Şah-ı Merdan Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Şükrü Yıldız, her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan günlerden geçildiğini belirterek, böyle zamanlarda daha sık bir araya gelinerek herkesin gönlündeki sevgiyi de hüznü de haylaşması gerektiğini söyledi.
Şah-ı Merdan Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Derneği'nin 3. kuruluş yıl dönümü, düzenlenen birlik ve dayanışma yemeğiyle kutlandı. Antalya kent merkezindeki 5 yıldızlı bir otelde düzenlenen yemeğe, Alevi ve Bektaşilerin yanı sıra toplumun farklı kesimlerinden davetliler de katıldı. Derneklerinin 3. kuruluş yıldönümü sebebiyle bu organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Şükrü Yıldız, programlarında sadece Alevi ve Bektaşilerin değil sunni, Kürt, Çerkez olmak üzere toplumun her kesiminden davetlinin yer aldığını söyledi. Ülke olarak birlik, beraberlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan günlerden geçildiğini belirten Yıldız, "Çünkü şu an ülkemizin etrafında 3. Dünya Savaşı'nın tamtamlarını duymaktayız. Ülkemizde de iyice ayrıştırmanın olduğu bir yerde biz birlik, beraberlik, dayanışma meclisi adı altında bir araya geldik. Toplumun çeşitli fertlerini çağırdık. Tüm kesimler bu yemeğe davet edildi. Sünnisi, Alevisi, Kürdü, Çerkezi geceye katıldı." dedi.
Böyle zamanlarda daha sık bir araya gelinmesi, gönüllerdeki sevgi ve hüznün paylaşılması gerektiğini ifade Şükrü Yıldız, Hacı Bektaşi Veli'nin "Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir." sözünü hatırlattı. Dernek Başkanı Yıldız, yemekteki konuşmasında dini, ırkı ve siyasi görüşü sebebiyle kimsenin öldürülmediği, cinsiyet ayrımının olmadığı, tecavüzcülerin kol gezmediği, sokaklarında öldürülme korkusu olmadan gezilebilen bir ülke özlemini dile getirdi. Her bireyin her kesimin her düşüncenin karşısındakini öteki olmaktan çıkarması ve olduğu gibi benimsemesi gerektiğini, değişmeye zorlamaması, ikiyüzlülüğe mecbur bırakmadan kabullenmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu: "Aynı safta bulunması gerekenler birbirlerinin eksikliğinin değil, yanyana olmanın herkesi güçlü kılacağını kavrayamadıkça, dayanışma da birlik ve beraberlik de sadece varılması gereken birer hedef olarak kalır. Şimdi oturup topluma yön verenler düşünmelidir. Bu milletin, eğitiminden sağlığından, güvenliğinden, malından, dininden, namusundan, özgürlüğünden, suyundan, aşından, işinden sorumlu olanlar düşünmelidir. Birlik ve beraberlik adına ortaya çıkanlar, en küçükten en büyüğüne, sosyal ve kültürel alanda hizmet adına ortaya çıkanlar düşünmelidir. Neden bir türlü istediğimiz, arzu ettiğimiz manada umut ettiğimiz, beklediğimiz ya da hedeflediğimiz toplumsal dayanışmayı sağlayamıyoruz? Neden birlik ve beraberliğimizi temin edemiyoruz? Toplumsal dayanışma, birlik, beraberlik ve fedakarlık ruhu ile bezenmiş, hoşgörülü, affedici, sevgi ve saygı kurallarını ihlal etmeyen, günü kurtarma, koltuğu koruma peşinde olmayan, toplumun hiçbir ferdini kendi egosu için ya da süregelen kısır döngü devranların devamı için feda etmeyen, liderler ve yöneticilerle sağlanabilir."
Ankara katliamında şehit olanlar için saygı duruşuyla başlayan programda yaşanan acılar sebebiyle eğlenceli parçalar yerine ağır ağıt tarzı Alevi deyişleri okundu. Programda Kadim Dostlar Grubu da sahne aldı.
