• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 19 °C

Başbakan'dan Cumhurbaşkanı'na sert gönderme!

Başbakan'dan Cumhurbaşkanı'na sert gönderme!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçileri toplantısında konuştu.

Konuşmasında Mısır'da darbeci lider Abdülfettah El Sisi'nin göstermelik seçimlerle Cumhurbaşkanı seçilmesini eleştiren Erdoğan, bu konuda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de ince göndermede bulundu.

 

Erdoğan, "Mısır kilit önemde bir ülkedir. İşleyen bir demokrasiye sahip olmasını arzuluyoruz. Bu arzumuzu ısrarla gündeme getiriyoruz. Tamamen insani ve demokratik bir tavır sergiledik. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bunu bu bakımdan söylemek durumundayız. Mısır'da sandıkla gelmiş yüzde 54 oy almış bir Mursi yönetimini biliyorsunuz askeri darbe ile devirmişlerdir. Ama batılı dostlarımız dünya ne yazık ki buna bir darbe diyememiştir. Darbe demediği gibi daha sonra darbeyle gelen bu zatın dostlar alışverişte görsün mantığıyla yaptığı cumhurbaşkanlığı seçimiyle de orada güya bir seçim kazanmış ve sözde bir seçim kazanmış bunun neticesinde de kendisine tebrikler gitmiştir. Böyle bir tebriğin bizce bir anlamı yoktur. Çünkü biz bir darbe yönetimini tebrik edemeyiz. Çok açık net söylemek zorundayım." dedi. 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 11 Haziran 2014 tarihinde Mısır'da cumhurbaşkanı seçilen Abdulfettah es-Sisi'ye gönderdiği tebrik mesajında, Türkiye ile Mısır arasındaki köklü ilişkilerin her zaman devam edeceği konusunda kuşku duymadığını ifade etmişti. 

Başbakan'ın konuşmasından satır başları

1. Dünya savaşının üzerinden 100 yıl geçti. Etkileri hala devam ediyor. Özellikle ortadoğudaki anlaşmazlıkların gün yüzüne çıktığını görüyoruz. Irak'ta ortamın kötüleştiği bir süreç yaşanıyor. Haziran'ın başında Musul'da patlak veren çatışmalar maalesef ülkeyi tam anlamıyla bir bölünmenin eşiğine getirdi. Çatışmanın mezhep temelli ilerlemesi Irak'ın 2007'den daha kanlı bir içsavaşa sürüklendiğine işaret ediyor. 

49 ELEMAN, 31 TIR ŞOFÖRÜMÜZ REHİNE

Gerginlikler konusunda uzun süredir ısrarımız dikkate alınmadı. Uyarılarımızda haklı çıkmış olmaktan üzüntü duyuyoruz. Maliki'nin Irak'ı bölünmeye götüren politikaları ısrarla görmezden geliniyor. Tüm toplumu kapsayıcı yeni hükümetin teşkili büyük önem taşıyor. Milyonlarca insan mevcut krizden etkileniyor. Bizim başkonsolosluğumuz kuşatıldı. Oradaki 49 elemanımız rehine durumunda. 31 tane TIR şoförümüz rehine. Toplamda 80 kişi. Bu süreç içinde biz olaya nihayi adımı atmadan sabırlı bir şekilde bunu takip edelim istiyoruz. 

NURİ EL MALİKİ'NİN BU DENLİ ŞIMARTILMIŞ OLMASI...

Fakat bütün batılı dostlarımız hepsiyle kurduğumuz kontaklar var. Başından itibaren Maliki'nin bu denli şımartılmış olması maalesef bugünleri getirdi. Şu anda tek çıkış yolu artık Irak'ta bir koalisyon hükümetinin oluşmasıdır. Düşünebiliyor musunuz mezhebi bir çatışma altyapısı için Irak ordusunun yüzde 98'i Şiilerden oluşuyor. Bu ordu ve ülkede bir milli birlik tesis edilebilir mi?

AB'DEN CİDDİ BİR MADDİ DESTEK YOK

Şu anda Irak'ta insani yardımlarımıza devam ediyoruz. Batılı dostlarımızdan da bu insani krize bigane kalmamalarını yaralara merhem olma çabalarına katkı sağlamalarını bekliyoruz. Değerli dostlarımız Suriye'de olanları da biliyorsunuz. Türkiye'de yaklaşık bir milyon Suriyeli göçmen var. Bu göçmenlerin 220 bini çadır kentlerde yaşıyor. Diğerleri ülkemizin bir çok kentinde yaşıyor. Son 3 yıldır yaşanan trajedi ortadoğudaki bir başka önemli sıkıntıdır. Bizim harcamamız 2 buçuk milyar doları buldu. Batılı dostlarımızdan destek sözkonusu mu? Ciddi bir desteğin olmadığını görüyoruz. Bize gelen destek 150 milyon dolar civarında. Harcamamız ise 2 buçuk milyar. BM bir barış örgütü, 50 milyon dolar Suudi Arabistan'ın desteği var, 25 milyon dolar BM'den geldi. AB'den ciddi bir destek yok. Yakışanın yapılması lazım. NATO'daki birlikte olduğumuz ülkeler bile sadece üç dört vilayette kurulan patriotlarla ilgili olarak sağolsunlar orada verdikleri bir destek ver. Bu destekten dolayı ilgili ülkelere teşekkür ediyorum. Ama bizim bunu çok daha farklı bir şekilde yaymamız bu istikrar beklentisini gerçekleştirmemiz lazım. 

SURİYELİLERE KARŞI AÇIK KAPI POLİTİKAMIZ DEVAM EDİYOR

Şiddetten kaçan Suriyelilere yönelik açık kapı politkası izliyoruz. Suriye'deki krizin insani boyutuna yönelik yardımlarımız üç alanda devam ediyor. Halen 22 kampta 220 bini aşkın misafirlerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kamp dışında kalan 700 bini aşkın Suriye vatandaşımızın ihtiyaçları da hükümetimiz tarafından karşılanıyor. Sıfır noktasında da insani yardım dağıtıyoruz. Türk kızılayı tarafından sınırdaki Suriye vatandaşlarına yardım dağıtılıyor. Bu operasyonu BM'ye de bildirdik. Suriye vatandaşlarına yardım etmeyi de ve sınırımızı açık tutmayı da sürdüreceğiz. Yardım faaliyetlerimiz için uluslararası toplumun yükümüzü paylaşmasını bekliyoruz. 

5300 KİŞİYİ ÜLKEMİZE SOKMADIK

Suriye'deki istikrarsızlık ve aşırılık yanlısı unsurlara zaman içinde artan mevcudiyeti için endişe kaynağıdır. Karşımızda yoğun uluslararası işbirliği gerektiren küresel bir mesele bulunuyor. Yabancı savaşçıların geçişi için ülkemiz transit geçiş için kullanılmaya çalışıyor. Bu hem Türkiye hem de kaynak devletler için tehdittir. Bu şahısların kaynak ülkelerinden ayrılmalarıyla tehlike ortaya çıkıyor. Suriye'ye geçerek radikallere katılmayı planlanan 3. ülke vatandaşlarının geçişlerini engellemek için gereken bütün önlemleri alıyoruz. 5 bin 300 kişiye ülkemize giriş yasağı konuldu. Terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphe edilen yabancılar ilgili kurumlarımızca tespit edilerek sınır dışı ediliyor. 

3 YILDA 824 KİŞİYİ SINIR DIŞI ETTİK

Bu çerçevede 2011'den bugüne kadar 824 kişi sınırdışı edildi. Tüm ülkelerden Suriye'ye geçerek radikallere katılan vatandaşların ülkelerinden çıkış yapmalarına engel olmak için gerekli tedbirleri dostlarımızın almasını bekliyoruz. Bu vatandaşların kimlik bilgileri seyahat güzergahları suç kayıtları arama kararları ve terör örgütleriyle ilgili somut bilgilerin Türkiye'ye süratle bildirilmesini istiyoruz. 

BİZ DARBE YÖNETİMİNİ TEBRİK ETMEYİZ

Mısır kilit önemde bir ülkedir. İşleyen bir demokrasiye sahip olmasını arzuluyoruz. Bu arzumuzu ısrarla gündeme getiriyoruz. Tamamen insani ve demokratik bir tavır sergiledik. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bunu bu bakımdan söylemek durumundayız. Mısır'da sandıkla gelmiş yüzde 54 oy almış bir Mursi yönetimini biliyorsunuz askeri darbe ile devirmişlerdir. Ama batılı dostlarımız dünya ne yazık ki buna bir darbe diyememiştir. Darbe demediği gibi daha sonra darbeyle gelen bu zatın dostlar alışverişte görsün mantığıyla yaptığı cumhurbaşkanlığı seçimiyle de orada güya bir seçim kazanmış ve sözde bir seçim kazanmış bunun neticesinde de kendisine tebrikler gitmiştir. Böyle bir tebriğin bizce bir anlamı yoktur. Çünkü biz bir darbe yönetimini tebrik edemeyiz. Çok açık net söylemek zorundayım.

PUTİN'E "TEBRİK ET" DEDİM

Libya'da endişe verici gelişmeler yaşanıyor. Mısır burada da rahat durmuyor. Ülkede diyalog yoluyla normalleşme sağlanmasını temenni ediyoruz. 

Gelelim Ukrayna'ya. Ukrayna'daki istikrarsızlık ve yasadışı şiddet eylemlerinden büyük endişe duyuyoruz. Ukrayna halkı seçimlerle iradesini ortaya koydu. Sayın Poroşenko'yu tebrik ettim. Putin ile de görüştüm. Bu görüşmelerde Ukrayna ile Rusya arasında doğrudan diyalog başlatılmasının önemini vurguladım. Sayın Putin'e sandıkla gelmiş bu siyasetçiyi tebrik etmekte gecikmezsiniz diye de söyledim. Poroşenko'nun barış planının uygulanmasını memnuniyetle karşıladık. 

Türkiye olarak bundan sonra da krizin siyasi çözümüne yönelik olarak aktif desteğimizin devamını belirtmek isterim. Son krizin ardından güney gaz koridorunun zamanında tamamlanması daha da önemli hale geldi. Güney gaz koridoru ülkemizin önceliğidir. Hazar ve ortadoğudaki enerjinin Avrupa'ya transferinde kesintisiz bir güzergah olma konumumuzu sürdürüyoruz. 

AB'NİN TUTARLI DAVRANMASINI İSTİYORUZ

AB üyeliğimizin müzakerelerini engellemelere rağmen devam ettiriyoruz. 23 ve 24. fasıl AB tarafından öncelikle açılacak ve son kapanacak fasıllar olarak belirlendi. Bunlar siyasi reformlarla ilgili. Eleştirilerin önemli bir bölümü de bu fasıllar kapsamına girer. Bu fasılların hala açılmamış olması AB'nin samimiyetinin yapıcı niyetler içerip içermediğinin sorgulanmasına yol açıyor. Enerjideki işbirliğimiz her iki tarafın çıkarınadır. 15 nolu enerji faslının hala açılmamış olmasını anlamak mümkün değil. 31 nolu dış güvenlik faslının açılması da her iki tarafın yararına. Bu sıkıntılara rağmen AB en büyük ticaret ortağımızdır. 2013'te AB ülkeleriyle ihracatımız 46 milyar avroya, AB'den ülkemize ithalat ise 67 milyar 650 milyon avroya erişti. Türkiye'ye son üç yılda doğrudan yatırım akışı yaklaşık 82 milyar 450 milyon avro oldu. Bunların büyük bölümü yüzde 77'si AB ülkelerinden geldi. 

Dış politikada da AB ile işbirliği içindeyiz. Şu anda Bosna'da Kosova'da Filistin'de üç AB operasyonuna aktif katkı yapıyoruz. Terörle mücadele AB ile ve AB üyesi ülkelerle gündemimizin ön sırasında. Belli çevreler tarafından Türkiye'nin teröre destek veren ülke gibi gösterilmesi son derece çirkin bir propagandadır. Bu çirkin iftiraların tutmayacağını sizin de bilmesini isterim. Bu konuda AB tarafından daha etkin bir işbirliğine ihtiyaç duyduğumuzu da ifade etmek istiyorum.

Terörizmi barış güvenlik ve istikrarara karşı en önemli tehdit olarak görüyoruz. Bu konuda AB'nin ve üye ülkelerin de tutarlı bir tavırda bulunmasını istiyoruz. Uluslararası işbirliği terörle mücadele için kritik öneme sahip. Uluslararası ve bölgesel çabaları etkin şekilde destekliyoruz. 

BİR OLAY ANLATACAĞIM, O YÜZDEN GECİKTİM

Bir olay anlatacağım. Gecikmemin sebebi de oydu. Anneler diyarbakır belediyesi önünde oturma eylemi yaptılar. 40 gündür devam ediyor. Bu annelerin gözü yaşlı. Babaların gözü yaşlı. Bunların içinde 13 yaşından tutun 25 yaşlara kadar çocuklar gençler var. Bunların hepsi okullarından kaçırıldı. Bir kısmı 23 Nisan etkinliklerinden kaçırıldı. Pikniğe götürülerek kaçırıldılar. Annelerin feryadı, bu görüşmedeki ortaya koydukları hakikaten o hüzünlü tablo görülmeye değerdi.

Bir dönem başka anneler de toplandı. Bu anneler için bir çok STK'lar toplandı. Peki bu anneler için kaç kişi geldi Avrupa'dan. Ne oldu bunların çocukları? Bunların çocukları dağa kaçırıldı. Kandil'e kaçırıldı. Bu annelerin gözyaşı gerçekten gönülleri yaralıyor. Görmeye değer. Eğer bizim insan haklarına saygımız varsa özgürlük mücadelesi veriyorsak demokrasi demokrasi demokasi bunun lafını değil de icraatını yapıyorsak, demokrasi tanımayan bölücü terör örgütü PKK'nın yandaşları şu anda parlamentoda, bunlar belediye önünden anneleri kovdular. Hatta siz MİT'ten para aldınız dediler. Bunların hepsi Kürt anne babalar. Hepsinin ellerinde kaçırılan evlatlarının resimleri var. Ben buraya gelene kadar bir kısmını dinledim. Benden sonrasını da genel başkan yardımcım ve arkadaşlarım dinliyor.

Şu ana kadar 114 aile bu eylemin içinde direnişini tavrını ortaya koydu. Bugün 39 aile genel merkezimize geldi. Kendileriyle görüştük. Siz büyükelçiler isterim ki eğer zahmet olmazsa bir diyarbakır seyahati bunun için de yapın ve gidin orada bu Kürt kardeşlerimin, çünkü biz Avrupa'da hep Kürt Kürt Kürt bunu soruyorlar. Biz diyoruz ki Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman olumsuz ayrımcılık yapmadık. Biz oralarda birinci partiyiz. Onları kucaklıyoruz. Onların haklarını veren bir partiyiz. Biz Türkiye'de 81 vilayetin tamamında olmadığımız yer yok. Her yerden belediye başkanı da çıkardık ya birinci parti olduk ya da ikinci. Biz böyle bir partiyiz. Ülkemiz BM'nin terörle mücadele sözleşmelerinin hepsine taraftardır. Bizleri yanlış anlayanların kendilerini çek etmelerinde fayda var diye düşünüyorum.

Türkiye'deki terör örgütlerinin Avrupa'da barındıklarını defaatle söyledik.  Ama ne yazık ki bize teslim edilmediler. DHKP-C adı verilen örgüt Türkiye'de kanlı eylemler yaptı. Anamuhalefet partisi tarafındaın da korunuyor. Şiddet içeren sokak eylemlerinde boy gösteriyor. Bu saldırıların örgütün Avrupa'daki liderleri tarafından yönlendirildiği görünüyor. Avrupa'da örgüte karşı yapılan operasyonları memnuniyetle karşıladık. Örgütlerin bazı elebaşları yakalandı. AB ülkelerinde bazı liderler bulunuyor. Avrupa ülkelerinden daha samimi ve kararlı tedbirler bekliyoruz. 

SİZİN ÜLKENİZDE POLİSE BÖYLE YAPILIYOR MU?

24 Mayıs'ta Köln'de vatandaşlarımızla buluştuk. Perşembe günü Viyana'daydık. Cuma günü Lyon'da buluştuk. 10 binlerce vatandaşımıza hitap ettik. İnanıyorum ki morallerini de artırdık. Almanya ve Avusturya'da medyada çok ağır ithamlara maruz kaldık. Şahsımdan ziyade oradaki vatandaşlarımız rencide edildi. Her üç ziyarette de tamamen vakar içinde geçti. Vatandaşlarımız ve yaşadıkları ülkeler için yararlı oldu. Türk polisine sürekli olarak orantısız güç suçlaması yapılıyor. Hepinize şunu soruyorum. Acaba sizin ülkenizde polise molotof kokteyli atılıyor mu? Silah kullanılıyor mu? Parke taşları ile polise saldırılıyor mu? Ben Avusturya'da dışişleri bakanına dedim bana hayır dedi. Cezai müeyyideleri çok ağır dedi. Ama Türkiye'de molotofla polise saldırılıyor polis aracın içinde yanıyor. Şuanda ikisi hala ağır yaralı. Artık bunları görmemiz lazım.

Bu arada asker kızımız maalesef o da yine bir kobra aracının içinde molotofla atılan saldırıda yanmaya başlıyor ön camı kırarak çıkıyor o da halen Ankara'da GATA'da yatıyor.

Temenni ederim ki terörle mücadelede işin bu yanını da hep birlikte ele alırız. Avrupa'da 6 milyon vatandaşımız var. Bu kadar vatandaşının AB içinde olan bir ülkenin üyelikten uzak tutulması anlaşılmazdır. Son seçimlerde artık bir durum daha ortaya çıktı. Dikkat ederseniz sandıktan artık ciddi manada aşırılıklar netice alıyor. Aşırı uçlar netice almaya başlamıştır. Avrupa'nın geleceğini bunlar bana göre tehdit eden neticelerdir. Türkiye'ye farklı bakanlar bütün uyarıların niçin böyle yürüdüğünü daha yakın göreceklerdir. 

TÜRKİYE FOTOĞRAFINI ÜLKELERİNİZE DOĞRU YANSITIN

Dünya bankası büyüme rakamını revize etti. 2,4'ten 3 buçuğa çıkardı. Ekonomisiyle Türkiye AB için ihtiyaçtır. Irkçılık ve medeniyetler çatışmasına karşı sadece bölgesel düzeyde değil küresel anlamda da bugün ihtiyaç duyulan bir cevaptır. Türkiye ile ilgili yanlış bilgilenmenin ilişkileri yönlendirmesini istemiyoruz. İlişkilerin derinliğinin büyüklüğümüzle orantılı olmasını istiyoruz. Türkiye'deki gerçek fotoğraf sizlerin sayesinde çekilebilir. Etki altında kalmadan propagandalara aldanmadan gerçek Türkiye fotoğrafını ülkelerinize aktaracağınıza yürekten inanıyorum. 

 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim