Kamuoyunda Washington merkezli Musul harekat planı ve Suriye hükümetine karşı seferber edilen terör örgütleri konuşulurken , ABD’nin Ortadoğu’da dengeleri değiştiren Irak işgalini yalanlar üzerine başlattığı ortaya çıktı. Amerikan istihbaratı CIA’nın, ABD Kongresi’nden Irak’ı işgal etmek amacıyla yetki almak için kullandığı 93 sayfalık istihbarat raporunun gizliliğini kaldırıldı. Irak işgali öncesinde, Saddam yönetiminin kitle imha silahı ürettiğinin kanıtlanamadığı ortaya çıktı. ABD merkezli Vice News’in haberine göre, kitle imha silahı iddialarının teyidi için delil olmadığı dönemin ABD Başkanı Bush’a o dönem bildirildi. Bilgi edinme yasası aracılığıyla CIA’dan edinildiği belirtilen raporda yer alan istihbarat birimlerinin değerlendirmesinde, Irak’ta Saddam Hüseyin yönetiminin kitle imha silahı üretme programı yürüttüğü iddialarına ilişkin kilit konularda bilgi eksikliği olduğu vurgulanıyor. Raporda Irak’ın kitle imha silahı üretim programına devam ettiği ancak bu silahlara ilişkin anahtar konumdaki bir çok önemli bilginin eksik olduğu kaydediliyor. Bush yönetimi ise savaş öncesi açıklamalarda, istihbarat raporlarının sarsılmaz biçimde Irak’ta kitle imha silahı bulunduğunu teyit ettiğini savunmuştu.
Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, 7 Ekim 2002 tarihinde Ohio, Cincinnati’de yaptığı konuşmada, “Irak kimyasal ve biyolojik silahlara sahip ve üretiyor” ve “elimizdeki veriler Irak’ın nükleer silah programını yeniden yapılandırdığını açıkça kanıtlıyor.” şeklinde konuşmuştu.
'NÜKLEER SİLAH ÜRETME KAPASİTESİ YOK'
Raporda dikkat çeken önemli bir konu ise eski Irak lideri Saddam Hüseyin’in nükleer silaha sahip olma niyeti olmasına karşın, bunu yapabilecek materyalinin bulunmadığı ve yakın zamanda bunu yapabilecek kapasitesinin de olmadığının Bush yönetimine bildirilmiş olması. Raporda, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Donald Rumsfeld’in, Irak rejimi ile El Kaide arasında işbirliği olduğuna ilişkin “kesin kanıtları olduğu” iddiası da teyit edilmiyor. Eylül 2002’de dönemin ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Saddam Hüseyin yönetiminin 11 Eylül saldırısını yapan teröristlerle bağlantılarını “kurşun geçirmez” sağlamlıkta kanıtlarla ispatladıklarını açıklamıştı.
‘EL KAİDE BAĞI YOK’
Rumsfeld, “El Kaide üyelerinin Irak’taki varlıkları konusunda çok sağlam kanıtlarımız var, bunlardan bazıları da Bağdat’ta bulunuyor.” ve “elimizde, bize göre son derece güvenilir olan ve kıdemli üst düzey kaynaklarımıza dayanan kanıtlarımız var, bunlar ilişkilerin 10 yıl(‘90’lı yılların başı) öncesine kadar dayandığını ve olası bir kimyasal ve biyolojik silah eğitimi alındığını gösteriyor.” şeklinde konuşmuştu.
O güne kadar yakalanan El Kaide mensuplarının hiçbirisinin Irak’ta eğitim aldığı ya da bu rejimden destek aldığı bilgisinin olmadığı belirtilen raporda, Saddam Hüseyin yönetimi ile El Kaide arasında operasyonel bir bağ bulunamadığı kaydediliyor.
CIA RAPORU TARTIŞILMIŞTI
Beyaz Saray, Irak işgali başladıktan bir kaç ay sonra, yoğunlaşan eleştiriler üzerine, 19 Temmuz 2003 tarihinde dönemin ABD Başkanı George Bush’un, savaş gerekçelerinin temelini oluşturan CIA raporunu kamuoyuna açıklamıştı. Raporda, “kesin olmayan bilgilere göre Irak, 3 Afrika ülkesi, Nijer, Somali ve muhtemelen Kongo’dan uranyum satın almaya çalışıyor” deniliyordu. “Eğer Bağdat yönetimi kontrolsüz bırakılırsa, bu ülke 2010’a kadar nükleer silaha sahip olabilir” denilen rapor, istihbarat organlarının, “bu ülke eğer yeterli radyoaktif madde ele geçirebilirse, bir aydan bir yıla kadar geçecek süre içerisinde nükleer silah yapacağına büyük ihtimal verdiklerini” belirtiyordu.
BM DE BELGELERİN SAHTE OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ
Rapora temel oluşturan belgeler, ABD’nin Roma Büyükelçiliği tarafından ele geçirildiği iddia edilmişti. CIA bu belgeleri BM’ye de iletmiş ancak BM yetkilileri, belgelerin sahte olduğunu söylemişti. CIA da belgelerden kuşku duymasına karşın bunları hazırladığı istihbarat raporlarında, kesin olmadıklarını belirterek kullanmıştı. Buna karşın yetkililer bu CIA raporlarında kesin bir durum varmış gibi açıklamalar yapmayı sürdürdüler.
Bush yönetimi 2003 yılında kitle imha silahları olduğu gerekçesiyle Irak’ı işgal etmiş ancak söz konusu silahlar bulunamamıştı. 20 Mart 2003 tarihinde başlatılan Irak işgali ülkede etnik ve mezhepsel bölünmeyi körüklemiş, işgal neticesinde ortaya çıkan kaos nedeniyle milyonlarca kişi hayatını kaybederken, milyonlarca insan de mülteci olarak yaşamak zorunda kalmıştı. Organ mafyası, insan tacirleri, tarihi eser kaçakçıları, fuhuş sektörü ülkeye hakim olmuştu.
