Afyonkarahisar'da bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, devlet memurlarının bir ihbarla işten çıkarılmasının yolunu açtığı belirtilen Başbakanlık genelgesine tepki gösterdi. Memurlarla ilgili kanunlarda, terör ve diğer suçlarla mücadele için yeterli maddelerin mevcut olduğu belirterek, suni gündemlerle kamuoyunun meşgul edildiği savunuldu.

'GENELGE İNSANLARI ENDİŞEYE SEVK EDİYOR'

Aktif Eğitim Sen Afyonkarhisar İl Temsilcisi Abdullah Hatipoğlu, devlet memurlarının örgüt bağlantısı olduğu bahane edilerek işine son verilebileceğini söyledi. Hatipoğlu, insanların baskı altına alınacağı, ifade ve örgütlenme hakkının elinden alınacağı tehlikeli bir süreç başlayacağını iddia etti. Keyfi tutum ve ihbarlarla yargısız infazlar başlayacağını söyleyen Hatipoğlu, "Söz konusu genelge, büyük oranda cari mevzuatın tekrarından ibaret olmakla birlikte hukukun üstünlüğü, masumiyet karinesi, temel hak ve özgürlükler ile düşünce ve kanaat hürriyeti gibi evrensel hukuki prensiplere aykırı yönleri itibariyle pek çok soru işaretini beraberinde getirmektedir." dedi. Milli birlik ve beraberliğin tesisinin her zamankinden daha önemli olduğu, ülkenin içinde bulunduğu şu zor günlerde böyle bir genelgenin yayımlanmış olmasının endişe verici olduğunu savunarak, "Ülkemiz, geçmişte olduğu gibi bugün de gerçek gündemlerle meşgul olmak yerine, suni gündemlerle oyalanmaktadır. Ülkeyi yönetenlerin, sorumluluklarının gereği olarak kitleleri tedirgin etmeye yönelik bu türlü tartışmalı uygulamalarla uğraşmayı bir kenara bırakmaları, asıl görevi olan birlik, beraberlik ve kardeşliğin artması için çalışmaları ve ülke huzurunu bozan asıl suçlularla mücadeleye yönelmeleri gerekmektedir." diye konuştu.

'AMAÇ TERÖRLE DEĞİL, BELLİ BİR KESMİ MAĞDUR ETMEK'

MHP Afyonkarahisar İl Başkanı Raşit Demirel ise milli güvenliği tehdit eden örgüt ve yapılarla irtibatlı kamu çalışanlarıyla mücadeleye kimsenin itirazı olmadığını, bunun mevcut kanunlarda zaten mevcut olduğunu söyledi. Söz konusu genelgenin, terör örgütleriyle mücadele ve legal görünüm altında illegal faaliyet gösteren yapılarla mücadele olarak yayımlandığını ifade eden Demirel, "Burada "terör örgütü', anlaşılır bir ifadedir ve olması gereken de budur. Gece terörist, gündüz memur olanlar kastedilmektedir. Diğerinde ise, "legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten" denildiğinde, hukuken bu ifadeden hiçbir şey anlaşılmamaktadır. Ucu açık bir kavramdır. Hiçbir anlamı olmayan bu ifadeyle otorite, farklı zamanlarda keyfi uygulamalarla kamu çalışanlarını baskı altında tutmaktadır." dedi. Bunun demokratik bir uygulama olmadığını söyleyen İl Başkanı Demirel, ifadelerin anlaşır ve hukuka uygun olması gerektiğini kaydetti. Uygulamanın, 28 Şubat sürecinde mağdurları korumak için kanun çıkaran şu andaki iradenin kendisiyle çeliştiğini ortaya koyduğunu, bu durumun insanları muhbirliğe sevk ederek sosyal barışı ve güvenliği tehlikeye atacak yeni bir girişim olarak değerlendirdiğini öne sürdü.

'BU, İNSANLARI TOPTAN YAKMAKTIR'

CHP Afyonkahisar İl Başkanı Kemal Demirkırkan da bu çalışmanın kamuda birçok yargısız infazı beraberinde getireceğini iddia etti. Demirkırkan, "Yapılmak istenen, geçmişte yapılmaya çalışılan ancak her seferinde Anayasa Mahkemesi'nden geri dönen değişikliklerin yeninden gündeme getirilmesidir. Bu birtakım insanlara, kurumlara sinirlenip hepsini kökten yakmaya yönelik bir uygulamadır. Ülkemizde Devlet Memurları Kanunu, 50 yıldan bu yana var. Bu kanun içinde disiplin yönetmelikleri zaten var. Suç işleyenin, terör örgütüne üye olanın ya da başka örgütlere üye olanın suçlarının tanımlaması burada fazlasıyla zaten vardır." şeklinde konuştu. İkinci bir tanımlamaya gerek olmadığını ifade ederek, "Devletimiz ve mahkemelerimiz, herkese eşit davranmak zorundadır. Burada devlete karşı suç işleyen varsa zaten mevcut yasalarda vardır. Düşmanca yapılan bu tür kanunların, yönetmeliklerin sonuçta aynı tavırla geri döneceğini düşünüyorum. Doğru olmadığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Türk Eğitim Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı ve Kamu Sen İl Temsilcisi Nizamettin Şenol da mevcut kanunların yeterli olduğunu, böyle bir genelgeye ihtiyaç bulunmadığını söyledi. Şenol, böyle bir genelgeyi yanlış bulduğunu, hukukta yeri olmadığını ve idari yargıdan döneceğini düşündüğünü anlattı.