Hâlen 3D yazıcı kullanarak “baskı” alabilmenin büyüleyici olduğunu düşünüyoruz. Muhtemelen 20 yıl önce, evde fotoğraf baskısı yapmak da aynı hisleri doğuruyordu. Ama bu sıkıcı paketlerde granüller halinde gelen ABS ve PLA plastik-polimer malzemelerin püskürtme yöntemiyle dönüştüğü hâli görmek çok acayip. Kullanıcı dostu arayüzleriyle karşımıza çıkan CAD programları sayesinde biraz vakit harcayarak yaratıcılığınıızın sınırlarında dolaşmak da etkileyici.
Bir başka bakış açısıyla ortaya problemler çıkabiliyor. 3D yazıcıların insanlar ve ürünler üzerindeki en önemli etkisiyse, zanaatkârlık ve seri üretim arasındaki boşluğu dolduruyor olması. Bu sayede yıllar boyunca bir zanaat dalını öğrenmek ya da acayip paralar harcayarak bir üretim hattı oluşturmak arasındaki o kocaman boşluğu dolduruyor. Yaratıcılığınızın sınırlarında oluşunuz da bu işin doğasından geliyor. Bugün satranç taşlarından bir robot tasarlıyorken ertesi gün kediniz için süper teknolojik bir savaş zırhı üretiyor olabilirsiniz. “Ama üretilen her şey oyuncak!” şeklinde hemen tepki göstermeyin. Yarın bir gün GoPro’nuz için özel aparatlar, telefon kılıfları ya da sofra takımları tasarlayabilirsiniz. Sadece ona biraz pahalı ve zaman alan bir hobi gözüyle bak.
GELECEK Mİ YOKSA HAYAL KIRIKLIĞI MI?
El emeği isteyen zor işler hoşumuza gitse de, aynı anda 3 tane 3D yazıcı test etmek, neredeyse tamamen teknolojik cihazlardan hayatımız boyunca soğumamıza neden oldu. Vızırtı, cızırtı ve daha bir çok acayip sesler çıkaran bu cihazlar tahammül sınırlarımı zorladı. Neredeyse onları “tamir etmek için” çekiçle dürtecektik, direkten döndüler. Bu konuda yalnız olmadığımızı forum gezerek fark etttik diyebilirim. Forumlar azımsanmayacak miktarlarda para harcayıp, sinirden, sıkıntıdan kendini yiyenlerle dolu. Birkaç motora bağlanmış, plastik silikon yapıştırıcı tabancalarını andıran cihazlardan istikrarlı bir üretim beklemek ve tabii ki alamamak, insanların çok canını sıkmış. “Tabla düz ama ürün yamuk yumuk!”, “Püskürtme yapmıyor!”, “Acayip sesler çıkarıyor!” gibi şikayetler gırla gidiyor. Anlaşılan, kusursuzluk istemek, bir hata değil. Asıl hata, evinize, salonunuzun ortasına neden bir fabrika kurmadığınızı unutmaktan geçiyor. Çünkü hiçbir zaman salonunuzda acayip sesler çıkartıp plastik eriten pahalı makineler olmasını istemiyorsunuz. 3D yazıcı firmalarının “kullanıcı dostu yazılım”, “kolay ve hızlı baskı” şeklinde bağırışlarına rağmen İnsanların %90’ı 3D baskı teknolojisinin hazır olmadığını düşünüyor.
Akşamdan yapılan baskıda çok büyük bir sorun olsa da sabahları mis gibi sıcacık ABS kokusuyla uyanmak güzel. Öncü olmak, keşfedilmemiş tehlikeleri ortaya çıkarmak, problem çözmek ve devam etmek demektir. Bu mücadeleye hazır değilseniz, üzgünüz…
