Hükümetin 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk soruşturmalarının ardından yaptığı tasarrufları sert şekilde eleştiren rapor, üst düzeyde yaşandığı iddia edilen yolsuzluklardan ‘derin endişe’ duyduğunu vurguluyor.
Kaleme aldığı 8. Türkiye raporunun AFET’te kabul edilmesinin ardından Zaman’a konuşan Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile yeni internet kanunlarının Türkiye’yi Kopenhag Kriterleri’nden uzaklaştırdığını vurguladı. 17 Aralık’tan bu yana AB’nin en temel değerlerinden biri olan kuvvetler ayrılığı ilkesine saygı duyulmadığına işaret eden Oomen-Ruijten bu gelişmeleri ‘esefle’ karşıladıklarını söyledi.
Türkiye’nin müzakereci aday ülke olarak bağımsız ve tarafsız bir yargıya sahip olması gerektiğine işaret eden AP raportörü, medya üzerinde artan baskıları da raporda eleştirdiklerini ifade etti. 12 Eylül 2010’daki anayasa referandumunu şahsen desteklediği hatırlatılan Oomen-Ruijten, desteklediği HSYK’nın tekrar değiştirilmesinden ‘hayal kırıklığına’ uğradığını kaydetti. “HSYK’nın değiştirilmesi bizim için hayal kırıklığı. Bu yüzden bugün kabul ettiğimiz değişiklik önergelerinde HSYK’nın AB ve Venedik Komisyonu standartlarında tekrar tadil edilmesini talep ediyoruz.” dedi. Paralel devlet tartışmalarına da değinen Hollandalı milletvekili, “Eğer böyle bir oluşum varsa bu yapıyla mücadele edilmeli. Ama mücadele mahkemede ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde olmalı, başka yerde değil.” ifadelerini kullandı.
‘HİZMET’ ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
Oomen-Ruijten’in tekrar aday olmadığı için kaleme aldığı son Türkiye raporu, 36 evet, 8 hayır ve 5 çekimser oyla kabul edildi. Önümüzdeki hafta Genel Kurul’da oylanacak raporun ciddi şekilde değişmesi beklenmiyor. Liberal grup tarafından verilen ve Hizmet Hareketi’ne şeffaflığını ilerletme çağrısı yapan 87. değişiklik önergesi ise reddedildi. Hizmet Hareketi’nin desteklediği önergeye ilişkin Oomen-Ruijten, muhatabının hükümet ve kanunlar olduğunu açıklamıştı. AP kaynakları, Hizmet’in açık desteğine rağmen önergenin reddedilme sebebini çağrının ‘adil’ olmamasına bağlıyor. 17 Aralık’tan bu yana Türkiye hükümet eliyle hızla şeffaflıktan uzaklaştırılırken sivil bir toplum örgütüne ‘şeffaflaş’ çağrısının makul olmadığını ifade eden kaynaklar, yolsuzluk soruşturmaları örtbas edilirken dikkatlerin hükümetin üzerinden kaçırılmaması gerektiğini dile getiriyor.
Oylamanın hemen ardından AP’den yapılan yazılı açıklamada yolsuzluk iddialarından ‘derin endişe’ duyulduğu vurgulanarak, anayasa reform sürecinin Türkiye’nin modernleşmesi ve demokratikleşmesi için ‘birinci öncelik’ olması gerektiği vurgulandı. Açıklamada yolsuzluk soruşturmalarını yürüten savcı ve polislerin görevlerinden alınmalarına ‘teessüf’ edilirken Sayıştay’ın etkili işleyişinin temin edilmesi, kuvvetler ayrılığı ile bağımsız yargı ilkelerine saygı gösterilmesi talep ediliyor.
