Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:
Adalet ve Kalkınma Partisi kendisine destek vermiş olan insanlarımızı tamamen terketmiştir. Güç bende zannetmiştir. İnsanlarımızın yoksulluğundan yararlanarak bazı vaatlerle nohuttu fasulyeydi kömürdü buna benzer şeylerle yoksulluğu istismar etmiştir. Yoksulluğu kendisine oy bağımlılığı haline getirerek iktidarını sağlamıştır. Vatandaşımız da ne yapalım zaten yoksuluz diyerek seçim öncesi gelen yardımlarla hayatına devam etmeye çalışmaktadır. Ancak kendisi için kalıcı ve ihtiyaçlarına cevap veren bir gelir seviyesine işe ve aşa sahip olmadığını görmüştür. Şimdi gerçekçi olmak lazım.
AKP'ye oy vermiş vatandaşlarım... AKP'den beklentileriniz karşılık bulmuş mudur? Gelir seviyeniz artmış mıdır? Evlatlarınız iş güç sahibi olmuş mudur? Kendilerine bir yuva kurma imkanı sağlanmış mıdır? Esnaf kardeşim... Çiftçi...İşçi... Düne göre daha iyi midir? Erdoğan bize vaat ettiklerini yerine getiriyor mu diye düşünsün! Başbakan birlikte yürüyoruz bu yolları diyor sizi de davet ediyor. Gidecek misiniz? Gitmeyecek misiniz? Bu birlikte yürüdüğünüz yol Türkiye'yi nereden nereye götürüyor?
Sosyal ve ekonomik sorunlar işsizlik yoksulluk açlık asayişsizlik çözüme kavuşturulmadan Türkiye'nin temel değerlerini tahrip etmenin ne anlama geldiğini önce AKP'li vatandaşlarım parti vekillerine yöneticilerine ve fırsat bulursanız bir başbakana sorun bakalım. Bu yavrularımızın Andını niye kaldırıyorsun sen... Kime hizmet ediyorsun? Türküm doğruyum çalışkanım seni niye rahatsız ediyor.. Ne desin yavrularımız çalarım soyarım ve hırsızım mı desin?
Devlet dairelerinde bulunan Ne mutlu Türküm diyene sözünü niye siliyorsun? Bunları önceliğine almanın sebebi nedir? Türkiye'nin bir çok demokratik insan hakları ve özgürlük sorunları varken önceliği neye göre hareket ederek demokratik açılım denilen zırvayı uyguluyorsun. Türkiye'yi etnik temelli bölmek mezhep temelli bir ayrışma sana ne fayda getirecek?
Başbakan son günlerde televizyonlarda Türk siyasetine yakışmayan, bağdaşmayan kirli bir üslup kaba bir üslup çirkin bir üslupla herkese hakaret ediyor. Herkesi suçluyor. Herkesi alçak ilan ediyor herkesi hain ilan ediyor. Herkesi Haşhaşi olarak görüyor. Herkesi paralel devletin unsuru olarak görüyor. Kendisine yandaşsa önemli bir vatandaş ama kendisine dur hele ne yapıyorsun diyorsa o artık paralel devletin adamı o artık hainler alçaklar grubunun içindedir. Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatında dost kavramı kalmamıştır. Kendisine hizmet eden adam kendisini reddeden haindir. Böyle bir anlayış olur mu? Bu çılgınlık halidir. Yoldan çıkma halidir. Şaşırma halidir. Şımarma halidir... Ben ben diyerek başlamış tek tek diyerek tek adamlığa soyulmuş ve devletin imkanlarını kullanmak için parti devleti oluşturmaya ve diktatör olmaya hevesleniyor. Bu yol çıkış yolu değil. Bu hiç kimseye fayda getirmemiştir. Erdoğan eğer yanındaki danışmanlar aklını uçurmuş ise onları değiştir. Güç ve akıl bir arada olursa anlamlıdır. Akıl olmaz güç varsa herşeye müsait hale gelirsin. Savcıya kıyarsın Türk polisini Ak polis olarak görmeye başladığında olmayanlara da kıyarsan o zaman sen zaten yoldan çıkmışsın.
Şimdi oturmuşlar geçmiş dönemdeki hizmetlerden bahsediyorlar. Bırak o palavraları. ToKİ'nin imkanlarıyla yaptığın mitinglerle milleti aldatma. TOKİ'nin mitingleriyle işte şurada 173 tesisin temelini attık Şurada 155 tesisi açtık diyerek milletin gözünü boyama...
Sözüm ona AK Parti 11 yıllık dönem içinde insanlarımızın beklentilerine karşılık veremediği için vatandaş kendi arasında özellikle şurada da bulunan gözleri çakmak çakmak Kahramanmaraşlı uşaklar dediler ki bu partinin Adalet ve Kalkınma ile alakası yok. Bu parti iktidara geldiğinde ben 10-11 yaşındaydım. Babam inşallah hayırlı olur diyordu. Ama o günden bu güne kadar hala evimizde sağlıklı beslenmeye müsait bir gıda harcamamız yok. istediğimizi alamıyoruz. Eti göremiyoruz. Hep bildiğimiz katıkla bulgur pilavı... Bağda bahçede bir salkım üzüm varsa yanına katık koyup yiyoruz. O zaman bu AKP acaba bizi aldattı ve kandırdı mı diyerek partinin adına Aldanma ve Kandırma Partisi diyor...
