• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 15 °C

Başbakan Erdoğan: Pensilvanya'da yatışımın nedeni

Başbakan Erdoğan: Pensilvanya'da yatışımın nedeni
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. 

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Cumartesi akşamı Fransa'dan döndük ve ara vermeden çalışmaya başladık. Pazar günü AK Parti istanbul teşkilatımızın toplantısına katıldık. Haliç'te son derece verimli bir toplantı gerçekleştirdik. 

Sevgili Peygamberimiz ümmetimin ihtilafı rahmettir buyurdular biliyorsunuz. Elbette ihtilaftan kasıt fitne değildi. Hele hele bugünkü çatışma türünde ihtilaf değlidi. İstikamet belliyken meşru gayri meşru belliyken bu daire içinde kalmak suretiyle farklı yollar izlenmesi hayırlı bir ihtilaf olarak rahmet olarak tarif edilmiştir. 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLMAK EN ÖNEMLİ KRİTERDİR

Her insan nevi şahsına münhasırdır. Fikirler farklı olabilir. Mezhepler meşrepler farklı olabilir. Bu farklılıklar bir çatışmanın değil tam tersine renkliliğin zenginliğin belirtisidir. AK Parti olarak biz Türkiye'deki ve coğrafyamızdaki tüm inanç mezhep meşrep etnik kökenlere kültürlere karşı hep eşit mesafede durduk. Her zaman kucaklayıcı olduk. Yapıcı davrandık. Hiçbir ferdi grubu bize oy veren veya vermeyenler diye ayırmadık. Yatırım yaparken asla ve asla seçim sonuçlarını önümüze almadık. Kİmin nereye oy verdiğini asla ve asla bir kriter olarak kullanmadık. Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak en önemli kriterdir. 

Türkiye'deki cemaatlere derneklere de bu nazarla baktık. Bizim yöntemlerimizi tasvip etsin ya da etmesinler hepsinin özgürce faaliyet göstereceği bir zeminin mücadelsi içinde olduk. Örgütlerin dernek ve vakıfların üzerinde çok ciddi baskı ve zulümler oldu. Türkiye'de farklı olan makbul vatandaş kalıbına uymayan herkes on yıllarca ötelendi. Kurban derilerini kimlerin toplayacağı dahi bu ülkede bir dönem çok büyük tartışmalara sahne oldu. Benim kurbanım benim kurbanımın derisi sana ne ya. Ben istediğim yer veririm. Hayır ben nereye istiyorsam oraya vereceksin dediler. Böyle bir anlayış olabilir mi? İşte bu ceberrut zulme dayalı bir anlayıştır. Bunların hepsine biz son verdik. Dedik ki kardeşim bu kurban senindir derisi de senindir. Nereye istersen oraya verirsin. Kimsenin müdahale hakkı yoktur. 

Tüm inanç sahiplerinin önündeki engelleri tek tek kaldırdık. Bir çok azınlıklara ait gayrimenkullere en konulmuştu bütünbunları bu vakıflara tek tek biz iade ettik. Şu ana kadar iade ettiğimiz gayri menkullerin toplam değeri 2 milyar doları aştı. Niye? Bu bizim değil, sahibine vermek bizim görevimizdir. Türkiye bundan dolayı bölünmedi zayıflamadı. Bu adım muhalefet partileri tarafından adeta sürekli sömürüldü ve şunu söylediler. Bu Türkiye'nin sonu olur dediler. Oldu mu?

Aradan yıllar geçti var mı bir sorun? Başörtüyü yasaklayanlar 10 yıllarca ülkenin bölüneceğini iddia etti. Ne oldu? İşte biz serbest bıraktık. Hangi sorun çıktı? Dinlerle kültürlerle inançlarla ilgili yaptığımız her reformun öncesinde CHP ve MHP başta olmak üzere muhalefet son derece karanlık tablo çizdi. Şu dilde televizyon açılırsa ülke bölünür millet bolunur. Klavyeye özgürlük getirirseniz parçalanırız. Ne oldu? Korkulan olmadı. CHP ve MHP'nin egemen zihniyetlerinin bizden önceki on yıllar boyunca bu millete gereksiz yere zulmettikleri ortaya çıktı. 

AMAN YARABBİ BAHÇELİ'NİN AĞZINDAN SALYALAR AKIYOR

Korkuları kendileri ürettiler ve millete istikamet çizmeye çalıştılar. CHP ve MHP'nin bu kadar hırçınlaşmasının sebebi işte budur. CHP bölünme korkusuyla işi idare etti. Bu korku ortadan kalktıkça varlık zeminini kaybetti. MHP terör korkusuyla işi idare etti. Şimdi bu kaygı ortadan kalkınca o da varlık zeminini kaybediyor. İşte bu sabahki konuşmasına bakıyorsunuz bu Bahçelinin aman yarabbi Baştan aşağı tamamıyla ağzından salyalar akıyor. Ama biz öyle konuşmayacağız. Tamamıyle bir müfteri edasıyla yaptığı konuşma. İFtiralarla dolu bir konuşma. 17 yıldır o partinin başındasın geldiğin yer ortada. Ben MHP'li kardeşlerime sesleniyorum MHP'yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız. 

 

EY BAHÇELİ İSPAT EDEMEZSEN ALÇAKSIN ADİSİN

Bu siyasette çırak bile olamaz. Bunun varlığı MHP teşkilatı için tehlikedir. Bugün yine iftiralarla dolu, yolsuzluklar şu bu falan. Evladıma hazine arazisi tahsisinden bahsediyor. Terör örgütünün başıyla aynı sofraya oturmaktan bahsediyor. Ey Bahçeli bunları ispat edemezsen sen alçaksın adisin. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Üç buçuk yıl bu ülkede başbakan yardımcılığı yaptın. Takımın yargılandı. Efendim kurtuldu. Niye kaçıp gittin iktidardan. Sakaraya depremlerinin Düzce depremlerinin altında kalan sensin sen. Oraları ayağa kaldıramadınız. Kaçıp gittiniz. Biz geldik ve oraları ayağa kaldırdık. 

Bu ülkede faiz lobisini ihya eden sizsiniz. Bu ülkede CHP'nin yavrusu DSp ile beraberdiniz. Görev zararı adı altında sıkıntıların en önemli sebebi siz oldunuz. Ziraat ve Halkbankasını batırdınız, Vakıfbankı kapatılacak hale getirdiniz. Nice bankalar battı zaten. Biz Halkbankasına şahsiyet kazandırdık. Esnafıma yüzde 47 ile kredi verirken, öbür tarafta aynı şekilde Ziraat yüzde 59 ile verirken şimdi sıfırladık ve sıfır-5 aralığına getirdik. Bu millete zulmeden siz oldunuz biz ise bu zulmü kaldıran olduk. Aramızdaki fark bu. 

İKİDE BİR AYAKKABI KUTULARIYLA KONUŞUP DURANLARA...

İkide bir ayakkabı kutularıyla konuşup duranlara sesleniyorum. Ayakkabı kutularının içine milyarlarca avro ne dolar sığmaz. O ancak sizin kasalarınıza sığar. Siz önce bunu ortaya koyun. Neler yaptığınız ortada. Onun için 3 buçuk senede kaçıp gittiniz. Şu anda ben bugünkü konuşmasıyla alakalı da gerekli olan davalarımı yine açacağım. Çünkü Türkiye cumhuriyetinin başbakanına köksüz diyecek kadar kökten binasip kişi bunun hesabını verecektir. Eğer Türkiye'de böyle birileri aranıyorsa aynaya baksınlar. Bunlar kendileridir. 

Buna benzer çalışmaları HDP de yaptı. Silahla korkutarak siyaset yaptılar. Ellerinde silahla vardı. Ellerindeki gulyabaniler birer birer gittiği için artık kendileri gulyabani oldular. Biz bu milleti korkutmak için kullanılan bütün vasıtaları inşallah kaldırdık. Yeni Türkiye'nin inşasını kararlılıkla sürdüreceğiz. 

Biz lafta değil muhalefet gibi değil. İşte deprem anında biz Simav'da olduk  yeni bir Simav inşa ettik. Yeni bir Van inşa ettik. Yeni bir Bingöl inşa ettik. Hiçbir zaman durmadık anında. Nerede böyle bir sıkıntı varsa biz oradayız. 

GÖRÜNÜRDE ÖĞRENCİ YETİŞTİRİYOR, OKUL AÇIYORLARDI

Pazar günü 160'tan fazla STK yöneticileriyle yaptığımız toplantıda bir kez daha bu özgürlük ortamını müşahade ettik. Bir parantez açmak durumundayım. AK Parti'nin 12 yılda tesis ettiği özgürlük ortamını Türkiye'nin büyümesi ve güçlenmesi için kullanmak yerine kendi hırsı ve ikbali için kullananlar da oldu. Görünürde öğrenci yetiştiriyorlardı. Okul açıyor yurt açıyorlardı. Ama öyle bir noktaya gelindi ki zahir ile batının aynı olmadığını hem bizler gördük hem de aziz millet gördü. Millet değerlerinin şefkatinin merhametinin yardım hissiyatının göründen farklı hedefler için kullanıldığı acı şekilde ortaya çıktı. 

40 YIL BOYUNCA CEMAAT MASKESİ ALTINDA...

40 yıl boyunca cemaat maskesi altında ince ve sinsi bir şekilde ihanet şebekesinin inşa edildiğini gördük. Bu şebeke öyle bir noktaya geldi ki benden olmayanın faaliyet hakkı söz ve yaşam hakkı yok demeye başladılar. Başkalarının varlığına tahammül edemez hale geldiler. Doymak bilmez bir iştahla ve hırsla kendileri dışında her grubu kesimi herkesi son derece iğrenç metotlarla safdışı bırakmaya başladılar. Rakip olan herkesi hatta arkadaşlarını telefon dinleyerek yatak odası gözetleyerek şantaj ile safdışı bırakmak istediler. Nerede varlarsa orada kendilerinden başka hiçkimseye tahammül edemediler. Öyle bir noktaya azgınlık seviyesine ulaştılar ki Türkiye'yi topyekün kontrol etmek ve istikamet vermek gibi bir şehvete kapıldılar. İşte orada da en büyük yanlışı yaptılar. Orada maskeleri düştü. Gerçek yüzleri ortaya çıktı. dertlerinin talebe yetiştirmek yoksulun elinden tutmak olmadığı dertlerinin iktidar güç hırs ve ikbal olduğu ortaya çıktı. 

HER İŞLERİNDE TEDBİR ADI ALTINDA GİZLENDİLER

Başta yargı ve emniyetteki maşaları aracılığıyla meşruluk çerçevesinin dışında teşebbüslere giriştiler. Bize farklı göründüler ama gizliden gizliye başka işlerin içine girdiler. Bunların bizim dönemimizde büyüdükleri iddiası tamamen asılsız bir iddiadır. 12 Eylül darbesine bakın. Bunların oradan güç devşirdiklerini görürsünüz. 28 Şubat'tan güç devşirdiklerini görürsünüz. Altını çizerek ifade ediyorum. Her işlerinde tedbir adı altında gizlendiler. Takiyye var yalan var iftira var. 40 yıl boyunca da fakrlı çevreler tarafından gizlice beslendiler. Bu şebekenin yargı ve mniyetteki maşalar eliyle nasıl hukuk cinayeti işlediklerini geçmişte fark etmek kolay değildi. 

HABERDAR OLMAMIZ USTACA ENGELLENİYORDU

Mağdurlar biliyorlardı ama bizim ve milletin de gerçeklerden haberdar olmamız ustaca engelleniyordu. İşte Böcek soruşturması. Bazıları soruyor. Neden 2 yıl beklediniz. Biz beklemedik. Ama onlar maşaları vasıtasıyla iki yıldır oyalıyor. Sırf onları deşifre ediyor diye masumları nasıl zindana attıkları ortaya çıkıyor. Darbe ile mücadele görüntüsü altında zanlıların yanında masumların da nasıl mahkum edildiği ortaya çıkıyor. 

BİREYSEL BAŞVURU HAKKINI VERDİK ÇIKTILAR

2010 yılında yaptığımız anayasa değişikliği bugün hatadan dönüşün vasıtası oıldu. O değişiklik olmasa halen içeride olacaklardı. AİHM'e gitseler böyle bir tablo olmayacaktı. Biz bireysel başvuru hakkını getirmek suretiyle böyle bir imkanı yakaladılar. Bugün kalkmış yine Bahçeli aynı şeyi konuşuyor. Diğeri aynı şeyleri konuşacak. Çünkü bunlar o referandumda biliyorsunuz bizim getirdiğimiz o değişikliğe hayır dediler. Biz evetin mücadelesini verdik. Bugün evet hayırcılara yaradı. Bakıyorsunuz bazıları cezaevinden çıkınca intikam ifadeleriyle bağırıyor. Sen bir defa intikam ifadelerini bırak da kendine gel. Daha kendine gelememişsin. Önce bunu hallet. Ne olacak? Kılavuz ortada. Kendileri de ortada. Bunların birbirinden farkı yok. 

PENSİLVANYA ŞEBEKESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ

O anayasa olmasa 12 Eylül'ün sorumluları mahkum olmayacaktı. Değişiklikler yapılmasa yargı bugünkü kadar tartışılıyor olmayacaktı. Yargı güvenilirlik itibariyle son sıraya düştü. Güvenilirlik diye bir şey kalmadı. Yargının kendini çek etmesi gerekiyor. 2010'a kadar CHP zihniyeti iktidarda olsa da olmasa da yargıda egemendi. 2010'dan sonra da Pensilvanya şebekesi egemenliği ele geçirmeye çalıştı. Biz buna izin vermedik vermeyeceğiz. Bu konuda kararlıyız. 

Yargı ne CHP'nin ne de yol arkadaşı MHP ve Pensilvanya'nın egemenliğine asla teslim edilmeyecek. Yargı birilerinin arka bahçesi değil söz verdiğimiz gibi milletin  yargısı olacak. Ortaya daha çok bilgi ve belge çıkacak. Yargı ve emniyet içinde nasıl ahlakdışı komplolara girdikleri tek tek ortaya çıkacak. Yargının içinde milliyetperver yargı mensuplarına inanıyorum. Bu süreci onlar inşallah evelallah aslına döndürecekler. Bu milleti seven vatanını seven bütün vatandaşlarımız o mücadeleyi inanıyorum ki yüreklerini ortaya koyarak sürdürecekler. 

YATAK ODALARINA KAMERA KOYMADIKLARI NE MALUM?

Polis fezlekesine şüpheli diye isim koyacaklar. Şüphelinin çocuğu hangi okulda okuyor malum gazeteye veya dergiye abone mi değil mi? Bunlara bakıyorlar. Buna göre şahısları şüpheli veya masum ilan ediyorlar. Biz bu ülkede böyle bir zulme tahammül göstermeyiz. Yargı kendi içine sirayet etmiş bu urun temizlenmesi için cesur olmak zorundadır. Öyle iddialar ortaya çıkıyorki. Savcılar işadamlarıyla görüşüyor hediyeler tatiller vesaire.. Bu kadar şüphe varken bunu izliyor... Bir ülkenin başakanının ofisine dinleme cihazı konulması sadece Başbakan'a değil o ülkeye yapılmış bir ihanettir. Başbakan'ın ofisine bunu yapanlar kimbilir millete neler yaptılar. Binlerce onbinlerce herkesi dinlemişler. Bu ülkede polis üniforması içinde birileri çıkıp da Başbakan'ın ofisine dinleme cihazı koyuyorsa savcının hakimnin yatak odasına kamera koymadıkları ne malum? Çekinmediler bunu da yaptılar. Pensilvanya çetesi hakkında yazı yazdılar diye gazeteciler ifade veriyor. Kitap yazma hazırlığı yaptı diye insanlar mahkum edildi. Ama başbakanın ofisine dinleme cihazı koyan zanlılar dışişlerinin dinlenmesinden haberi olanlar ellerini sallayarak dolaşıyorlar. 

ŞAHSIMI ÖRGÜT LİDERİ YAPTILAR

Biz bu ifadelerimizle yargıya müdahele etmiyor  yargıya görevini hatırlatıyoruz. Bu ülkede yasama yürütme yargı... Bunlar ayrıdır ama ne yasama yürütmeye ne yürütme yargıya üstünlük taslamaz. Yargı da yürütmeye yasamaya üstünlük taslamasın. Herkes yerini konumunu iyi belirlerse ve ortak hedef bu millet olursa tek vatan olarak Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında ilk 10'a girmesi olursa mesele kalmaz zaten. İşte 17 Aralık'ta 25 Aralık'ta eğer biz dik durmasaydık ortada yargı diye bir şey kalmayacaktı. Selam örgütü diye bir örgüt uydurdular. Şahsımı örgüt lideri yaparak hazırladıkları fezlekeyle sizler yani burada özellikle kendilerine tabi olmayan kim varsa bunları alıp götüreceklerdi. Şimdi CHP MHP bu Pensilvanyanın arkasına sığınıyor

EY BAHÇELİ O PENSİLVANYA'DA YATIŞIMIN NEDENİ...

Bahçeli Pınarhisar günlerini arayacaksın diyor. Ey Bahçeli, o Pensilvanya'daki yatışımın nedeni benim asilliğimin ifadesidir. O günler Pınarhisar günleri senin düşündüğün veya düşlediğin günler değil zaten. Eğer bizim için o tür günler yine gelecekse biz öper başımıza koyarız. Bunda herhangi bir sıkıntımız yok. Yeri geldiği zaman Ziya Gökalp dersin yeri geldiği zaman talim terbiye tavsiyesiyle minareler süngü camiler kışlamız müminler asker cümlelerinden rahatsız oluyorsan bu millet seni gerekli olan yere zaten mahkum edecektir.

BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU'NA DA SEKS TUZAĞI KURABİLİRLER

Şimdi CHP MHP bu Pensilvanya çetesinin arkasında... CHP ile işlerini görecekler MHP ile de görecekler son kullanma tarihleri geçince onları da hançerleyecekler. Kim bunlara karşı dik duracak? Kılıçdaroğlu mu Bahçeli mi dik duracak? MHP'nin eski genel başkanına kurdukları tuzağın aynısını şimdiki genel müdüre kurmayackalarını mı zannediyorsunuz. Anayasa oylamasında burada bize bu haber geldiğinde Baykal ile ilgili onu o anda hemen ulaştırma bakanıma söylemek suretiyle yayından kaldıran benim. Kılıçdaroğlu hala farklı yorumluyor. Çünkü kendisi o kasetle geldi. O kaset olmasa bugün burada olmayacaktı. Sayın Baykal'ın yanından çıktığında adaylığı düşünmediğini söylemişti. Bunlar kasetle gelir kasetle giderler. 

MHP'li vekillere kurduklarlı tuzağın aynısını Devlet Bahçeli'ye kurmayacaklar mı? O konuda da aynı tavrı taşıdık ve yayından süratle kaldırtan biz olduk. Yıllarca MHP il başkanlıklarını dinlemişler. Bu Pensilvanya çetesi var olduğu müddetçe o kayıtları da muhafaza edecekler. Gün gelecek o kayıtlar da devreye girecek. CHP ve MHP'yi yeniden dizayn etmek bunlar için önemli. O kayıtlar da ortaya çıkacak. İnanın CHP ve MHP için de siyasetin geleceği için de dik durduk ve dik duracağız. Nefes alıp verdikçe bu çetenin hükümeti dizayn etmesine asla müsade etmeyeceğiz. 

BİZ BU ÇETENİN İNİNE GİRECEĞİZ VE ZATEN GİRDİK GİRİYORUZ

CHP ve MHP bu çeteyi korusa da biz bu çetenin inlerine gireceğiz ve zaten girdik giriyoruz. 12 yıl boyunca hangi çeteyle mücadele ettiysek arkasında CHP ve MHP vardı. Bugün de bu ihanet şebekesine sahip çıkıyorlar. Ülke ve millet adına istikbalimiz adına bu çeteyle de mücadeleyi sürdürecek 77 milyonun huzur içinde yaşadığı hukuk zeminini inşa edeceğiz. 

GÜN TARAFSIZ KALMA GÜNÜ DEĞİLDİR

Gün tarafsız kalma günü değildir. Türkiye'nin istiklaline yönelik taarruz karşısında susan tarafsız kalan bir fırsatçı olarak o taarruzun içindedir. Ben mücadele edeceğim arkadaşlarım mücadele edecek. Bütün teşkilat mücadele edecek. Devlet ve millet mücadele edecek. Ama birileri kenardan seyredecek. Beyler bu mesele Recep Tayyip Erdoğan meselesi değil. Devletin milletin meselesi, sanmayın ki bana ve aileme partimize saldırıyorlar. Sanmayın ki kelle aldıkları zaman dönüp gidecekler. Bunlar Türkiye düşmanlarıdır Türkiye'yi topyekün esir almadan da asla durmazlar. 

NE DENGESİ YA!

Biz bütün kadrolarımızla esareti ve zıllet değil insanca yaşamayı tercih ettik. Büyük ve yeni Türkiye dedik. 2023 hedefleri dedik. Tarafsız kalıp susup muzaffer tarafın yanına sığıntı olacaklar bilsinler ki alınlarından zıllet ve esaretin izi ebediyen çıkmayacaktır. Biz dengelere inanıp zılletle yaşayan bir millet değlilz. Efendim bu bir denge politikasıdır. Ne dengesi ya. Denge egemen güçlerin teraziyi elinde tuttukları anlayıştır. Ne dengesi. Biz hakkın yanında olmaya devam edeceğiz dengenin değli. Bizim farkımız bu. Denge politikasıyla hareket etmeye kalkarsanız egemen güçler hangi istikametteyse siz de ona vagon olursunuz. Biz Allah'a inanan ve şerefiyle ölmeyi zılletle yaşamaya tercih eden milletiz. Bunu böyle bilin. İstiklalimize yönelik saldırı karşısında susanlar ya da tarafsız gibi duranlar inanın başını kuma gömmüş devekuşundan farksızdır. 

Onlar kendilerinin görülmediğini zannediyor ama millet de bizler de onları görüyor ve kim olduklarını çok iyi anlıyoruz. Hukuk içinde demokrasi içinde bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz. Yalnız ve tek başıma kalsam da ben bu mücadeleden asla vazgeçmem. Ama bu yolda yalnız olmadığımı da sizlerle zaten biliyorum buna inanıyorum. 

Her zaman söyledim bugün de söylüyorum. Biz bu yolda yürekli yol arkadaşlarımızla sonsuza dek son nefesimizi verinceye dek yürümeye devam edeceğiz. Hamdolsun. Buna da şükrolsun diyorum. 

BUNLARIN KALBİ MÜHÜRLÜ

12 yıllık AK Parti çatısı altında nasıl bir TÜrkiye aldık nasıl bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bunların hepsi ortada. 12 yıl bizim ispatı vücudumuzdur. Başka şey aramay agerek yok. Yaptılklarımız ortada. Her alanda eğitim sağlık adalet ulaşımda enerjide ne yaptık. Dağlarda ovalarda köylerde ne yaptık hepsi ortada. Ama gözü olup da göremeyenler kulağı olup da duyamayanlar ağzı olup da hakkı konuşamayanlar bunlara söyleyecek bir şeyimiz yok çünkü bunların kalbi mühürlü. 

ADAYIMIZI 1 TEMMUZ SALI GÜNÜ AÇIKLIYORUZ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine artık şurada 47 gün kaldı. Adaylık başvurusu için de önümüzde 10 günlük bir süre var. Bu 10 gün içinde son değerlendiremeleri yapacak ve adayımızı inşallah 1 Temmuz salı günü açıklayacağız. hemen ardından yollara revan olacak milletimizden adayımız için yetki isteyeceğiz. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine karar veren 2007 yılında aziz millet oldu. Ne dedi millet? Artık vekiller vasıtasıyla değil bizzat seçeceğiz dedi. 

Buna tabi CHP MHP evet diyemedi. Şimdi ister istemez evet diyorlar. O zaman milletin cumhurbaşkanı seçmesine hayır diyen bu CHP zihniyeti şu anda milletin karşısına hangi anlayışla çıkacak? Bunlar her zaman milletten korktular kaçtılar milletle beraber olamadılar bunu böyle biliniz. Biz daha detaylı daha anlaşılır biçinde soru işaretini ortadan kaldıracak biçimde bunun önemini milletle paylaşacağız. Seçilmiş hükümetin milli iradenin karşısında devlet iradeisni temsil eden bir makam olmayacak. Bir protokol makamı olmayacak. Anayasanın yetkileri neyse bu yetkileri milletin verdiği yetkiyle bütünleştiren bir cumhurbaşkanı olacak. 

Bugüne kadar hükümet milleti cumhurbaşkanı devleti temsil ediyor gibiydi: Bu mesafeyi kaldırıyoruz. Seçilmiş hükümet ve cumhurbaşkanı birlikte ülkeyi idare edecek bir nevi devlet-millet tam manasıyla kucaklaşmış olacak. Dikkat ederseniz yiğidolar, dikkat ederseniz CHP ve mHP statüko partileri olarak milleti değil devleti temsil edecek aday aradılar. Kendileri aday olamadılar. Siyasetçi oldukları halde siyasetin güç kazanmasını istemediler. Biz cumhurbaşkanlığı makamının siyasetçiden olmasını istemiyoruz dediler. Bunlar siyasetten bu kadar uzaklar. Siz siyasetçi istemeyeceksiniz de apoletli olmasını mı isteyeceksiniz? Yıllar yılı bunu zaten gördük. Seçimle bile olsa onlar sadece devleti temsil edecek bir cumhurbaşkanı peşindeler. Milleti değil. Biz halkın seçtiği ve temsil edecek insanı yaşat ki devlet yaşasın diyecek devletle birlikte milleti temsil edecek bir cumhurbaşkanlığı makamı özlüyor ve adım adım buna yaklaşıyoruz. 

ÖNEMLİ OLAN AK PARTİ'Yİ KİMİN YÖNETTİĞİ DEĞİL

Birilerinin savunduğu gibi bu bir karmaşaya değil tam aksine uyum ve istikrara zemin hazırlayacak. Adayımız kim olursa olsun AK Parti'nin istikametinde hiçbir değişiklik olmayacak. Bu konuda yapılan tartışmaları açıkçası hem gereksiz hem de son derece art niyetli görüyorum. Önemli olan AK Parti'yi kimin yönettiği değil AK Parti'nin ne olduğudur. Bunu iyi bilmemiz lazım. Şunu unutmayın baki olan davalar fanilerden öte hizmetkarlarıyla yürür. Önemli olan şahıslar değil isimler değil muhtevadır. Bunu iyi bileceğiz. Allah'a çok şükür muhtevası mayası sağlam dava şuuru sağlam bir partimiz var. AK Parti şahıslara göre değişen değil şahıslara istikamet belirleyen bir partidir. Bunu iyi bilmemiz lazım. 

AK PARTİ KULİSLERİN PARTİSİ OLAMAZ

AK Parti bu ülkenin bu milletin partisi olmaya Selçuklu'dan başlayan dava çınarını dimdik ayakta tutmaya çalışan hizmet üreten bir parti olacaktır. Birbirimize karşı kırıcı olup rakiplerimizi sevindirmeyeceğiz. AK Parti kulislerin partisi olmamalıdır olamaz. Uhud'da ganimet paylaşımı peşinde olmayı arzu etmek asla bizim şiarımız değildir olamaz. Bunu da bilmemiz lazım. Şu anda bizim hedefimizde sadece cumhurbaşkanlığı seçimi vardır. 2015'te ne olacak nasıl gidilecek. Bunları konuşmanın yanlış yaklaşım olduğunu hatırlatmak isterim. Bu dava milletin davasıdır. Milletin davasına inşallah leke sürdürmeyeceğiz. Bırakın küçük hesapların peşinden başkaları koşsun. Küçük tuzakların peşinden muhalefet koşsun. Biz büyük bir davanın neferleriyiz. Büyük hedeflerin peşinden koşacağız. Küçük hesapların peşinden küçük insanlar koşar. Biz büyük hedeflerin insanıyız ve inşallah öyle kalacağız. 

MUHALEFETE EVELALLAH GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ

TBMM yoğun bir gündemle çalışmaya devam ediyor. Aciliyet arzeden tasarı ve teklifleri tamamlamadan meclis tatile girmeyecek. 3 hafta içinde çalışmaları tamamlayacağız, ardından meclise tatil arası vereceğiz ve meydanlara koşacağız. Ne oldu? Zor mu oldu? O zaman daha erken bitirelim. Cuma cumartesi pazar olmamalı. Çalışacağız. Özellikle şu anda plan bütçe komisyonundaki engellemeler gerek bakan olsun diğer arkadaşlarım olsun işi çok sıkı tutacağız. Muhalefete orada evelallah göz açtırmayacağız. Bu işi süratle bitirmemiz lazım. Muhalefetin görevi bizi çalıştırmamak, bizim görevimiz ise milletin önünü açmak, fark bu. 

Pazar günü Türkiye genelinde çok önemli bir buluşma gerçekleştirdik. Saat 14.00'te sandık yönetim kurullarımız bir araya geldi. Eksikler tespit edildi. İnşallah yarın değerlendireceğiz. Türkiye genelinde 9 kişilik sandık yönetim kurullarının teşekkülünde yüzde 83'e ulaştık. Bu bir rekor ama yeterli değil. Yüzde 100 oranına ulaşmak. Her sandığa 9 kişilik bir yönetim kurulu teşkil için çalışacağız. 

VATANDAŞLARIMIZ IRAK'TA REHİNE

Cumartesi günü Ramazan'a ulaşıyoruz. Başı rahmet ortası mağfiren sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan'a ulaşıyoruz. Zor bir zamanda ama umutlarımızı muhafaza ederek karşılıyoruz. Irak ve Suriye'de çatışmalar devam ederken, yoksulluk İslam coğrafyasını kanatırken, bildiğiniz gibi 49'u konsolosluk mensubu 31'i de TIR şoförü olan vatandaşlarımız rehine.. Onların burnu kanamadan nasıl getiririz onun hassasiyeti içindeyiz. Biz ne Bahçelinin ne Kılıçdaroğlu'nun gazına gelecek değiliz. Sabırla ve anbean takipçisiyiz. Bunu sonuçlandırmanın gayreti içindeyiz. Ramazan'ın bütün coğrafyada barışa vesile olacağını ümit ediyorum. 

Huzur ve barış ikliminin kalıcı olmasını diyor bunun için dua ediyoruz. Daha fazla dua etmemiz gereken bir Ramazan'ı rabbim bize lutfedecektir. Tüm mazlumlar için samimi kalple dua edeceğiz. Duanın yanında açlığımızdan ibret alarak açların da yanında olacağız. En önce aile yakınları, mahallemizdeki komşularımızı gözeteceğiz. Uzakları da unutmayacağız. Suriye'den gelip misafir olan kardeşlerimizi milletin hatırlamasını rica ediyorum. Her iftar sofrasında açlığımıza son verirken sofrasında ekmek olmayanları hatırlayacağınızı biliyorum. Ramazan'ın hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. 

DİYARBAKIR ANNELERİYLE GÖRÜŞECEĞİZ

Diyarbakır'da evlatları için haftalardır açık net yüreklerini ortaya koyarak ağlayan anneleri burada misafir edeceğiz. Kendileriyle biraz sonra görüşeceğiz. Bugüne kadar neler yaptık ve neler yapabiliriz değerlendireceğiz. Bizler bu anneleri yalnız bırakmamak için bütün imkanlarımızla seferber olmuş durumdayız. Başta HDP olmak üzere tüm siyasi partilerin yapması gerekenler var. Burada sessiz kalıyorlar, belediyenin önünden kalkıp gitmesi için herşeyi yapıyorlar. Bu nasıl barış anlayışı. Galatasaray annelerine gösterdiğiniz ilgiyi Diyarbakır'daki annelere neden göstermiyorsunuz? İnşallah biz kardeşlerimizle biraz sonra görüşeceğiz kendilerinden bize söyleyeceklerini öğreneceğiz. Atabileceğimiz adımları değerlendireceğiz. 

ADAYIMIZI ATO'NUN SALONUNDA AÇIKLIYORUZ

Haftaya inşallah gerek adayımızı açıklayacağımız grup toplantımız ki büyük ihtimalle burada değil dışarda, Ankara Ticaret Odası'nın büyükçe bir salonunda yapacağız. Davet usulüyle yapacağız. Kurucularımız milletvekilleirmiz belediye başkanlarımız il ve ilçe başkanlarımız genel sekreterliğimiz planladı. Tüm kardeşlerimizi davet etmek suretiyle adayımızı açıklayacağız. Orada görüşmek üzere hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum. 

 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim