Almanya'da bir yıl önce yürürlüğe giren sünnet yasasına tepkiler devam ediyor. Yasanın çocukların haklarını korumada yetersiz olduğu öne sürülüyor.
Ebeveynlerin din özgürlüğü ve çocuklarını eğitme hakkıyla birlikte çocuğun sağlığı nasıl koruma altına alınabilir? Geçen yıl yürürlüğe giren sünnet yasası hazırlanırken işte bu temeller esas alındı.
Yasa, erkek çocuklarının tıbbi koşullar altında en az acı yaşatacak şekilde doktorlar tarafından sünnet edilmesine izin veriyor. Eğer çocuğun yaşı rızasını almak için uygun değilse, ebeveynlerin sünnet işleminin riskleri ve sonuçları konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmesi gerekiyor.
'Yasa başarısız'
Almanya'daki Yahudi ve Müslüman cemaatler hazırlanan yasadan memnun. Ancak sünneti çocuğun fiziksel bütünlüğünün ihlali olarak görenler düzenlemenin başarısız olduğunu savunuyor. Onlardan biri de Mogis Derneği Başkanı Christian Bahls:
“Sünnet uygulamasını düzenleyen yasa Almanya'da bir şeyleri değiştirseydi şaşardım. Çünkü yasa daha önce mevcut olan sünnet uygulamasını yasallaştıracak şekilde hazırlandı. Her şeyden önce dış derinin kesilmesinde kuşkulu olan bazı yöntemler de bu düzenleme ile yasallaştırılmış oldu.”
Bahls, Berlin'de Yahudilerin 'Metzizah b'peh' ritüeli ile yapılan bir sünnet vakasını buna örnek gösteriyor. Bu ritüelde sünnet edilen penisteki kan ağızla emiliyor. Mogis Derneği, bu yöntemle yapılan bir sünnetle ilgili iltihaplanma tehlikesi olduğu gerekçesiyle çocuğun babası ve sünnet eden kişi hakkında şikayette bulunmuş. Ancak Bahls, sünnetçi yurtdışında yaşadığı ve ebeveynlerin de suça iştirak eden bir tutum sergilemediği gerekçesi ile ceza almadıklarını belirtiyor. Christian Bahls yasanın çocukların haklarını yeterli korumadığı görüşünde:
“Berlin Savcılığı acının dindirilmesi ve müdahale edilen yere acıyı azaltan bir sargı bezi koymanın yeterli olduğu gerekçesi ile yargılamaya gerek görmedi. Yani savcılık çocuğa anastezi yapılmasını zorunlu görmüyor. Öyle gözüküyor ki; Almanya'da çocukların penisinin sünnet derisi anastezi yapılmadan da kesilebilir. Yasa buna izin veriyor.”
'Acıyı dindirmeden sünnet edilebiliyor'
Alman Çocuk ve Gençlik Tıp Akademisi (DAKJ) Genel Başkanı Wolfgang Gahr da benzer vakaların kendilerine bildirildiğini söylüyor. Gahr, ancak bunların münferit vakalar olduğuna dikkat çekiyor:
“Sünnetçilerin hijyenik olmayan ortamlarda ve ağrılı sünnet ettiklerine dair bilgiler alıyoruz, ama bunlar sadece birkaç tane. Bu tür vakaların sayısına ilişkin bir rakam vermemiz zor.”
Alman Çocuk ve Gençlik Tıp Akademisi (DAKJ) Genel Başkanı, Almanya'da sünnetin tıbbi olmayan koşullarda yapıldığına ilişkin iddiaları kabul etmiyor. Bir yıldır yürürlükte olan yasaya göre, çocuk altı aylıktan küçükse dini cemaat tarafından belirlenen sünnetçilerce sünnet edilebiliyor. Wolfgang Gahr, ancak bu sünnetçilerin doktor olmaması sebebiyle anestezi yapamadıklarını da vurguluyor. Yasanın sünnetle ilgili tüm taleplerini karşılamadığını sözlerine ekleyen Gahr, eleştirisini şöyle sürdürüyor:
“Yasanın hedefi; sünnetin tıbbi gerekçeler olmadan yapılması durumunda, prensipte buna karşıyız, en azından doktor nezaretinde ve ağrısız yapılması idi. Desteklediğimiz ve talep etmeye çalıştığımız buydu.”
Adalet Bakanlığı ise yasanın çocuğun haklarını koruduğunu savunurken, Almanya'da yaşayan Müslümanlar ve Yahudiler sünnete yasal bir düzenleme getirilmesi ve Köln'deki mahkemenin kararının düzeltilmesini doğru bir adım olarak değerlendiriyor. Müslümanlar, çıkartılan yasanın, Almanya'da yaşayan Müslüman ve Yahudilerin talepleri doğrultusunda, sünnete hukukî açıdan güvence sağladığı kanısında.
