Yeni Şafak'ta köşe yazısına "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül eleştirileri yapmak AK Partililerin işi olamaz" diye uyarıda bulunan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, bunun "Ne parti disiplini açısından, ne de siyasi akıl bağlamında" da kabul edilemez bir durum olduğuna vurgu yaptı.
AK Parti'nin içine oynandığı bir dönemde Erdoğan-Gül ekseninde tarafgirlik yapmanın, fitnecilerin istediği bir olay olduğunu savunan Metiner, AK Parti'ye yapılabilecek en büyük kötülüğü de şu sözlerle ifade etti:
"AK Parti'de sanki ikilik varmış gibi bir algı yaratmak veya bu algı üzerinden AK Parti'nin içinde çatışma yaratmaya çalışanların değirmenine su taşımak, hiç kimse kusura bakmasın ama AK Parti'ye yapılabilecek en büyük kötülüktür."
"AK PARTİ DAVASININ LİDERİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR"
İşte Metiner'in bugünkü köşe yazısından ilgili bölümler:
Erdoğan ile Gül birbirinin siyasi rakibi ve hasmı değildirler. AK Parti içinde Erdoğan yanlısı olunmaz. Zaten Erdoğan'ı lider olarak kabul etmeyenin AK Partililiği sorgulanır. Buna Gül de dahildir. AK Parti davasının/hareketinin lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunun Çankaya'yla hiçbir alakası yok. Bu bir hiyerarşi meselesi de değildir. Erdoğan liderliği bir gönül liderliğidir. Çankaya hiyerarşinin tepesidir elbet.
"ABDULLAH GÜL İÇİN DE ERDOĞAN BİR LİDERDİR"
Düne kadar hiyerarşinin tepesindeki Gül'ün de Erdoğan'a farklı baktığı kanaatinde değilim. Gül için de Erdoğan bir liderdir. Gül'ün, 'Partime döneceğim' açıklaması zinhar bir meydan okuma değildir. Doğal olan Gül'ün kendi partisine dönmesidir elbet. Bundan rahatsızlık duyanların AK Partililiğinden kuşku duyulur.
AK PARTİLİLERE AÇIK UYARI: KAÇININ
Kamuoyu karşısında AK Parti'ye zarar verecek, AK Parti'nin kurumsal kimliğini zedeleyecek Gül karşıtlığı veya Gül yandaşlığı gibi yeni icatların sahipleri bilmelidirler ki bu çıkmaz sokaktır. Ne Gül'ün buna prim vereceğini, ne de Erdoğan'ın bundan memnuniyet duyacağını söylemek mümkündür. AK Parti davasına/hareketine zarar verecek söylemlerden herkes kaçınmalıdır.
AK PARTİ'DE SÖYLEYECEK SÖZÜ OLAN VARSA...
AK Parti kendi içinde kendi genel başkanını ve dolayısıyla Başbakanını seçer. AK Parti'nin istişareyi eksen alan bu kurumsal yapısı aslında çok güçlüdür. Bu süreç başlamıştır. Şimdi bu süreç başlamışken Gül üzerinden karşıtlık-yandaşlık anlamına gelebilecek söz ve davranışlara yönelmek parti disipliniyle de bağdaşmaz, kardeşlik hukukuyla da... Söyleyecek sözümüz varsa kendi platformlarımızda söyleriz. Ve alınan karara aslanlar gibi uyarız.
AK PARTİ'YE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
AK Parti'de sanki ikilik varmış gibi bir algı yaratmak veya bu algı üzerinden AK Parti'nin içinde çatışma yaratmaya çalışanların değirmenine su taşımak, hiç kimse kusura bakmasın ama AK Parti'ye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
....
O yüzden diyorum ki AK Parti içinde çatışma bekleyenlerin veya AK Parti içinde çatışma yaratmak isteyenlerin oyununu bozmak hepimizin boynunun borcudur. Gül'ün kendisini Erdoğan karşıtlığına yönlendirmek isteyenlerin oyununun farkında olmadığına elbette inanmam. Herkesten önce ve herkesten çok bu oyunu bozmak konusunda Gül'ün gerekli hassasiyeti göstereceğinden kuşku duymam. Ama bu süreçte Gül'ü bir biçimde yaralayabilecek her söz ve davranışın da o fitneci güruhun elini güçlendirmekten öte bir işe yaramadığını özellikle hatırlatmak isterim.
KİMSE BU HATAYA DÜŞMESİN
Hiç kimse sıfatı ve unvanı ne olursa olsun Gül karşıtlığı veya yandaşlığı üzerinden kendini konumlandırma hatasına düşmemelidir. Bunun dava bilinci ve ahlakıyla bağdaşmadığını bilerek herkes hareket etmelidir. Gül eminim ki AK Parti liderinin ve AK Parti organlarının gerekli istişarelerden sonra uygun gördüğü genel başkanın arkasında dava şuuruyla dimdik duracaktır.
