Bilecik Şeyh Edebali Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, üniversiteleri için değişik projeler olduğunu ve bunlar içinde en önemlisinin Kongre Merkezi olacağını söyledi.
Bilecik Şeyh Edebali Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinden önceki Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan döneminde şartlar gelişemediğinden bu zamana kalmış bazı projeler olduğunu söyledi. Öncelikle üniversitelerine bir Kongre Merkezinin olmasının şart olduğunu ifade eden Taş, "Sempozyumlar, toplantılar, büyük organizasyonları gerçekleştireceğimiz mekanımız yok. Bu çalışmaları yapmak için bir Kongre Merkezi projemiz var ve yapımına başlarsak, üniversitemize büyük katkı sağlayacak. Yakın zamanda içinde farklı büyüklükte salonların olduğu bir Kongre Merkezi yapacağız. Sonrasında öğrencilerimizin gıda, giyim ve bütün ihtiyaçlarını görebilecekleri çarşı tarzında bir mekan oluşturmak istiyoruz. En yakın hedefimiz bu iki proje. Öğrencilerimizin kampüs içinde de ihtiyaçlarını gidermeleri lazım. Belki kampüs içine bazı bankalar şubelerini açabilirler. Öğrencilere yemekhane yapmamız gerekiyor. İleri zamanlarda bunları yapacağız. Büyük bir yemekhane yapacağız yemeğin dışarıdan gelmeyecek ve yemeklerin soğuk olma durumu olamayacak. Diyanet İşleri Başkanlığı, bağışladığımız yere 250 kişilik bir kız yurdu yapacak. Bunu çalışmalarına en kısa zamanda başlayacaklar" dedi.
"GELECEKLE İLGİLİ FEN BİLİMLERİ ALANINDA YOĞUNLAŞMAK İSTİYORUZ"
Gelecekle ilgili Fen Bilimleri alanında yoğunlaşmak istediklerini anlatan Taş, "Fen bilimleri için bir Ar-Ge Merkezi oluşturmak istiyoruz. Üniversitemizi Sosyal Bilimleri ve Fen Bilimleri olarak ayrı ayrı merkez haline getirmek istiyoruz. Burası bildiğinizi gibi Osmanlının kurulduğu yer. Sosyal Bilimler, Osmanlı kuruluşu yapısını inceliyor. Türkoloji Bölümü üniversitemizde mevcut bunun yanında tarih, arkeoloji var. Böylece burayı Sosyal Bilimler Merkezi haline getirmek istiyoruz. Önceki rektörümüz Azmi hoca bu konuda ileri noktalara geldi zaten. Biz onları aynı ciddiyetle devam ettirmek istiyoruz. Fen Bilimlerin de ise laboratuvarları içinde bulunan Ar-Ge Merkezi oluşturmak istiyoruz. Fen bilimlerini oraya taşıyıp orada ürün üreten bir merkez yapmak istiyoruz. Bizim üniversitemizde yaklaşık 190 tane hoca var. Bunların yaklaşık yarısı fen bilimleri alanında çalışıyor ve biz onların çalışma alanlarını inceledik. Onların yoğunlaşabileceği, sivrilebileceği tematik alanlar tespit ettik. O alanlarda çalışmak istiyoruz ve ilerlemek istiyoruz. Pek çok alanda değil YÖK'ün de istediği bu aslında Anadolu'da bulunan üniversitelerden. Her alanda çalışan birimler, bölümler olmasın, belirli alanlarda ilerlensin. Bilecik'te öyle alanlarda ilerlensin ki ilerde o alanda çalışmak istiyorsan Bilecik'e git denilsin. Bu konuda çalışmak istiyorsan Bilecik'ten yararlan denilmesini istiyor YÖK aslında. Bu konuda şehirle beraber şehrin potansiyelini bularak bir ilerleme yapmak istiyoruz. Hatta bir iki ay içerisinde bu konu ile ilgili çalışmalar yapmak istiyoruz. O Çalıştay'a biz üniversitemizin dinamiklerini de sektörlerini de davet etmek istiyoruz. Onlarla birlikte Bilecik'te neler yapabiliriz, hangi alanlarda ilerleyebiliriz. Onlarla birlikte Çalıştay'lar da ortaya koyduktan sonra inşallah o malzemeyi işlemek istiyoruz" dedi.
"İLAHİYAT FAKÜLTESİ KURULDU, AMA ÖĞRENCİSİ YOK"
Bilecik Şeyh Edebali Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, üniversitelerinde İlahiyat Fakültesi'nin kendisinden önceki rektör zamanında kurulduğu ifade ederek, "İlahiyat aslında Azmi hoca zamanında kuruldu. Henüz öğrencisi yok ama. öğrenci almak için belirli bir öğretim kadrosunun, hoca kadrosunun olması gerekiyor. Şimdi biz onu tamamlamaya çalışıyoruz. Muhtemelen önümüzdeki yıl değil ondan sonraki yıl öğrenci almak istiyoruz. Beraber el birliği ile çalışıp daha iyiye daha güzele gitmek istiyoruz inşallah" dedi.
"GEÇMİŞTE BU BAHAR ŞENLİKLERİ İLE İLGİLİ BAZI NAHOŞ OLAYLAR OLDU"
Bilecik Şeyh Edebali Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Bahar Şenliklerinde geçmişte bazı nahoş olayların olduğunu söyledi. Kendisinin de o olaylar olduğunda üniversite çalıştığı anlatan Taş, sözlerine şöyle son verdi:
"Biz onlarla ilgili de bütün bu durumları masaya yatırıp nasıl yapmamız gerektiğini araştırmamız gerekiyor. Bahar Şenlikleri konusunda analiz yapmaya devam ediyoruz. Yaparsak nerede yapabiliriz ,ya da yaptıklarımız ne boyutta olabilir diye bunları düşünüyoruz. Zannedersem dört beş yıldır yapılmıyor. Önceki rektörümüz Azmi hocanın da muhtemelen ağzı yandı böyle şeylerden. Bunların artılarını eksilerini düşünmemiz lazım. Bundan sonra eskideki olaylar olur mu diye veya olmaması için çözüm bulabilir miyiz bunları düşünüyoruz. Öğrencilerin bu konu ile ilgili bir talebin, yoğunluğun olduğunu biliyorum. Eğer üniversite bünyesinde yapılırsa dışarıdan girişleri engelleme gibi sıkıntımız var, çünkü okulumuzun etrafı tamamen çevrili değil. Ben daha önce Selçuk Üniversitesinde çalıştım ve orada da böyle etkinlikler oluyordu. İçkiyi fazla kaçıranlar, güvenlik arkadaşlarla tartışma yaşayanlar, bıçak çekenler bu tarz sorunlar oluyor. Bizim öğrencilerimizin sağlığı ve canı bize emanet sonuçta. Allah korusun bir kişinin canı her şeyden önemli tabi ki. Öğrencilerin istekleri bizim için çok önemli, zaten bu tarz olaylar azalmaya başlıyor. Üniversitelerde artık yapmamaya doğru bir gidiş var aslında."
