Elazığ'da, Türkiye genelinden vali yardımcıları ve kaymakamların katıldığı ve 5 gün sürecek olan "Asayiş ve Güvenlik Hizmetleri Hizmet İçi Eğitim Semineri" başladı. Eğitim seminerinin açılış programına Vali Murat Zorluoğlu, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Bilgin Pişkin, Rektör Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ, İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi yetkilileri, akademisyenler ve ülke genelinden 86 mülki idare amiri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü İbrahim Dündar, eğitim dairesi olarak yetiştirme ve yenileme eğitimleri olarak iki tür eğitim gerçekleştirdiklerine değindi. Dündar, yenileme eğitimleri kapsamında taşrada görev yapan mülki idare amirlerine güvenlik ve asayiş hizmetleri başta olmak üzere çeşitli konularda eğitim faaliyetleri düzenlediklerini söyledi.
Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz ise Elazığ'ın 4 bin yıllık tarihi olan kültürü ve zenginlikleri ile kadim bir kent olduğunu ifade ederek, Harput'un geçmişte önemli bir eğitim ve medeniyet merkezi olduğuna dikkat çekti. Yanılmaz, Elazığ'ın milli hassasiyetlerinin yüksek olan bir şehir olduğunu ve teröre geçit vermediğini ifade ederek, ülkenin dört bir tarafından gelen vali yardımcılarını ve kaymakamları ağırlamaktan ve Elazığ'ı tanıtmaktan memnun olduklarını sözlerine ekledi.
Seminerde bir konuşma yapan Vali Murat Zorluoğlu ise şunları kaydetti: "Programın organizasyonunu başarıyla gerçekleştiren Eğitim Dairesi Başkanlığımıza ve diğer emeği geçenlere de teşekkür ediyorum. Ülkemizde ve bilhassa da bölgemizde kamu düzeni ve güvenliğini sağlamak için canla başla mücadele veren, sivil vatandaşlarımızın zarar görmemesi için çoğu kere kendi hayatlarını riske eden güvenlik güçlerimize Elazığ halkının selamlarını ve dualarını iletiyorum. Yine, bu mücadelede hayatlarını kaybeden, şehitlik mertebesine ulaşan kahraman evlatlarımızı rahmetle ve şükranla yâd ediyorum."
Zorluoğlu, konuşmasında şunları ifade etti: "20. yüzyılın sonlarından itibaren bir taraftan baş döndürücü bir şeklide artan küreselleşme, diğer taraftan teknolojide ve bilhassa bilişim teknolojisi alanındaki devrim niteliğindeki gelişmeler, ülkelerin toplumsal yapılarını değiştirdiği gibi insanların ihtiyaçlarını ve taleplerini de hem nicelik hem nitelik olarak farklılaştırmıştır. Bu değişim talepleri doğal olarak ülkelerin kamu yönetiminde de ciddi etkiler yapmış ve katı merkeziyetçi, yukarıdan aşağıya doğru işleyen, merkezi planlama ve merkezi kontrole ağırlık veren geleneksel kamu yönetimi anlayışının yerini; yönetimde demokratikleşme, kamu hizmetlerinde saydamlık, hesap verebilirlik, verimlilik, etkinlik, kalite, halka yakınlık ve vatandaş odaklılık gibi ilkeleri içeren yeni kamu yönetimi anlayışı almaya başlamıştır. Dünyadaki bu genel yaklaşım, bu değişim ve dönüşüm, hepinizin malumu ülkemizde de yankısını bulmuş ve özellikle de 2000'li yılların başından itibaren kamu hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilebilmesini teminen birçok alanda reform denilebilecek mahiyette yapısal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda bir taraftan merkezi yönetim-yerel yönetim arasındaki yetki ve kaynak paylaşımı gözden geçirilerek yerel yönetimlerin güçlendirilmesine yönelik mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirilmiş, diğer taraftan da ister merkezi ister yerel düzeyde sunulsun, emniyet ve asayiş hizmetleri de dâhil kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına yönelik ciddi adımlar atılmıştır.
Yeterli eğitimi almış, esnek teşkilat yapısına sahip, demokrasi kültürüyle uyumlu, halkla ilişkileri üst seviyede tutan, komuta birliği, uzmanlaşma ve koordinasyon yetenekleri gelişmiş bir yapıya ve anlayışa kavuşturulması için hem mevzuatta hem de uygulamada önemli değişiklikler yapılmıştır. Çok eski zamanlardan beri devletlerin en temel görevlerinden olan, hatta kimilerine göre devletlerin varlık sebebi sayılan emniyet ve asayiş hizmetleri ve onun bir parçası olarak terörle mücadele, belki birkaç istisna ülke hariç neredeyse tüm ülkeler için ve tabi Türkiye için önemini ve önceliğini artırarak devam ettirmektedir. Hiç şüphesiz, az önce özetlemeye çalıştığım bu yeni yönetim paradigması, seminerimizin ana konusunu teşkil eden emniyet ve asayiş hizmetlerinin sunumunu da derinden etkilemiştir ve etkilemeye de devam etmektedir. Terör nedeniyle 40 binden fazla insanını ve güvenlik görevlisini kaybeden, şehit veren ve milyarlarca lira kaynak harcamak zorunda kalan ülkemizde, güvenlik hizmetlerinin geliştirilmesi ve vatandaşlarımıza daha iyi ve kaliteli güvenlik hizmeti sunma zorunluluğu izahtan varestedir. Ülkemizin iç güvenlik yapılanması, daha etkin emniyet ve asayiş hizmeti sunmanın yol ve yöntemleri, terörle mücadele alanındaki güncel gelişmeler ve bu alanda alınabilecek yeni tedbirler, kolluk güçlerimizin koordinasyonu ile görev yaptıkları il ve ilçelerde güvenlikten birinci derecede sorumlu olan mülki idare amirlerinin bu hususlardaki rolleri, 5 gün devam edecek bu program dâhilinde ayrıntılı olarak konuşulacak, tartışılacaktır."
