Rumeli Feneri’nde pazartesi gecesi batan Torun isimli teknenin ruhsat sahibi Doğan Odacıoğlu ve tekneyi almaya aracı olan Serkan Uyar dün nöbetçi İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.

Fırat Alkaç’ın Hürriyet’teki haberine göre, Serkan Uyar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifadede şunları söyledi:

Tekneyi 25 bin liraya aldık

“Kerem Saniyi Ç.’yi aynı mahallede büyüdüğümüz için tanıyorum. Abdullah Ş.’yi ise bizzat tanımam. Kerem Abdullah’a Apo derdi. Kerem’in verdiği parayla tekneyi 25 bin TL’ye Büyükçekmece’den satın alıp Riva’ya getirdik. Teknenin bulunduğu yere beyaz bir minibüsle çok sayıda kişi getirdiler. Hepsi tekneye bindi. Doğan ve ben teknenin küçük olduğunu, bu kadar kişinin binemeyeceğini söyledik.”

Kaptan geri dönmek istedi

“Tekne yola çıktıktan sonra sahile gidip arkasından baktık. Teknenin kaptanı Cem cep telefonuyla Kerem’i aradı. Teknedekilerin gitmek istemediğini, geri döneceklerini söyledi. Bunun üzerine Afgan Apo devreye girdi. Teknedekilerle konuştu. Kerem’e ‘Senin kaptan korkuyormuş’ diye telefon açtı. Kerem’in telefonla aradığı Cem tekrar yola devam etti.”

Olayları televizyondan öğrendik

“Bir saat sonra Cem yine aradı. ‘Abi biz batıyoruz. Tekne çok su aldı. Hemen Sahil Güvenlik’e bildirin’ dedi. Kerem ellerine dizlerine vurarak biz battık, mahvolduk diyordu. Cep telefonunda Apo’yu aradı. Teknenin batmak üzere olduğunu söyledi. Sonra da cep telefonunu arabadan dışarı fırlattı. Üçümüz birlikte Apo’nun Avcılar’daki evine gittik. Apo ‘Sahil Güvenlik’i aradım. Kardeşimin teknede olduğunu söyledim. Sahil Güvenlik beni oyaladı. Yerimi tespit etmeye çalıştı. Telefonu Küçükçekmece’de attım. Bir daha görüşmeyelim’ dedi. Hepimiz evden çıktık. Kerem beni evime bıraktı. Olayları ertesi sabah televizyondan öğrendim.”

İki günlük kaptan da ölmüş

Alabora olan teknede ölen 24 kişiden birinin de kaptan Cem T. olduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan Doğan Odacıoğlu ve Serkan Uyar ise insan kaçakçılığı ve birden fazla kişinin taksirle ölümüne neden olmak suçlarından tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildiler.