• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 20 °C

Başbakan Erdoğan: Bu ihanetin hesabı sorulacaktır

Başbakan Erdoğan Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu. Erdoğan "ihanet" olarak tanımladığı yolsuzluk operasyonunun gerçek yüzünü dünyaya anlatmaları konusunda Büyükelçilere talimat verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Büyükelçiler Konferası'nda bir konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasında örgüt diye bahsettiği cemaatin "ihanet" içinde bulunduğunu vurgulayarak, "Bu ihanetin hesabı sorulacaktır" dedi. 

Başbakan, algı operasyonunun yurt dışı boyutuna vurguda bulunarak, Büyükelçilere yolsuzluk kılıfı altında sunulduğunu iddia ettiği ihanet operasyonunu dünyaya anlatmaları konusunda talimat verdi. Böylece algı operasyonunun bastırılması konusunda yurt dışı ayağında düğmeye bastı.

Erdoğan Büyükelçilere seslendiği konuşmasında "Muhataplarınıza bunların kim olduğunu anlatın. 21 Aralık'ta Brüksel'de bunları birinci elden anlatacağız" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

100. yıl dönümü vesilesiyle 1. Dünya savaşının yıl boyunca çeşitli etkinliklerle değerlendirilecek olmasını önemsiyorum. Bu etkinliklerin dikkatle takip edilmesini, Osmanlı'nın bakiyesi bir devletin büyükelçileri olarak etkinliklere katkı sunmanızı rica ediyorum. İki husus var. Birincisi bu yıl 1. Dünya savaşının özellikle dünya savaşı olarak 100. yıl dönümünü idrak ederken, önümüzdeki yıl da 1915'in 100. yılı olacak. Çanakkale zaferimizin de yüzüncü yılına ulaşacak şehitlerimizi yad edeceğiz. 2015'te aynı zamanda 1915 olaylarının da 100. yılına ulaşacağız. Bu hadiselerin bilimsel olarak ele alınması için hazır olmalıyız.

Ermeni diasporası bu olayları farklı ve tek yanlı aksettirmek ve siyasi kampanyaya dönüştürmek için hazırlık yapıyor. Biz tarihi, bilimi öne çıkararak siyasi kampanya, kara propaganda karşısında dik bir duruş sergileyeceğiz. 2015'in hazırlıklarına bugünden başlayacağız.

KÖKLERİNDEN KOPARILANLAR AYAKTA DURAMAZ

İkinci önemli husus ise şudur. Bir ülke kendi tarihinden koparılırsa ayakta duramaz. Bir kimlik inşa edemez. Milletler ağaçlar gibidir kökleriyle ayakta kalır. Kökü olmayan unutan ya da inkar eden bir millet sadece geçmişini değil bugünü ve öz kimliğini reddeder. Tarihleri unutturulan milletler köklerini unutmuş talihsiz milletlerdir.

Bizde de tarih unutturulmak istendi ama Allah'a çok şükür bu millet tarihin unutmadı.

Bizim dış politikamız 1. Dünya Savaşı ve öncesi es geçilerek şekillenemez. Öncesini yok sayarak, 1923'ü sıfır noktası olarak almak mümkün değildir. Osmanlı'nın kuruluş yılı olan 1299'u da sıfır noktası almak mümkün değildir. Bizim asırlara sari bir tarihimiz var. İsimler değişmiştir. Ama aynı millet ve ruh ve idealler yüz yıllar boyunca değişmeden ilerlemiştir. Yakın tarihi unutturmak cinayettir. Yakın tarihi ıskalayarak politika inşa edemezsiniz. Hukuk ve iktisat inşa edemezsiniz. Bu günün meselelerine çıkış yolu bulamazsınız. Kendi toprağınızı idrak edemezsiniz.

KOMŞULARIMIZIN EGEMENLİĞİNE SAYGIMIZ VAR

Komşularımızda dahil olmak üzere dünya üzerindeki her devletin egemenlik haklarına içişlerine saygımız var. Bunu muhafaza ediyoruz. Dostlarımız ve komşularımız bizden ve dostluğumuzdan sonsuza kadar emin olsunlar. Ancak fiziki sınırların içine insani duyguları ve dış politikayı hapsedemeyiz. O mümkün değil. 100 yıl öncesine kadar aramızda sınır olmadığı ülke ve halklara bigane kalamayız. Bizim ecdad mezarlarımız insan odaklı dış politikamızın da tabi sınırlarını çizmektedir. Yemen'e sırtını dönen bir Türkiye tahayyül edilemez. Myanmara ilgisiz bir Türkiye düşünülemez.

Filistin'e ve davasına ilgisiz bir dış politika kurgulanamaz. Hiç kimse bundan farklı anlamlar çıkarmasın. Biz dünya üzerinde ecdad eserlerinin izlerinin bulunduğu her ülkeyi kardeş ve dost olarak görür. Bu eserleri de muhabbet vasıtası olarak değerlendiririz. Vatandaşlarımızın yaşadığı çalıştığı ülkeleri de kendimize yakın görüyoruz. 

BİZ BİR KASABA DEVLETİ DEĞİLİZ

Bize soruyorlar Mısırla neden bu kadar ilgilisiniz. Filistinle neden, Irak, Suriye, Afganistan, Balkanlar ile neden alakadarsınız. Tersi mümkün müdür? Tarihin yüklediği sorumluluk Suriye'ye sırtımızı dönmemizi mümkün kılabilir mi? Komşumuzun evinde yangın çıkmış siz evde oturup hiçbir şey yokmuş gibi oturabilir misiniz? Cetvelle çizilen sınırları engel görüp yüz çevirebilir misiniz. Türkiye bunu geçmişte denedi ve başarısız oldu. 1. Dünya savaşı ve öncesini unutmak istemiş, net bir şekilde dış politikada başarısız olmuştur. Risk var diye ataleti tercih eden, olduğu yerde sayar. Risk var diyerek dış politikasında ürkek davranan ekonomisini büyütemez, refahını artıramaz, insanlığa ve barışa katkı sunamaz.

Cesur aktif ve girişken dış politika anlayışını sürdürmek zorundayız. Kİm ne derse desin. Büyük bir ülkenin onurlu büyükelçileri olarak ülkeyi ve milleti layıkıyla temsil etmek zorundayız. Biz bir kasaba devleti değiliz. Tarihimizi, tarihten gelen ruh dünyamızı her zaman zengin tutmalıyız. Böyle bir milletin temsilcileriyiz. Dış politikada saklımız gizlimiz yok. Gizli ajandalarla değil ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Herkes bizim dostluğumuzdan emin olsun. Hangi ülkeyle ilgileniyorsak tamamen ilkellerimizle hareket ediyoruz. Sadece ve sadece vicdan ve adaletten yana tavır belirliyoruz. Başka bir niyetimiz ve gaye hedefimiz yok.

YOLSUZLUK KILIFINA GİZLENMİŞ DARBE GİRİŞİMİ

Son dönemde ülke içinde yaşanan hadiselerin iyi analiz edilmesi ve doğru aktarılması önem arzediyor. Öncelikle Türkiye'de 17 aralıkta başlayan süreç yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir darbe girişimidir. 17 Aralık süreci bir paket içinde bir kaç hedefi vurmayı amaçlayan bir süreçtir. Paketin muhtevası ve ambalajı arasında farklar vardır. Ambalajda yolsuzluk iftirası var, içinde ise demokrasi, milli irade, siyaset, çözüm süreci ve dış politikaya yönelik aleni sabotaj olduğu ortaya çıktı. Daha da çıkaca onu da söyleyim. Daha bitmedi. 17 Aralık komplosu çok farklı ittifaklarla ortaya çıktı. Bir örgütün emniyet ve yargı içinde mensupları operasyonun taşeronu olurken, medya ve sermayenin ve yurt dışında bazı odakların müttefik olduğunu görüyoruz. Düğmeye basılmış gibi operasyona destek verenler var. Darbe girişim ile paralel algı operasyonu yürümektedir. Türkiye içinde bu operasyon tutmamıştır geri tepmiştir. Anketler ve gördüğümüz manzara halkın büyük çoğunluğununu bunun hukuki operasyon değil darbe olarak gördüğünü teyid etmektedir.

KENDİ VATANLARINI YURT DIŞINDA KARALIYORLAR

Bunu yapanlar yurt dışında türkiyeyi yani kendi vatanlarını karalamak için de büyük gayret içindeler. Bu tavır bir ihanettir. O malum örgüt ve siyasetteki medya ve sermayedeki müttefikleri şunu yapıyor. Türkiye ekonomisine ağır darbe cvuruyorlar. Faizlerin yükselmesi için uluslar arası yatırımcıları korkutmak için çaba sarfediyorlar. Dış politikada elimizi zayıflatmak istiyorlar. MİT'in çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Türkiye'nin demokrasi yürüyüşünü engellemek istiyorlar. Türkiye'nin imajını bozmak için mesai sarfediyorlar. Bu çabalar ancak ihanetle izah edilebilir. Bir parti ve bir hükümet değil, bir ülkenin çıkarları hedef alınmaktadır. Milli politika ve kurumlar hedeftir. Türkiye hedeftir, 76 milyonun ta kendisidir.

ALGI OPERASYONUNU DIŞARIDA DA BOZACAĞIZ

İçerde algı operasyonunu nasıl bozduysak dışarda da bozacağız. Ama burada hiçbir arkadaşımızın ihmalkar davranmaması gerekir. Bütün mercilere bu anlatılmalıdır. Çünkü yaklaşım tarzları farklı. Örneğin AB üyesi ülkelerde, HSYK ile ilgili oturmuş bir sistem yokken, her ülke kendine has bir hSYK düzenlemesi yaparken, Türkiye'nin HSYK düzenlemesi üzerinde bir açıklamada bulunmak kimsenin haddine değildir. Eğer oturmuş bir şey varsa bunu bilelim. Hepsini adan z'ye inceledik. Her yerde seçilmişlerin ciddi noktada etkinliği var. Kralın hükümetin hepsinin seçici olduğunu görüyoruz. Biraz okuma yazma biliyoruz bunu kimse bize yutturamaz.

Bir yolsuzluk operasyonu değil, bu görünümde bir darbe girişimi olduğunu özellikle vurgulamanızı rica ediyorum. Cumhuriyet tarihinde Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolardır. 10 yıl içerisinde 800 milyar doları aştık. Yolsuzlukların egemen olduğu bir ülkede milli gelir buraya gelir mi? Eğitimde yapılan yatırımlar ortadadır.

YOLSUZLUK OLSA BUNLAR YAPILABİLİR Mİ?

Yolsuzlukların olduğu bir ülke bunları yapabilir mi? Operasyonlar eğer yolsuzluk ile yürünmüş olsaydı bunu yapabilir miydik? İşte buyrun Marmaray, üçüncü köprü.. Atılan adım bu üçüncü köprüye yöneliktir. Bu köprünün yüklenicileri üzerinde operasyon yapılıyor. Bu neyi gösteriyor? Biz sizin yolunuzu keseriz. Hemen tedbir koydular. 25 tane çuval ağzı mühürlü ve bu çuvallar açılmadan, dosya incelenmeden bir karar. O isimler vesaire hepsinin gözaltına alınması. Bu da beklenmiyor mahkeme de karar veriyor bu arada. Yani yargısız infaz. Böyle bir adım olabilir mi? Bunların anlatılması lazım. Aynı şekilde Yüksek Hızlı Tren, İstanbul İzmir Otoyolu. Sayıları şu anda ifade edemeyeceğimiz kadar fazladır.

HSYK DEĞİŞİKLİĞİNDE HEDEF İLLEGAL ÖRGÜTLENME

Hükümetimizin yargıda yapmaya çalıştığı değişiklik yargıya müdahale değil içindeki illegal örgütlenmeye yöneliktir. Bu örgütüng erçek yüzünün de deşifre edilmesi gerekiyor. Yapılanması hırs ve arzuları net bir şekilde ortaya çıkan tehlikenin boyutları aşikar hale gelen bu örgütün muhataplarımız nezdinde iyi bilinmesi önem arzediyor. Emniyet ve yargı başta olmak üzere devlet kurumlarında örgütlenerek inşa ettiği korku imparatorluğunun iyi anlaşılması gerekiyor. İngilizce ve diğer dillerde yapılan dezenformasyonlara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulamanızı istiyoruz. Biz zaten bunları yapacağız. Ama asıl yük kuşkusuz tek tek büyükelçilerimizin omzundadır.

İHANET ŞEBEKELERİ ALÇAKÇA YALAN SÖYLÜYOR

Hafta başında Brüksel'e yapacağımız ziyaret son derece önemli. İnşallah sürece ivme kazandıracağımız bu ziyaret, Türkiye'de yaşanan hadiselerin birinci elden aktarılacağı bir resmi ziyaret olacaktır.

17 Aralık komplo sürecinde Türkiye üzerinde oynanan kirli bir başka oyun da terör meselesidir. Bu ihanet şebekeleri Türkiye'nin uluslararası teröre destek verdiği propagandasıyla alçakça yalan söylemektedir. Terör karşısındaki tavrımız son derece nettir. Terör örgütlerinin başındaki hiçbir sıfatı önemsemeyiz. Bölücü, dini, etnik, mezhepsel terör gibi ayrımları kabul etmiyoruz. Terör sadece terördür. Kim yaparsa yapsın terörü şiddetle kınarız aramıza da tereddütsüz mesafe koyarız. Yok EL Kaide imiş yok El Nusra imiş... Hepsi bizim karşımızdadır. Bu noktada Türkiye kendisini ispat etmiş bir ülkedir. Buradaki niyetin ne olduğunu siz de biliyorsunuz. Bizden bu yolla Mavi Marmara, Filistin, Suriye, Mısır'daki duruşumuzun intikamını alacaklarını sanıyorlar. Hükümetin üzerine teröre destek iftirası asla yapışmaz. Bu ihanetin hesabı mutlaka kendilerinden sorulacaktır.

www.istanbulhaber.com

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim