• BIST 9117.17
  • Altın 2325.622
  • Dolar 32.3666
  • Euro 35.0423
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 25 °C

2. Ulusal Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu

2. Ulusal Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu
Hepatitle Yaşam Derneği (HEPYAŞAM), Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Anabilim Dalı ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği ile 2. Ulusal Sosyal Yönleriyle...

Hepatitle Yaşam Derneği (HEPYAŞAM), Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Anabilim Dalı ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği ile 2. Ulusal Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu'nu düzenledi.

Viral Hepatitle Savaşım Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, viral hepatitlerin tüm dünyada yaygın olarak görülen ve Türkiye'yi de yakından ilgilendiren önemli bir sağlık sorunu oludğunu belirterek, "Viral hepatitlerin tarihi insanlık tarihi kadar eski olup kliniği ilk olarak Hipokrat tarafından tarif edilmiştir. Blumberg'in 1963 yılında Avustralya antijenini (Hepatit B Virüsü) bulmasıyla viral hepatitlerin tarihinde yeni bir dönem açılmış ve takiben 1973 yılında hepatit A virüsü (HAV), 1977 yılında hepatit D virüsü (HDV),1989 yılında hepatit C virüsü (HCV) ve 1992 yılında hepatit E virüsü (HEV) bulunmuştur. Halen yeni hepatit etkenlerinin bulunması ve klinik önemleri konusunda çalışmalar olanca hızıyla devam etmektedir" dedi.

Viral hepatitlerin dünya için önemli bir sorun oludğunun altını çizen Tabak, "HAV'nün gelişmişlik derecesi değişik toplumlarda insanların %70-90'ını enfekte ettiği,HBV ile karşılaşma oranının dünyanın değişik yerlerinde yüzde 10-90 arasında bulunduğu ve HBV taşıyıcılarının sayısının tüm dünyada 400-500 milyon olduğu, HCV'nün ise yaklaşık olarak tüm insanların yüzde 3'ünü etkilediği göz önüne alınacak olursa insanların büyük bir çoğunluğu yaşamları boyunca değişik hepatit virüsleri ile karşılaşmaktadırlar.Bu karşılaşma A ve E tipi viral hepatitlerde nadiren fulminan seyredip, genellikle iyileşip kronikleşmeye yol açmaz iken; B, C ve D tipi viral hepatitler değişik oranlarda kronikleşerek siroz ve karaciğer kanseri gibi arzu edilmeyen hastalıklara yol açarlar.

Tamamen sağlıklı bir şahsın bir kan bağışından sonra B veya C tipi hepatit taşıyıcısı olduğunu öğrenmesi veya rutin kan kontrolleri sırasında karaciğer enzimlerinde yükseklik saptanmasını takiben yapılan incelemelerde kronik hepatit olduğunu duyması ve hepatitler ile ilgili abartılı ve kulaktan dolma bilgileri öğrenmesi ile psikolojisinin gereksiz yere ne kadar değişebileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. Yeterli ve doğru bilgilendirilmeme sonucunda şahsın ailesi ve yakın çevresi ile ilişkileri de gereksiz yere bozulmaktadır. Hepatit virüsleri ile belki de yaşam süresini hiç kısaltmayacak bir birlikteliği olan şahıs yine yanlış bilgilendirilme sonucu tüm ömrünü büyük bir karamsarlık içinde geçirecektir.

Amacımız toplumu doğru bilgilendirmek, hastalıkla savaşımda başarılı olmaktır. Hepatitle savaşım; sağlık çalışanları, kanun yapıcılar, sağlık politikası üretenler ve toplum hep birlikte olur" diye konuştu.

Hep Yaşam Derneği Başkanı Dr. Hilal Ünalmış Duda da, sağlıklı birey ve toplum için sürdürülebilir sağlık politikalarına gereksinim olduğunu belirterek, "Sağlık politikalarının sürdürülebilirliği de çok bileşenli bir durumdur. Ekonomik temeli vardır, sosyo-kültürel temeli vardır ve çevresel faktörler vardır. Sosyo-kültürel bağlamda sahneye çıkmış olan Sivil Toplum Kuruluşları da günümüzde sağlık politikalarının sürdürülebilirliğinde rol almaktadır. Günümüzde sosyo-ekonomik kavramlar arasına giren "Çözüm ortağı olma" durumu, sürdürülebilir sağlık politikaları çerçevesinde de hasta ve hasta yakınları derneklerinin sorumluluklarından biri olmaktadır" dedi.

2. Ulusal Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu

2. Ulusal Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu

2. Ulusal Sosyal Yönleriyle Hepatit Sempozyumu

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim