Silivri Cezaevi önünde tutuklu gazeteciler için umut nöbetine katılan Almanya Federal Meclisi'nde Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu basın özgürlüğünün demokrasilerde en önemli öğelerden biri olduğunu söyledi. Alman parlamenter Mutlu, "Türkiye'de maalesef son zamanlarda özellikle basın özgürlüğü konusunda ciddi tereddütlerimiz var, ciddi şüphelerimiz var." dedi.
MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile tutuklu diğer gazetecilere destek amacıyla devam eden umut nöbetini Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Çalışkan, Almanya Federal Meclisi'nde Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu ve yazar Tülay Bilginer devraldı.
'GAZETECİLER TECRİT HÜCRELERİNDE'
Cezaevi önündeki nöbetinde açıklama yapan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Çalışkan, gazetecilerin hakikati yazdıkları için cezaevinde tecrit hücresinde tutulduklarını söyledi.
Bakanlığın tutuklamalarla ilgili verdiği beyanatın tamamen yanlı olduğunu dile getiren Çalışkan şunları söyledi: "F tipinde tek başına dört ya da beş adım bir hücredeler bu arkadaşlarımız. Dünya ile bağları kopartılmış durumda. Bir akademisyen olarak araştırma yapacağıma öğrencilere ders vereceğime, sayın milletvekillerimiz işine gücüne bakacağına diğer gazeteci arkadaşlar işlerine bakacağına buralara gelip cezaevi kapılarında dostlarıma destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin geldiği nokta çok üzücü."
AK Parti'nin zamanda Türkiye'ye demokrasi sözü verdiğini hatırlatan Çalışkan, buna karşılık ileri otoriterlik kurulduğunu savundu.
'PKK TERÖRÜNÜ SUÇLAYIP HALKI CEZALANDIRIYOR'
Çalışkan, konuşması devamında şunları ifade etti: "Verdikleri söz neydi? Avrupa kapılarında beklemeyeceksiniz. Onurlu olacaksınız. Başbakan Davutoğlu ne diyor? Akademikseniz dik duracaksınız. Ben şimdi dik duruyorum. Ve cezaevi kapısının önünde. Kendi kurduğu sistemde içeri alınan gazeteci arkadaşlarımıza aydınlarımıza destek olmak için dik duruyorum. Kendisi demokrasinin karşısında yüzü kızarıyor. Geldiğimiz nokta bu. Ne dediler bize? Avrupa Birliği'ne (AB) vizesiz gireceksiniz? Kendileri tanksız, tüfeksiz Sur'a giremiyor şu anda. Cumhuriyet tarihinin en uzun sokağa çıkma yasağı orada. Bunu, bir İsrail Filistinlilere yapıyor bir de biz Kürtlere yapıyoruz. PKK terörünü suçlayıp halkı cezalandırıyor. Yani geldiğimiz nokta çok üzücü. AK Parti bu kadar güzel bir ülkeye çok ciddi yazık ediyor. Demokrasiden uzaklaştılar. Otoriterliğin yolunu tuttular. Ekonomi iyi gitmiyor. Arap Birliği bile bizi kınıyor. Ve aydınlar gazeteciler akademisyenler siyasetçiler cezaevi önlerinde umut nöbeti tutuyor. Biz umut nöbetlerini gazetelerimizde parlamentolarımızda, üniversitelerde odalarımızda tutmaya alışkınız. Ahmet Davutoğlu'nun temsil ettiği AK Parti'nin bizi getirdiği nokta bu. Arkadaşlarımız suçsuz bir an önce serbest bırakılmaları gerekiyor. Bu utanç Türkiye'nin değil, AK Parti'nin, Davutoğlu'nun utancıdır. Bunu böyle bilsinler."
Almanya Federal Meclisi'nde Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu da, basın özgürlüğünün demokrasilerde en önemli öğelerden biri olduğuna vurgu yaptı. Alman parlamenter Mutlu, "Türkiye'de maalesef son zamanlarda özellikle basın özgürlüğü konusunda ciddi tereddütlerimiz var, ciddi şüphelerimiz var. Zaten Can Dündar ile Erdem Gül'ün yaptığı gazetecilikten ötürü tutuklanmaları da aslında Türkiye'de işlerin hiç de iç açıcı olmadığını, basın özgürlüğü olsun, demokratik kurumların olsun tehdit altında olduklarını bir göstergesi." dedi.
ALMAN PARLAMENTERE GÖRÜŞME İZNİ ÇIKMADI
Amacının burada hem Can Dündar hem de Erdem Gül'ü ziyaret edip kendileriyle fikir alışverişinde bulunmak olduğunu dile getiren Mutlu, şunları söyledi: "Maalesef şimdiye kadar Adalet Bakanlığı ziyaret izni henüz vermedi. Almanya Büyükelçiliği bu dakikaya kadar müsaade almak için uğraşmasına rağmen. O yüzden biz de burada demokrasi nöbeti tutuyoruz. İçerde yatan gazetecilerin, aydınların, demokratların yalnız olmadığını göstermek için gün gelecek bu günleri de arkadan üzülerek bakacağız. Ama aydın bir Türkiye olarak bu günlere geriden bakacağız. Umarım bu süreçte daha çok gazeteci daha çok aydın daha çok demokrat daha çok muhalif gazeteci insanlar sudan sebeplerle içeride tutulmazlar."
"GAZETECİ ARKADAŞLARIM GAZETECİLİK YAPTIKLARI İÇİN İÇERDELER"
Yazar Tülay Bilginer ise "Demokratik ülkelerde demokrasi ile yönetilen ülkelerde bir gazetecinin gerçek bir haber yaptığı için tutuklanması görülmüş şey değildir. Rastlanabilir bir şey değildir." dedi.
Bu tutuklamaların sadece otokritik rejimlerde uygulanabilir bir durum olabileceği dile getiren Bilginer şunları söyledi. "Ama laik, hukukun üstünlüğüne inanan Atatürk Cumhuriyetinde demokrasi ile yönetilen bir ülkeyiz. Çok üzüntü verici bir durum. Burada düşünce yargılanıyor. Haber yargılanıyor özgürlük yargılanıyor. Gazeteci arkadaşlarım görevlerini yaptıkları için gazetecilik yaptıkları için içerdeler. Bu bana çok büyük bir üzüntü veriyor. Onları umutla bekliyorum. Son nefese kadar gazetecilik vardır. İçeri atabilirler. Ama onlar oradan kitaplarıyla birikmiş olarak çıkacaklar. Onları beliyoruz sonuna kadar buradayız."
