• BIST 9079.97
  • Altın 2324.15
  • Dolar 32.3591
  • Euro 34.9446
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 14 °C

Aile Danışmanı Hatice Kübra Tongar: “Çocuk istismarı anlatamaz hal dilinden anlayın”

Aile Danışmanı Hatice Kübra Tongar:  “Çocuk istismarı anlatamaz hal dilinden anlayın”
Aile danışmanı Hatice Kübra Tongar, çocuk istimarıyla ilgili ailele önemli uyarılarda bulundu.

Aile danışmanı Hatice Kübra Tongar, çocuk istimarıyla ilgili ailele önemli uyarılarda bulundu. Çocukların başından geçenleri anlatamayacaklarını belirten Tongar, "Farklı bir hal görüyorsak burada ne var diye düşünmemiz gerekiyor. Çocuklar çünkü haliyle bize o mesajı verirler. Her zaman gelip söylemezler" dedi.

Küçükçekmece Belediyesi'nin düzenlediği söyleşiye katılan yazar, aile danışmanı Hatice Kübra Tongar, günümüzde yaşanan çocuk istismarlarına dikkat çekerek, aileleri ne yapmaları konusunda bilgilendirdi.

Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde Küçükçekmeceli anne ve babalarla buluşan Tongar, cinsel istismarların önüne geçebilecek mahremiyet eğitimi hakkında önemli bilgiler vererek, aileleri uyardı. Mahremiyet eğitiminin ailede başlayıp şekillendiğini kaydeden Hatice Kübra Tongar, "Mahremiyet eğitimi cinsel istismarın karşısında duran temel noktadır. Aslında anne ve babalar anlatmadan önce bunu yaşamalılar. Hep ne diyelim, hangi cümleleri kuralımdır anne ve babaların düşündüğü. Oysa ki çocukları cümlelere değil, yaşadıklarımıza bakarlar. Yaşamıyorsak istediğimizi anlatalım onun bir tesiri olmaz" dedi.

"Çocuğunuza mahremiyetini hissettirin"

Hatice Kübra Tongar mahremiyet eğitimini yaşayarak vermenin yollarını ise şu şekilde anlattı: "Bunu nasıl yaşayacağız? Çocuğumuzun daha bebeklik çağından itibaren genital bölgelerine, bedensel bütünlüğüne saygı duyarak başlayacağız. Bunu nasıl yapabiliriz? Altını değiştirirken ulu orta değiştirmeyeceğiz. Üstünü başını çıkartırken ulu orta çıkartmayacağız. Bu konuda kız çocuk erkek çocuk ayrımı yapmayacağız. Bizler çünkü kız çocuk korunmalı ama erkek çocuğunu istediğimiz gibi sergileyebiliriz diye düşünüyoruz. Hatta bununla övünüyor, iftihar ediyoruz. Ne pedagoji ne de din kız erkek ayrımı yapmıyor. Dolayısıyla bu ayrımı yapmadan, onları giydirirken, onlara duş aldırırken, taharetlerine yardım ederken muhakkak ki o mahrem alanı korumamız lazım. Elbette ki annenin çocuğa ayıbı günahı olmaz. Ama o mahremiyeti çocuğa hissettirmesi gerekir. Mesela çocuğumuzu yıkıyoruz iki yaşından sonra çocuk da çırılçıplak olmasın. Yanına gelen yetişkin de o da bir şekilde mahremiyetine uygun bir kıyafet giyinsin. Çocuğun iç çamaşırını çıkarıp kurulayacağımız zaman da böyle başımızı hafif yana çeviriyor gibi yapalım. Taharetine yardım ederken ulu orta bakıyor gibi değil de bak ben annenin ben bile bakmıyorum bu konuda hassasiyet gösteriyorum hissini çocuğa vermemiz lazım."

"Çocuklar niyeti hissediyor, birisine gitmiyorsa çocuğu zorlamayın"

İstismarcıların genelde aile içinden çıktığına da dikkat çeken Tongar aileleri, "Araştırmacılar şunu söylüyor ki, istismarcılar öyle çok yabancılar olmuyor ne yazık ki. Çok düşük bir oranda yabancı oluyor. Belli noktalara dikkat edersek çocuğumuzu etrafımızda o potansiyeli taşıyan insanlar varsa onlardan da korumuş oluruz. Bu ne gibi mesela? Git teyzenin kucağına, hadi otur, bırak öpsün, neden kaçıyorsun kendini sevdirmiyorsun gibi, zorla çocuk istememesine rağmen o bedensel teması sağlatmaya çalışmamalıyız. Çünkü çocuklar aynı bir yetişkin gibi hissediyorlar. Düşünün bir metrobüse bindiniz ve biri size değiyor diyelim. Kalabalıktan mı değiyor, yoksa kötü bir niyetle mi bunu yapıyor bunu hissedersiniz. Çünkü bu yaradılışımızda, fıtratımızda var. İşte çocuklar da, kötü bir bakışı hissediyorlar. Eğer bir çocuk bir komşunun ya da akrabanın kucağına gitmeyeceğini söylüyor böyle bir cümle kuruyorsa, ya da beden diliyle bunu ifade ediyorsa kesinlikle çocuğa hayır git, ayıptır demeyin" diyerek uyardı.

"Çocuk hal diliyle başına geleni anlatır, ipuçlarını yakalayın"

İstismara uğrayan çocukların bunu kolay kolay anlatamadığını da sözlerine ekleyen Tongar, bu konuda ailelerin yapması gerekenleri şöyle ifade etti: "Çocuğumuzda eğer normalin dışında bir hal görüyorsak, bu ne olabilir, normalde olmayan bir agresyon, öfke. Her şeye tepkisel davranması. Ya da tamamen içe kapanması. Böyle bir suçlanma, utanma hali. Yani farklı bir hal görüyorsak burada ne var diye düşünmemiz gerekiyor. Çocuklar çünkü haliyle bize o mesajı verirler. Her zaman gelip söylemezler. Günümüzde şunu söylüyorlar çocuklara susmamayı öğretin, anlatmayı öğretin. Elbette ki bunu teşvik edeceğiz ama bu dense bile çocuk utanıp anlatamayabilir, kendini suçlu hissedebilir. Karşısındaki onu tehdit edebilir. Mesela "böyle bir şey söylersen annen seni bırakıp gider. Böyle bir şey kabul edilmez, o yüzden bunu anlatmıyoruz. Anlatırsan ikimizde yalnız kalırız" gibi pek çok tehdit unsuru kullanılıyor olabilir. Çocuk buna cesaret edemiyor da olabilir. Burada bizim yapacağımız şey çocuğumuzun halinde bir farklılaşma varsa aman ergendir geçer, kesinlikle ve kesinlikle demeyeceğiz. Boş vermeyin bu ipuçlarını"

"İdam denilince yüreğime su serpiliyor"

Bir anne olarak pedofili hastalarına idama sıcak baktığını da belirten Tongar, "Pedofili noktasına gelmiş kişiler ne yazık ki tıbbi anlamda bunu bir daha yapmayayım diyecek noktada değiller. O yüzden verilen ceza ıslah etmeye yönelik değil, onu toplumdan korumaya yönelik olmalı. Benim de iki evladım var, idam denildiğinde daha bir yüreğime su serpiliyor" dedi.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim