• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 22 °C

Ali Fuat Yılmazer'in emniyetteki ifadesi ortaya çıktı

Ali Fuat Yılmazer'in emniyetteki ifadesi ortaya çıktı
22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınanlar arasında en çok dikkat çeken isim Ali Fuat Yılmazer'in emniyetteki ifadesi de ortaya çıktı. Yılmazer Emniyetteki ifadesinde neler söyledi?

Ali Fuat Yılmazer'in Emniyet'te verdiği ifade ortaya çıktı. Daha önce kendi döneminde istihbari dinlemelerle 20 canlı bomba yakaladıklarını söyleyen Ali Fuat Yılmazer, sorgusunda Adli dinlemelerle ile istihbari dinlemelerin karıştırıldığını söylemiş.

Ali Fuat Yılmazer’in özgeçmişini anlatarak başladığı emniyet ifadesi şöyle:

“1967 yılında Sakarya Merkez’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Adapazarı’nda okudum. Adana'da Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Polis Akademisi’ne girdim. 1989 yılında Komiser Yardımcısı olarak göreve başladım. İstihbarat Daire Başkanlığı, Şanlıurfa sonra tekrar İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görev yaptım. 2007-2009 yılları arasında İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak, 2009-2011 yılları arası İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yaptım. Son olarak Tanık Koruma ve Bomba İmhadan Sorumlu Müdür Yardımcılığı görevinden sonra 2012 yılında 1. Sınıf Emniyet Müdürü oldum ve 2014 Ocak ayında emekli olana kadar Polis Teftiş Kurulu’nda görevimi ifa ettim.”

'Aleyhinde suç uydurulmaya çalışılmıştır'

Ali Fuat Yılmazer, “sahte isimlerle dinleme yapıldığı” iddialarına karşılık dinleme yapmaya ilişkin karar sürecini de anlattığı şu savunmayı yaptı:

"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM"

“Öncelikle bu suçlamalara mesnet teşkil eden İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişlerince hazırlanan tevdi raporunu hazırlayanlar aleyhinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iftira görevi kötüye kullanma ve suç uydurma fiillerinden dolayı suç duyurusunda bulundum. Hakkımdaki iddialar mesnet teşkil eden bu rapor gerçekleri ifade etmediği gibi vazifede bulunduğum dönemi fiili işleyişini aksetmekten uzaktır. Farazi birtakım iddialarla şahsım aleyhinde suç uydurulmaya çalışılmıştır.

Ben bu konu ile ilgili evrakların asıllarını göremediğim için sizde gördüğüm dijital ortamdaki evrak suretlerine göre; birincisi ben hiçbir telefon dinlemesiyle ilgili doğrudan bir şahsın takibe alınması talimatını vermiş değilim. Burada göstermiş olduğunuz evrakta da olduğu gibi alt rütbeli personelin çalışmaları kapsamında yapılan tespitlere göre dinleme talebi, iletişime müdahale talebi formu tanzim edilir. Ben de bu forma istinaden düzenlenen mahkemeden dinleme talep yazısını imzalarım. Bu iletişime müdahale talep formu istihbarat daire başkanlığının belirlediği bir usul çerçevesinde hazırlanan matbu bir formudur.”

BİR ADLİ DİNLEME VARDIR BİR DE İSTİHBARİ DİNLEME

“Tüm Türkiye genelinde bu şekilde uygulanmaktadır. Dinlemeye esas teşkil eden personel raporu durumundadır. Mevzuatlara göre belirlenen usul budur ve benim dönemimde yapılan tüm dinlemeler bu usule uygun yapılmıştır. Suçlamalara konu dinleme faaliyetleri CMK 135 maddesine göre yapılan bir adli dinleme olmayıp, muhtemel bazı suçların önlenmesi ve bu doğrultuda istihbarat toplanması amacıyla 5397 sayılı kanun çerçevesinde yapılan önleme dinlemeleridir. 5397 sayılı kanun çerçevesinde yapılan önleme dinlemesinde CMK 135. madde çerçevesinde yapılan adli dinlemede olduğu gibi somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması şartı söz konusu değildir. Buradan net olarak anlaşılacağı üzere burada önleme dinlemesi yapıldığı için bahse konu dinlenilen şahısların iletişimlerinin dinlenmesine gerekçe gösterilen faaliyetlerle veya örgütlerle irtibat ve iltisaklarının bulunduğuna dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı zorunlu değildir.

5397 sayılı kanun incelendiğinde önleme dinlemesine başvurulması noktasında polis aldığı bir istihbarı bilgiyi duyum, ihbar, haber, gözlem, insan unsuru, eleman ve açık kaynak bilgisi ülke güvenliği veya suç işlendiğine veya işlenebileceğine dair halk arasında ve basında dillendirilen teyide muhtaç herhangi bir iddia veya değerlendirme doğrultusunda hâkimden önleme dinlemesi talebinden bulunabilir ve hâkim kararı almak suretiyle istihbarı amaçlı önleme dinlemesi yapabilir. Tarafıma yöneltilen suçlamalara konu şahıslar hakkında da belirtilen çerçevede elde edilen istihbarı bilgi ve duyumlar önleme dinlemesi talep yazılarında ifade edilmiş ve Hâkimin yaptığı hukuki incelemede önleme dinlemesi tedbirine başvurulmasının nedenini oluşturan ve talep yazılarında yer verilen bahse konu istihbarı bilgi ve duyumların yeterli olduğuna karar vermiş ve önleme dinlemesi bu şekilde hâkim denetiminde gerçekleşmiştir. Bu nedenle yapılan dinlemelerde hukuka aykırı bir durum olmadığı gibi suç işleme kastı da bulunmamaktadır.”

‘Kayıtlar incelensin’

Şahısların isimlerinin sorulmasına benzer yanıtlar veren Yılmazer’in ifadesi şöyle devam etti: “X Şahıs özelinde onunla ilgili gerekçenin ve devamındaki işleyişini, konunun içeriğini doğrudan hatırlamam mümkün değil fakat bana gösterdiğiniz iletişime müdahale talep formu hazırlandığına göre görevli personelin mutlaka bu çalışmaya başlayacak gerekçeleri oluşmuştur. Bu gerekçe veya gerekçeler alınan bir duyuma (insan unsuru, kayıtlı elaman ya da çöpçü ajanlardan), başka bir ilden gelen resmi yazıya, istihbarat birimleri arası İLNOT, MERNOT diye isimlendirilen notlara (teknik dinleme faaliyetleri kaynaklı notlardır. Ve o teknik notlar, teknik dinlemelerin imhasıyla beraber yasal süresi içerisinde imha edilmesi zorunludur.) dayalı başlamış olabilir. Bunlardan resmi yazışmalar hariç diğerleriyle ilgili yapılan işlemlere dair kayıtlar istihbarat şube arşivinde bulunmuyor olabilir.

Bu İstihbarat Şube’nin yönetmeliklerine aykırı bir durum değildir. İstihbarı çalışmayı düzenleyen ilgili mevzuatta bu tarz ihbar, bilgi belge ve resmi bir yazışmayı gerektiren bir zorunluluk yoktur. Bugünkü teknolojik imkânlar ve mevcut veriler üzerinde bu tespit çok kolaylıkla yapılabilir ama 2008-2009 yılları itibariyle İstihbarat Daire Başkanlığı’nın DARA kayıtları üzerinde yapılmış bu tespitlerin o günkü durumu yeterli olmayabilir. O günkü kayıtlara bakılması gerekmektedir. O günkü kayıtlara bakmadan bugünün verileriyle 2008-2009 yıllarını değerlendirmek yanlış olacaktır.”

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim