• BIST 9079.97
  • Altın 2310.031
  • Dolar 32.3414
  • Euro 35.0801
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 21 °C

Beyin ölümü yanıltabiliyor

Beyin ölümü yanıltabiliyor
Beyin ölümü tanısı konulan hastalrın sinirsel fonksiyonlarında hareketlenmeler görülüyor.

Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, tüm beyin ve beyin sapının fonksiyonlarının tamamen ve geri dönüşümsüz olarak kaybedilmesinin beyin ölümü olarak tanımlandığını belirtti.

Beyin ölümü gelişen kişide kafa içi basıncının aşırı yükselmesiyle beyin ve beyin sapına kan gidemediğini ve kanlanamayan bir organın bir süre sonra canlılığını ve fonksiyonlarını kaybettiğini anlatan Ramazanoğlu, beyin ölümü tanısının yalnızca yoğun bakımlarda ve solunumları suni solunum aygıtlarıyla sürdürülen hastalarda konulabildiğini kaydetti.

Prof. Dr. Ramazanoğlu, kalp, akciğer, karaciğer ve böbrek gibi birçok organın makinelerle desteklenebildiğini ya da organ nakli ile yerine konulabildiğini ancak desteklenemeyen ya da yerine konulamayan tek organın beyin olduğunu vurguladı.

ARADA FARK YOK

Beyin ölümü ile ölüm arasında hiçbir fark bulunmadığına işaret eden Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Günümüzde ölüm, solunumun ve dolaşımın geri dönüşümsüz olarak durması olarak tarif edilmektedir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta solunum ve dolaşım durduktan sonra belli bir sürenin geçmesi gerekir ancak bu sürenin sonunda o kişiye 'öldü' tanısı koyulabilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1981 yılında çıkartılan bir kanunla beyin ölümü tanısının konulduğu saat ve tarih o kişinin ölüm saati ve tarihi olarak belirlenmiştir."

Beyin ölümü tanımının tarihsel gelişimi izlendiğinde bunun tamamen transplantasyon cerrahisinden bağımsız olduğunun görüldüğünü anlatan Ramazanoğlu, beyin ölümü kavramının 1950'li yıllarda hastanelerde yoğun bakımların kurulmasından sonra ortaya çıktığını bildirdi.

Beyin ölümü tanısı konulduktan sonra canlanan bir hastanın olup olmadığına ilişkin soruya ise Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, beyin ölümü tanısının çok sıkı kurallara bağlandığını, dünyada bugüne kadar kurallara uygun konulan beyin ölümü vakalarından canlanan hiçbir vakanın olmadığını söyledi.

Ramazanoğlu, kendi merkezlerinde ise 14 yıl içinde 405 beyin ölümü tanısı konulduğunu ve hiçbirinde geri dönme olmadığını ifade etti.

HAREKET VE REFLEKS GÖRÜLEBİLİR

Beyin ölümü tanısı konulan kişilerde zaman zaman çeşitli hareketler ve refleksler görülebildiğini dile getiren Ramazanoğlu, şunları söyledi:

"Beyin ölümü tüm beyin ve beyin sapının canlılığını kaybetmesidir. Bazı olgularda beyin ölümü tanısından sonra omuriliğin fonksiyonları bir müddet daha sürebilir ve bazı hastalarda omurilikten kaynaklanan spinal refleksler görülebilir. Bu bizi tanıdan uzaklaştırmaz. Görülen hareketler için de en dramatik olanı İncil'de de geçen kolların yukarı kalkması yani 'Lazarus' işaretidir. Biz de 3 olgumuzda 'Lazarus' işaretini gördük. Yaptığımız bir çalışmada spinal reflekslerin görülme sıklığını ise yüzde 14 olarak saptadık."

Beyin ölümü tanısının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde konulması gerektiğine işaret eden Ramazanoğlu, spinal refleksler konusunda tüm hekimlerin, hastane personelinin ve hasta yakınlarının en iyi bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.

KOORDİNATÖRLÜĞE BİLDİRİLİYOR

Ramazanoğlu, beyin ölümü gerçekleşen kişinin acı hissedip hissetmediği gibi sorularla da karşılaştıklarını ancak bu kişilerin herhangi bir acı hissetmediklerini ifade etti.

Yoğun bakım doktorunun amacının hastasını en iyi şekilde tedavi etmek olduğunu anlatan Prof. Dr. Ramazanoğlu, "Yoğun bakım doktorunun diğer bir görevi ise eğer hastasının tedavisi sürecinde beyin ölümü gelişirse bunun tanısını koymak ve bunu hiç tanımadığı ama yaşamı organ nakline bağlı hastalar için yapmaktır" dedi.

Tüm beyin ölümü olgularının yasal olarak organ transplant koordinatörlüğüne bildirildiğini söyleyen Ramazanoğlu, beyin ölümü tanısı konulan hasta yakınlarına başsağlığı temennisinde bulunduklarını ve daha sonra organ transplant koordinatörünün kendilerini ziyaret edeceği yönünde bilgi verdiklerini bildirdi.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim