Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde bir grup öğrenci, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" bildirisinden dolayı haklarında soruşturma başlatılan bin 128 akademisyene ve sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım sonucu görevden uzaklaştırma cezası alan Araştırma Görevlisi Vedat Toprak'a destek verdi.
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü'nde toplanan yaklaşık 150 üniversite öğrencisi, bildiride imzası bulunan akademisyene ve sosyal medya hesabından şehit düşen asker ve polisler için ağır ifadelerin yer aldığı bir yazı paylaşan ardından uzaklaştırma alan Anadolu Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi olan Vedat Toprak'a destek vermek için bir araya geldi. Öğrenciler, ellerinde tuttukları afiş ile çeşitli sloganlar atarak, akademisyenlerin yanında olduklarını söyledi.
Grup adına basın açıklaması yapan Tuğçe Mutluay, çeşitli üniversitelerde soruşturma kapsamına giren akademisyenlere değinerek, "Kocaeli Üniversitesi'nden 21 akademisyen gözaltına alındı. Bolu İzzet Baysal Üniversitesi'nden bildiriye imza veren 3 akademisyenin evinde arama yapıldı. Arel Üniversitesi'nde 3 akademisyen görevden alındı, ancak öğrencilerinin mücadelesiyle üniversitedeki işlerine geri döndüler. Türkiye'nin pek çok yerinde barış isteyen akademisyenlere savcılıklar tarafından re'sen soruşturma açılmıştır. Bu linç girişimi üniversitelerde de rektörlükler tarafından açılan soruşturmalarla devam etmiştir. "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı imza metni ile bin 128 akademisyenin yükselttiği barış talebinin devleti yönetenlerce kriminalize edilmesi, barış içinde yaşama hakkına karşı bir tutum olduğu gibi, ifade özgürlüğüne de aykırıdır" ifadelerini kullandı.
Yapılan basın açıklamasının ardından öğrenciler, çeşitli sloganlar atarak yürüyüşe başladı. Hukuk Fakültesi önüne gelen grup, burada Barış İçin Akademisyenler İnsiyatifi'ni imzalayan Hukuk Fakültesi akademisyeni Kasım Akbaş'ın yanına giden öğrenciler, Akbaş ile bir araya geldi.
"İMZA KAMPANYAMIZIN MUHATABI DEVLETTİR"
Yaşanan süreçle ilgili konuşan Yrd. Doç. Dr. Kasım Akbaş, kendilerinin imza atanlar olarak çok özel bir şey yaptıklarını düşünmediklerini söyledi. Akbaş, "Bir akademisyen olarak ve hukukçu bir akademisyen olarak, bir takım insan hakları ihlaline dikkat çektik. Bunu zaten derslerimizde de yapıyoruz. Diğer çalışmalarımızda da yapıyoruz. Dolayısıyla bizim için ekstra bir durum söz konusu değil, ama ülkede biraz büyüyünce bütün bu işler böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. İmza kampanyamızın muhatabı tabi devlettir. Çünkü insan hakları söz konusu olduğunda hukukçular, akademisyenler devleti muhatap almak durumundadırlar. Bir başka muhatabiyet belki sıkıntı oluşturabilirdi aslında hukuken düşündüğümüzde. İmzacı arkadaşlar bildiğim kadarıyla yakın zaman içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ulaştıracaklar imzaların tamamını. Tabi bu arada büyüyen bir linç kampanyası var görüldüğü üzere, fark ettiğiniz üzere yerel basın üzerinden. Bizim şehrimizde de sürüyor bu. Özellikle Osmangazi'deki arkadaşlar açısından tedirginiz açıkcası. Bizim üzerimizden de dönen şeylerde var. Çok problem değil bütün bunlar bizim açımızdan. Biz sözümüzün, imzamızın arkasındayız. Bundan yana bir sıkıntı hissetmiyoruz, yaşamıyoruz" dedi.
Yapılan görüşmenin ardından üniversite öğrencileri olaysız şekilde dağıldı.
