Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, Soma İş Mahkemesi'nin 13 Mayıs 2014 tarihindeki maden ocağı faciasında şehit olan işçi Özey Eren'in anne, baba ve yedi kardeşine, toplam 395 bin lira manevi tazminat ödemesine karar vermesinin, diğer tazminat davaları açısından bir emsal oluşturmasının söz konusu olmadığını söyledi.
Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin şehit olduğu faciayla ilgili, sekizi tutuklu 46 sanıklı davanın beşinci duruşmasının sekizinci celsesini takip eden müşteki avukatı Baro Başkanı Arslan, gazetecilere yaptığı açıklamada Soma İş Mahkemesi'nde devam eden tazminat davaları olduğunu bildirdi. Bunlardan birinin geçen hafta sona erdiğini hatırlatan Arslan, "Manevi tazminat talepli bir dosyaydı bu. Buradaki meslektaşımız anne, baba ve kardeşler için bir dava açmıştı. Bu davada anne, baba için 75'er bin lira, kardeşler için de 40'ar bin lira manevi tazminat talebinde bulunmuştu. Anne, baba için 75 bin lirayı kabul etti, kardeşler için talep edilen miktarı da 5'er bin lira düşürerek, 35 bin lira olarak kabul etti. Kamuoyunda çok tartışılan bir konu bu, dava bir emsal oluşturacak mı? Hayır. Bu davanın bizler açısından, bizim diğer tazminat davaları açısından bir emsal oluşturması söz konusu değil." dedi.
Her şeyden önce bu davada talep edilenin sadece manevi tazminat olduğunu vurgulayan Av. Arslan, "Bu dosya içerisinde anne, baba, eş ve çocuklar bulunmamakta. Bir defa bu anlamda bir emsal oluşturamaz. Ayrıca bu davada maddi tazminat talebi olmadığı için öyle bir karar da yok. Talep edilen rakamın tamamını mahkeme verdiği için buradaki mahkemenin düşüncesini de tam olarak bu aşamada anlamak mümkün değil, çünkü belki de bu dosyadan 200 lira istenseydi, 200 lira verecekti. Üst sınırın tamamı verildiği için bu dosyanın bizler açısından emsal olması mümkün değil. Aynı zamanda verilen rakamlar da bu olay için caydırıcı nitelik taşımıyor. Manevi tazminatlarda üç ölçüt alıyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay. Bunlardan bir tanesi, caydırıcı olması gerekiyor. İkinci, örnek oluşturması gerekiyor. Üçüncüsü, onarıcı nitelikte olması gerekiyor. Bu kararda onu göremiyoruz, çünkü 301 işçimizin şehit olduğu bir maden faciasında verilecek olan bu rakamlar, maden işletmesini yöneten kişiler açısından caydırıcı nitelikte olmayacaktır, rakamlar düşüktür. Aileleri tatmin etmesi mümkün değil ama bir nebze hafiflemesi açısından da bu rakamların daha yüksek miktarlarda takdir edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Devam eden diğer davalarımızda bu oranları bekliyoruz, çünkü o davalarımızda talep edilen rakamlar da bu rakamların çok çok üstünde. Emsal olabilecek olan dosyamızın bir tanesi, biliyorsunuz kusur yönünden bilirkişi incelemesinden geçmişti. Bu incelemede hem Türkiye Kömür İşletmeleri hem Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. hem MİGEM kusurlu bulunmuştu. Zaten mahkeme burada karar verirken de Türkiye Kömür İşletmeleri ve Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'den tahsiline karar verdi. Tabii kusur oranı ne olursa olsun burada herhangi birinden, yüzde 5 bile olsa paranın tamamını ailelerin oradan almaları mümkün. Devam eden davamızda kusur tespiti yapıldı, şimdi maddi tazminat yönünden bilirkişi hesabına gönderildi. Dosya İzmir'de, bilirkişide. O maddi tazminat hesabı da yapıldıktan sonra mahkemeye geldiğinde, ocak ayı içerisinde duruşması var. Eğer mahkeme bir karar verirse emsal dosya Yargıtay'a gidecek. Yargıtay incelemesinden sonra geride bekleyen 400'e yakın dosya da o doğrultuda sonuca ulaştırılacak." diye konuştu.
'TUTUKLU SANIKLARIN TAHLİYE EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Öte yandan Soma maden kazası ceza davasında tutuklu sekiz sanığın, olası kasıtla 301 kişiyi öldürmekten dolayı 301 kez cezalandırılmasının istendiğini hatırlatan Ali Arslan, "Yani 301 kez cezalandırılmasını istediğiniz bir kişinin müebbet hapis alması söz konusu. Zaten aşağısı düşünülemez. Bu iddia, bu taleple yargılanan kişilerin, bu aşamada tahliye edilmeleri mümkün değil. Deliller tam toplanmış, keşif tam yapılmış değil, delil karartma devam ediyor." dedi.
