplara taşımaya devam ediyor.
Rus hava saldırılarından kaçarak Türkiye'ye sığınan 65 yaşındaki Emine Mustafa Kenan kendilerini kabul ettikleri için Türk hükümetine ve bütün Türkiye'ye olan minnetlerini dile getirdi. Kocasını bir bomba sonucu kaybeden Emine teyze 3 oğlununda Türkmendağı'nda savaştığını söyledi.
Bir oğlunun yaralandığını söyleyen Emine teyze, kızı ve torunlarıyla Türkiye'ye kaçmakdan başka çarelerinin olmadığını belirtti.
Sedra ailesi ile birlikte Yayladağı'na gelen Türkmen bir çocuk. 4 kardeşler. İlkokul beşinci sınıfa giden Sedra büyüyünce doktor olmak istiyor.
Sedra'nın ikiz kardeşlerinden bir tanesi olan 4 yaşındaki Yusuf'un hayali ise büyüyünce polis olmak.
Dört kardeşi olan Basir kardeşlerinden birisini Suriye'de evlerine düşen bir varil bombası nedeniyle kaybetmiş. Ailesi muhaliflerden olan Basir, abisinin cenazesinde kimsenin ağlamadığını çünkü abisinin şehit olduğuna inandıklarını söyledi.
Rusya ve Esed'in yoğun saldırılarından kaçarak Türkiye'ye sığınan Türkmen'ler,Türkmendağı'ndan getirebildikleri eşyalarını Hatay'ın Yayladağı ilçesinde bulunan Güveçci Kampı'ına götürüyorlar.
Savaştan en çok etkilenenler ise yine çocuklar oldu
Yayladağı'nda bulunan mülteci kamplarının çevresi, diğer kamplarda olduğu gibi bariyer ve tel örgüler ile çevrili.
Yayladağı'nda en çok kullanılan ulaşım aracı ise üç tekerlekli motorsikletler.
Yayladağı resmi kurumlarına ait araçlar da Türkmen'lerin hizmetine sunulmuş durumda.
Türkmen çocukları kamplar arasındaki ulaşımı yine üç tekerlekli motorsikletler sağlıyor.
Suriye sınırına yakın kurulan kamplarda özellikle AFAD ve Kızılay çalışanları büyük çaba sarfediyor
Türkiye'ye akın eden Türkmen bir aile bomba sesleri eşliğinde piknik yapıyor.
Mülteci kamplarına girişe izin verilmezken, basın mensupları kampları sadece uzaktan görüntüleyebiliyorlar.
Yine bomba sesleri eşliğinde çocuklar çocuk parkında oynamaya çalışıyorlar.
Kilis'in Öncüpınar ilçesinde bulunan Öncüpınar Sınır Kapısı'nda ise büyük hareketlilik var. Sınırın Suriye tarafında kurulacak kamp için AFAD ekipleri çadır iskeletlerini kamyonlar aracılığıyla sınırın öteki tarafına götürüyor.
Daha önceden Öncüpınar'a ulaşabilen Suriyeli mülteciler, sınır kapısının açılarak akrabalarına ve sevdiklerine kavuşmayı dört gözle bekliyorlar.
Sınır kapısında bulunan dinlenme tesisleri de kamp olarak kullanılırken, kampın bahçesinde çocuklar yine bomba sesleri eşliğinde oyunlarını oynamaya devam ediyorlar.
Sınır kapısının önünde bekleyen çok sayıda seyyar satıcı bulunurken, bir saldırı sonucu sakat kalan kardeşinin tekerlekli arabasıyla su ve bisküvi satan Tarık, ileride televizyon muhabiri olmak istediğini söyledi.
Sınır kapısının 1 kilometre kadar ilerisinde ise Türk Ordusu'nun kontrol noktaları bulunuyor.
Öncüpınar Sınır Kapısı'nda bulunan kampa devamlı giriş ve çıkışlar oluyor.
Kampta yaşayan mülteciler yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını Kilis'ten karşılıyor.
Daha önceden Türkiye'ye gelen Suriyeli mülteciler kapının açılma umuduyla hergün Öncüpınar Sınır Kapısı'nda bir nevi nöbet tutuyor.
Mülteciler Kilis'teki ulaşım ihtiyaçlarını ise belediye otobüsleri ve ticari taksiler ile sağlıyor.
Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri'de Öncüpınar Sınır Kapısı'nda hazır bulunuyor.
