Andolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Aydın Altaç, Güneydoğu'da yapılan operasyonlara değinerek hükümetin başta çözüm süreci olmak üzere silahsız bir çözüm için ne yapılması gerekiyorsa yaptığını belirtti. Altaç, "Özellikle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde "Gerekirse baldıran zehri de içeriz" diyerek alınması gereken bütün inisiyatifleri ve riskleri almıştır. Belirtilen süreçte yapılması gerekenler hassasiyetle ve sürecin ruhuna uygun şekilde işletilmiştir. Meselenin sulhla çözülmesi için, barış ortamının tesis edilmesi için hükümet gerekli adımları atmıştır" dedi.
ASKON Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Altaç, çözüm sürecinin terör örgütü ve onun meclisteki destekçileri tarafından istismar meselesi haline getirildiğini de söyledi. Altaç, "Meselenin çözülmesinin kendi gelecekleri açısından bir sorun oluşturacağı kanaatindeler. Sürecin anlamı ve öneminin şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Tekrar aynı sürecin yakalanması için terör örgütünün bir an önce silahlardan arınması gerekir. Şiddetin, çözümün argümanı olamayacağı herkes tarafından kabul edilmesi gerekir. Bu aşamadan sonra istismarcılara bir daha fırsat verilmemelidir" diye konuştu.
"CHP'DEN HERKES DİK BİR DURUŞ BEKLİYOR"
Terör ve şiddet olaylarına karşı CHP'nin duruşuna değinen ASKON Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Altaç, "CHP'nin terör meselesiyle ilgili son dönemlerdeki duruşunun çok iyi muhakeme edilmesi gerektiğini düşünüyorum. CHP, AK Parti nerede duruyorsa tam karşısında durmayı bir görev haline getirmiştir. Kılıçdaroğlu grup toplantısında "CHP'yi terörle ilintilendiren şerefsizdir" diyor. Ancak şiddet ve terör karşısında ikircikli davranmak, hükümete karşı yapılan şiddet içeren eylemleri de meşru göstermek, ya da terör ve şiddete destek veren kesimlerle yakın ilişkiler geliştirmek, ana muhalefet partisine yakışmıyor. Herkes ana muhalefet partisi olan CHP'den dik bir duruş ve ülkenin temel meselelerinde çözüm üreten bir tavır ve davranış bekliyor" ifadelerini kullandı.
"DİYARBAKIR'IN TURİZM POTANSİYELİ ÖNEMSENMELİDİR"
Bölgede ve özellikle Diyarbakır'da, örgütün hendek ve barikat eylemlerinin ekonomiyi ve turizim sektörünü çok ciddi sıkıntıyla baş başa bıraktığını belirten Altaç açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Diyarbakır'ın binlerce yıllık geçmişi en büyük zenginlik kaynağını oluşturmaktadır. Bu zenginlik kaynaklarından 2013 yılında başlayan çözüm sürecinde ilk kez faydanıldı. Ancak hendek ve barikat politikası durumu tersine çevirdi. Gerçek anlamda tam faydanın sağlanması halinde Diyarbakır'ın ekonomisinin şahlanacağını, işsizliğin asgari düzeye ineceğini, üretimin artacağını ve bölgede ciddi oranda ekonomik rahatlamanın sağlanacağı bir gerçektir".
