• BIST 9645.02
  • Altın 2414.694
  • Dolar 32.5576
  • Euro 34.6845
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 21 °C

Aşırı derecede ağırlık egzersizine dikkat

Aşırı derecede ağırlık egzersizine dikkat
Aşırı derecede ağırlık egzersizinin vücutta çatlaklara neden olduğunu belirten Uzman Estetisyen Neslim Güngen, deri çatlaklarının elastik liflerin bozulmasından...

Aşırı derecede ağırlık egzersizinin vücutta çatlaklara neden olduğunu belirten Uzman Estetisyen Neslim Güngen, deri çatlaklarının elastik liflerin bozulmasından kaynaklandığını söyledi.

Makyaj Uzmanı ve Uzman Estetisyen Neslim Güngen, "Kolajenin ve elastik liflerin yıkımını belirleyen enflamatuar sürecin, rejenerasyon işlemi sırasında bölgesel gerilim çizgileri mekanik kuvvetler tarafından yürütülen yeniden yönlendirmedir. Bu direnç, güçlü çapraz bağlardaki kolajenin kırılması ve elastinin olgunlaşmasıyla azaltılabilir. Protein metabolizmasında faaliyet gösteren higroskopik özelliği lifleri ayrıştıran sülfatlanmamış mukopolisakkaritler üreten, relaksin, östrojen ve kortikosteroidlerin etkisiyle lifler arasındaki kohezyonun azalmasıdır. Klinik gözlemlerde; hormonların deri çatlaklarının oluşumunda büyük önemi olduğu görülmektedir, bu da cildin protein katabolizmasını arttırarak bağ dokusu elastikiyetinin kaybolmasına neden olmaktadır" dedi.

Makyaj Uzmanı ve Uzman Estetisyen Neslim Güngen, deri çatlaklarının diğer sık karşılaşılan nedeninin ise kortikosteroidlerin gelişi güzel kullanımı olduğunu belirterek tetikleyen faktörleri şöyle aktardı:

"Özellikle rekabete dayalı spor çalışmaları, ağırlık egzersizi, dans gibi aşırı esneme gerektiren yükleme egzersizleri çatlama olgusuna neden olur. Obezite veya ardışık rejimler, gebelikte olduğu gibi, konçertina fenomeni çatlak izlerinin görülmesinde etkilidir. Endokrin, yüksek oranda glukortikoidler ve sistemik kortikosteroidler, derisel atrofili sonucunda arttırılmış protein katobolizmasına yol açar. Steroid hormonlarıda deri çatlaklarının oluşumuna katkıda bulunur."

Deri çatlaklarının görülme sıklığının kadınlarda yüzde 75 oranında olduğunu ifade eden Güngen, "Genellikle ; uylukların kenarında, göğüslerde, kalçalarda, yanaklar ve karında. Erkeklerde ise çoğunlukla; omuzlarda, karında, kalçalarda görülür. Lenfatik drenajı, mikrosirkülasyonu ve ,alt uzuvların kan dolaşımındaki yavaşlamayı azaltarak, kirli kanın dönüşünü arttırır. Toksinlerin giderilmesini hızlandırarak dokuları arındırır; Dokunun oksijenlenmesini ve ortaya çıkan kas azalmasını, kolajen liflerinin değişimlerine karşı geliştirir; Toksinlerin normal olarak çıkarılmasıyla ATP üretimini% 500 oranında arttırır; Arttırılmış kas gücü ile amino asit taşıma ve protein sentezini arttırır; Bölgesel oksijen alımının artmasıyla damar ağındaki dolaşımı arttırır; Dokuyu iyileştirir; Hücresel metabolik standartlaştırma yapar; Hücre yenilenmesi ve diğer faydaları vardır" şeklinde konuştu.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim