Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV’de kendi hayatının anlatıldığı “Usta’nın Hikayesi” programına katıldı.
Erdoğan, programda özel hayatıyla ilgili birçok soruya yanıt verdi.
Eşi Emine Erdoğan’a olan aşkını anlatan Erdoğan, "Biz bir aşık olduk, pir aşık olduk, öyle de devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, evliliği ve eşi Emine Erdoğan ile ilgili şunları söyledi:
“Tasarımcılık yönü ve duruşu dikkatimi çekti şu anda elektiriklenme diye ifade edilen benim aşık olma durumum meydana geldi. Ben aşkı şöyle tanımlarım; birine aşık olduğunda kaybolursun. Biz bir aşık olduk pir aşık olduk, hala da devam ediyorum.
Evlendiğimiz günden bu güne siyasi müdahalem içinde bir gün olsun niye geç geldin demedi bana. Birkez büyük kızım öyle bir serzenişte bulundu. Bir gece yatak odamızın kapısına ‘babacım bir gece de bize ayır’ demiş duygulandım.
Fakat bütün yavrularıma aynı istikamette baktım. Eşimin bu anlamda çok büyük bir yükü alması işimizi rahatlattı ama önümzü açtı. Torunların tadı da başka. Çocuklarıma da söylüyorum ‘en az 3 beni mahcup etmeyin’ diye...”
LAKABI HOCA
Başbakan Erdoğan, ismini babası Ahmet Erdoğan'ın verdiğini söyledi. Recep ayında doğduğunu ifade eden Erdoğan, dedesi Tayyip'in de ismini aldığını kaydetti. Erdoğan ilkokul ve imam hatipte Tayyip ismiyle çağrıldığını ancak ilkokuldaki din dersinde öğretmenin, "kim namaz kılabilir sorusu" üzerine namaz kendisinin parmak kaldırdığını ve namazı kıldığını bu sebeple zaman zaman kendisine "hoca" diye hitap edildiğini söyledi.
Erdoğan, "Ahmet ve Tenzile Erdoğan'ın size özel bir hitabı var mıydı" sorusunu yanıtlarken "Teyyüp" hitap ettiklerini belirtti.
'ÇOCUKLUĞUMDA HAREKETLİYDİM'
Erdoğan, bir soru üzerine, çocukluğunda sakin değil haraketli olduğunu, mahalle komşuluğu yaşadığını, annesi ve babasının nahiyesindeki her insanı tanıdığını, Kasımpaşa'da sokaklardaki herkesi tanıdıklarını dolayısıyla komşuluk ilişkilerinin çok iyi olduğunu ifade etti.
'BİSİKLET ALACAK DURUMDA DEĞİLDİK'
Erdoğan, sokaklarda çelik çomak, uzun eşek ve yakartop, evde ise dama, dokuz taş gibi oyunlar oynadıklarını, kandillerde ise kule oluşturup ateş yaktıklarını anlattı. Erdoğan, bisikleti olup olmadığına ilişkin bir soruyu ise "Maalesef bisiklet alacak durumda değildik" diye yanıtladı.
'KURAN DERSLERİNİN BÜYÜK FAYDASI OLDU'
Çocukluğunda Rize'de çay ve fındık topladığını aktaran Erdoğan, "Gittiğimizde babam beni yalnız bırakmazdı, okulum sebebiyle. Yine orada bir hocaefendiye teslim eder, imam hatip yıllarında Kuran-ı Kerim, Arapça derslerine orada ayrıca gitmişimdir ve oradan aldığım derslerin de benim hakikaten gelişmemde çok büyük faydası oldu" dedi.
'BABAM OTORİTERDİ'
Erdoğan, "Babama 'Kaptan Amca' diye hitap ederlerdi, lakabı buydu. Babasının çok otoriter olduğunu, yetişmelerinde, karakter yapılarının oluşmasında Ahmet Erdoğan'ın ciddiyetinin çok ciddi katkısı olduğunu ifade eden Erdoğan, ağızlardan kötü söz çıktığında cezasının çok ağır olduğunu anlattı. "Küfür ettiğiniz anda faturasını çok ağır ödersiniz onun içinde zaman zaman babam bizimle hesaplaşmıştır" dedi.
ŞİİR YARIŞMASI ÖDÜLÜ KÜTÜPHANE
Türkiye Teknik Ressamlar Cemiyeti'nce düzenlenen bir şiir yarışmasında birinci olduğunu anlatan Erdoğan, ödül olarak 500 lira ve duvara monte kütüphane aldığını söyledi.
