Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın tahliye edilmesi ile ilgili, "Bana ne, tahliye edilmişse edilmiştir. Içeriye tıkılmışsa tıkılmıştır. Yargı sonunda bir karar verecek." dedi.
"Türksat 4A'NIN GURURUNU YAŞIYORUZ"
Bursa'nın Orhangazi ilçesinde teşkilat üyeleri, STK temsilcileri ve muhtarlarla buluşan Arınç, Türksat 4A'nın uzaya fırlatılmasının gururunu yaşadığını kaydetti. Arınç, "Bakın dün akşam televizyonda izlemişsinizdir ve gururlanmışsınızdır. Ben bu üllkenin evladıyım. Kendisini milliyetçi olarak gören herkesin iftihar etmemiz lazım. Türkiye uydu vasıtasıyla uzaya çok önemli bir uydu fırlattı. Bundan bir ay kadar önce Başbakanımız'la Japonya, Malezya ve Singapur seyahatine ben de katıldım. Bu uydu ile bütün dünyaya haber gönderebileceğiz. Türkiye'den yapılan televizyon yayınları, iletişim çok daha güzel olacak. Hamd olsun, 500 milyon liradan daha fazlasına mal olan, projelerinde Türk mühendislerin çalıştığı Türksat 4A uydusuyla ve inşallah eylül ayında da 4B uydusunu fırlatarak, artık uzayda Türkiye'nin damgasını çok daha fazla görecek." diye konuştu.
"BANA NE TAHLİYE EDİLMIŞSE"
Halk Bankası Genel Müdürü'nün tahliyesi konusunda dün kendisine soru sorulduğunu hatırlatan Arınç, şöyle konuştu: "Banka genel müdürü tahliye edilmiş. Böyle şeylere asabım bozuldu. Geçtiğimiz günlerde, Bursa'da da birisini tersledim. Caminin avlusunda bana bir şey sormaya kalkıyor. 'Tahliye edilmiş, ne diyorsunuz?' diyor. Tahliye olduğundan haberim yok. Ne dememi bekliyorsunuz. Bana ne, tahliye edilmişse, edilmiştir. Içeriye tıkılmışsa, tıkılmıştır. Yargı sonunda, bir karar verecek. 'Ama efendim'. Ben savcı değilim. Kim tahliye olmuş, kim olmamış, dosya kapandığı zaman kim hüküm giyer, ben bunu bilemem. Tahliye eden mahkemenin, bir gerekçesi var. Ben, 25 yıl avukatlık yaptım. Mahkeme diyor ki, 'suç vasfının değişmesi ihtimaline binaen, tahliye edilmiş diyorum. O zaman kulak kabartıyorum ben, demek ki mahkeme, bu adamın üzerine atılan suçların vasfının değişeceğine inanıyor. Demek ki, bu işte bir iş var diyorum. Bırakılım mahkeme ne zaman bitecekse. Sen niye bu olanı Ak Parti hükümetine karşı bir koz olarak kullanıyorsun."
"GENEL MÜDÜR YAPMIŞSA BAŞBAKAN'LA NE ALAKASI VAR"
"Halk Bankası'nda genel müdür şöyle bir yapmış diyorsan, benim hükümetim ve Başbakanım ile ne alakası var" diyen Arınç, şöyle devam etti: "Bir bakanın oğlu şöyle şöyle yapmış. Tamam çok yanlış ve kötü bir şey. Bu ne kadar gerçek, sen mi karar vereceksin. 'Yok efendim, evlerde şunlar bulunmuş, bunlar bulunmuş'. Biz, çok yıllar avukatlık yaptık. Çok aramalarda, içerilere neler konulduğunu, sonra bunların suç aleti gibi gösterildiğine şahidiz. Gerçek, olduğunu da biliriz. Dolayısıyla, bu kadar gürültünün arkasında gerçek ne kadardır, buna bir hakimin ve savcının karar vermesi lazım. Bırakalım, bütün bunlar mahkemelerce tartışılsın. O bakanın oğlundan dolayı başbakanın, hükümetin ve benim ne kabahatim var. Türkiye'de Ak Parti'nin ne kabahati var."
"BANA NASIL YOLSUZLUK KELİMESİ KULLANISIN"
Iktidarları boyunca yolsuzluklar ve çetelerle mücadele ettiklerini ifade eden Arınç, "Eskiden ne çeteler vardı, ne çeteler. İsimleri bile unutuldu. Türkiye'yi mafyalardan ve çetelerden temizledik. 55 tanesini yargının önüne getirdik ve çökerttik. Hala içeride olanlar var. Eski kabadayılarının ismi geçer. Hala onların eski namlı hadiseleri anlatılır. Çakanı çakmayanı hepsi içeride. Bana isimleriyle söyletmeyin kardeşim. Biz bunlarla mücadele etmişiz. Terör çetelerini bastırmışız. Sen bana nasıl yolsuzluk kelimesini kullanırsın. Sen kendine bak, kendi içine bak. Başkalarına bak. Buna da bakacaksan bu da bir yurttaşlık bir görevidir. Yolsuzluğa karşı herkes el ele vermeli. Bunu kim yapıyorsa, ne maksatla yapıyorsa hesabını kurmalıyız. Ama burada bir halk mahkemesi kuracak halimiz yok ki. Türkiye'nin mahkemesi var, savcısı var. Onlar karar verecekler." şeklinde konuştu.
